Et döner sevmeyen yok gibidir, hele hakkınca ve lezzeti yerindeyse, bir de güleryüz ile karşılanıyorsanız, görsellik de tamamsa, keyifler yerine gelir, karnınız doyduğunda bir huzur bulursunuz.
Dönerde çeşit çoktur, hangisini tercih edersiniz size bağlı: Et döner, kıyma döner, tavuk döner, sucuk döner vb. say sayabildiğin kadar. Bir de pilav üstü, pide arası, lavaş arası döner çeşitleri var yani çeşit bol herkes hepsini veya birkaç çeşidini yapıyor.
Kastamonu’da döner yiyebileceğiz birçok yer var.
Eski Uğurlu Hastanesi’nin sokağında tam köşe başında yıllardır yer alan ve şimdilerde yenilenen mekanı ile ışıldayan öyle bir lezzet var ki, burada döner yemediyseniz ‘döner yedim’ demeyin.
Eskinin Gönül Lokantası, şimdinin “Gönül Döner – Etli Ekmek ve Izgara”sı et dönerden, pide çeşitlerine, etli ekmekten, ızgara kebap çeşitlerine kadar bir çok lezzeti “Gönüllerin lezzeti” sloganı ile müşterilerine sunuyor.
Dönerin ustası Ahmet Keşkekoğlu, oğlu Necati Keşkekoğlu ile birlikte “Gönül döner”i gönüllerini de ortaya koyarak yapıyorlar.
Ahmet Usta’nın işi çok, o yüzden biz de oğlu Necati Keşkekoğlu ile sohbet ediyoruz.
“Kastamonu Akkaya’lıyız. 1970’lerde askere gitmeden babam Kastamonu’ya geliyor, şimdi rahmetli olan büyükbabamla birlikte çalışıyor, bu işe bulaşık yıkayarak başlıyor hatta babaannem de yardımcı oluyor. Ailecek Kuyudibi’nde lokantada 1972’den 1992’ye çalışıyorlar ve babam 1992 Temmuz ayında şimdi bulunduğumuz yeri açıyor.
Günlük taktığımız dönerin kilosu değişiyor. Eskiden çarşamba, cumartesi günleri iş daha yoğun olurdu; şimdi belli olmuyor. En geç 11:00’de dönerimiz asılıyor.
Sulu yemek de yapıyorduk ancak sulu yemeğe talep düştüğünden aşağıya fırın yaptırdık pide çeşitleri de yapmaya başladık.
Babam işini çok sever ve çok çalışkandır. Kastamonu dönerinen ustası… Gençliğinden beri bu işin içinde. Dönerimizin lezzetli olması dana ve kuzu etinin birbirine uyumu ile gerçekleşiyor.
Her işyerinde olduğu gibi askeriye yemin törenlerinde bizimde işimiz daha yoğun oluyor. Askeriyenin Kastamonu’ya ekonomik anlamda çok büyük faydası var.
Bu sokakta Uğurlu Hastahanesi vardı. Kapanmadan önce işimiz hergün daha yoğun oluyordu. Zira hastaneye gelenler, hastasını ziyarete gelenler en azından bir çorba içiyorlardı, hastahane kapanınca işimiz yarı yarıya düştü.
Bir de hemen bir dükkan ilerimiz köprü ve sonrası Belediye Caddesine giriş, oralara ışıklandırma yapıldı; İplikçiler çarşısı, Adalet Caddesi gibi yerler ışıklandırıldı, buralara yapılmadı. Akşam olduğunda her yer karanlık. Az ileride tarihi Ferhat Paşa Camii var, ama ışıklandırma olmadığından sokak ıssız ve karanlık oluyor. Biz de 22.00 civarında kapatmak zorunda kalıyoruz. Bu yüzden ışıklandırma talep ediyoruz birkaç kez bildirdik ilgili yerlere ancak dikkate alınmadı.”
İşyerlerinden, işlerinden ve müşterilerinden memnunlar, ancak her işletmenin olduğu gibi onların da bazı çevresel sorunları var. Haklı olarak “daha çok iş, daha çok istihdam yaratır” diyorlar ve bir an önce diğer sokaklara yapılan ışıklandırmaların kendi caddelerine de yapılmasını bekliyorlar.
“Seveceğin bir iş seçersen, yaşamında bir gün bile çalışmış olmazsın.” (Konfüçyüs)
Yazı ve Fotoğraflar: Bülend Çadırcıoğlu