Son yıllarda bir tarafta “sokak iyileştirme” misali “kültürel mirası koruma” çalışmaları şehrimizde etaplar halinde birbiri peşine sürse de, diğer yanda “teleferik, Acem Hanı, Küpciğez Mescidi” misali “tercihler” ile kültürel miras ciddi oranda yara alıyor…
Asırların mirası sessiz sedasız “eksilme” tehlikesinde.
Kültürel miras namına “risk” teşkil eden “ana damar” misali 3 örnek verdim ancak şehrin toplamdaki “kültür miras, doğa, iklim, nüfus vesaire” tabanlı varlığı göz önüne alındığında kılcal damarlara kadar inen “risk” ile karşı karşıyayız…
“Yetki” kamuda elbette “sorumluluk” ise vatandaşın omzunda ne var ki.
Hatalı bakış açıları sonuncunda alınan kararlar ile dirhem dirhem eksilecek olan, kent envanterinin ötesinde “dünya kültür hazinesi” unutmayalım ki…
Kastamonu sırtını tarihsel ve kültürel birikimine yaslamış bir “dünya kenti” neticede (değil mi yoksa?).
Gelinen noktada şehrimizin kültür dokusunu korumak için (en azından bana öyle geliyor ki) ek mevzuata ihtiyaç var…
En azından “söz, yetki, karar” mekanizmalarında “çoksesli” bir yapı bu sayede ortaya çıkabilir.
“Kastamonu Kültürel Mirası Koruma Birliği”…
Şehrimizin kültür dokusunu “çoksesli” ancak “tek elden” korumak ve yaşatmaya yönelik “elzem” bir “kamu birliği”.
Not: Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın geçtiğimiz haftaki Bilecik temaslarında kamuoyuna bir “birlik” yansıdı, “Neden Bilecik’te var da, Kastamonu’da yok” diye düşündüm, hem kültürel mirasın korunması hem de “işlev verilerek” geleceğe taşınmasına yönelik tam da şehrimizin aradığı “araç”…
“Ertuğrul Gazi Birliği”.
Başkanlığını Bilecik Valisi’nin yaptığı, üyelerinin “Bilecik İl Özel İdaresi, Söğüt Köylere Hizmet Götürme Birliği, Söğüt Belediyesi” olduğu “birlik”, 2017 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile hayata geçti…
“Birliğin amacı; Osmanlının kuruluşuna beşiklik eden bu coğrafyada, başta Osmanlı İmparatorluğundan kalanlar olmak üzere tüm tarihi ve kültürel mirasın korunması, yaşatılması, aslına uygun olarak gelecek kuşaklara aktarılması; birliğin faaliyet alanı içerisinde, öncelikle de Ertuğrul Gazi Türbesi ve civarı olmak üzere, anma şenliklerinin yapıldığı mekanlar, Söğüt ve diğer yerlerdeki Osmanlı’nın kuruluşuna beşiklik etmiş alanların düzenlenmesi, ihatası, alt yapı, restorasyon, yapım, bakım, onarım ve işletilmesi; bunların tanıtımı için toplantı, fuar, konferans ve şenliklerin düzenlenmesi, gerekli basım ve yayım faaliyetinde bulunulması; Osmanlı’nın kurucusu ve manevi mimarları, Ertuğrul Gazi, Şeyh Edebali ve Dursun Fakih ile ilgili anma programları, şenlikler ile toplantılar düzenlenmesi ve bu programlar için her türlü faaliyette bulunulmasıdır.”
“Lafta kalan” bir kuruluş değil, bizatihi “yatırımcı”…
“Bu amaçların gerçekleştirilmesi için üye mahalli idareler, birliğe, imar, su ve kanalizasyon gibi kentsel alt yapı; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi, kültür ve tabiat varlıkları ile tarihî dokunun ve kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin korunması, bunların bakım ve onarımı, korunması mümkün olmayanların aslına uygun olarak yeniden inşa edebilmeleri konusunda yetki devretmişlerdir.”
Bakan Varank törende açıkladı, “Bilecik-Söğüt Ertuğrul Gazi Birliği” ile geliştirdikleri “Söğüt Alp Kıyafetleri Dikim Atölyesi” projesini…
Tarihi dokunun korunması yanı sıra “işlev” sorumluluğunun da yerel potansiyel göz önüne alınarak yerine getirilmesine verilebilecek en güzel örnek.
Ülkemizde güzel işler oluyor…
Enseyi hiç karartmayalım.
Örnek alalım…
“Birlik” olalım.
MUSTAFA AFACAN