CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, “Hükümet, belediye başkanları, siyasetçiler, toplumun bütün kurumlar bir an önce görevinin başına dönmelidir. Kastamonu için kaybedilecek bir dakika bile yoktur. Kastamonu’nun sorunları da çok büyüktür. Bu seçimlerin, başta iktidar partisi olmak üzere Kastamonu’da görev yapan, bütün siyasiler içinde bir diyalog kapısının açılmasına vesile olmasını temenni ediyoruz” dedi.
Erbilgin, açıklamalarında İstanbul seçimlerinin yanı sıra hayvancılık, Pınarbaşı’ndaki mermer ocakları, şehir içerisindeki park yasağı, Belediye’nin ramazan etkinlikleri bütçesi gibi konularda da değerlendirmede bulundu; MHP İl Başkanı’nın AK parti Gençlik kolları Başkanıyla ileli iddiasına açıklık getirilmesini, Harp Malülü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Satıoğlu’nun da istifasını istedi.
CHP Kastamonu İl Başkanı Hikmet Erbilgin, dün milletvekili Hasan Baltacı ile birlikte 23 Haziran seçimleri sonrasında bir basın toplantısı düzenledi. Hikmet Erbilgin, açıklamalarında İstanbul seçimlerinin yanı sıra hayvancılık, Pınarbaşı’ndaki mermer ocakları, şehir içerisindeki park yasağı, Belediye’nin ramazan etkinlikleri bütçesi gibi konularda da değerlendirmede bulundu.
Erbilgin ayrıca, MHP İl Başkanı tarafından ortaya atılan AK Parti Gençlik Kolları Başkanı’nın belediyede çalışmadan para aldığı yönündeki iddialar ile şehit aileleri ve gazilerin temsilcisi olarak görülen Berat Satıoğlu’nun 23 Haziran seçimlerinde bir adayı açıktan desteklemesi hakkında da eleştirilerini sıraladı ve Satıoğlu’nu istifaya davet etti.
“BU SEÇİM BİZİM İÇİN BİR KUCAKLAŞMADIR”
CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, basın toplantısında yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“31 Mart’ta 16 milyon İstanbullu’nun takdiri, sandığa yansımıştı. İktidar, YSK eliyle seçimlere itiraz etti ve bu seçimlerin tekrar edilmesi yönünde halkın iradesine karşı bir tutum sergilendi. Dolayısıyla, YSK; tarihinde ilk kez hem de hiçbir hukuki olmayan bir gerekçeyle seçimleri iptal etti. 23 Haziran seçimlerinde YSK’nın ve iktidarın tutumuna karşı haklının yanında duran milletimizin ferasetine güvendik ve teslim ettik. 13 bin 700 farkı beğenmeyenler 800 bini aşkın bir farkla karşı karşıya kaldılar. Fark her ne kadar 800 bin olsa da biz buna bir zafer demek yerine bir başlangıç, kucaklaşma demeyi uygun görüyoruz. Toplumun bu kadar kutuplaştığı bir yerde taraftarların birbirine karşı zafer ilan etmesinin hiçbir anlamı yok. Bu ülke için esas olan kucaklaşmadır. Hizmettir. Biz 23 Haziran seçimlerini tarif ederken zafer kavramından uzak duruyoruz. Gerek Binali Yıldırım’a gerek Ekrem İmamoğlu’na gerekse de diğer adaylara oy verenlerde bu ülkenin yurttaşlarıdır. Her birinin oyu kıymetlidir ve bizim nazarımızda eşittir. Bu nedenle seçim sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi dışında, sayın İmamoğlu’na teveccüh eden Halkların Demokratik Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik Partisi taraftarlarına ve üyelerine teşekkürü bir borç biliyorum. Ayrıca bizimle birlikte sahada omuz omuza çalışmış olan İYİ Parti teşkilatlarına da İl Başkanı Özcan Büyükşen şahsında teşekkür ediyorum.”
“KASTAMONU İÇİN KAYBEDİLECEK 1 DAKİKA BİLE YOKTUR”
“Bir an önce hükümet, belediye başkanları, siyasetçiler, toplumun bütün kurumlar görevinin başına dönmelidir. Kastamonu için kaybedilecek bir dakika bile yoktur. Kastamonu’nun sorunları da çok büyüktür. Bu seçimlerin, başta iktidar partisi olmak üzere Kastamonu’da görev yapan, bütün siyasiler içinde bir diyalog kapısının açılmasına vesile olmasını temenni ediyoruz. Uzun zamandır Kastamonu’da iktidar partisi, her şeyi ben bilirim biçiminde ilerledi. Bunun Kastamonu’ya faydası yok. Bunu en son sarımsakla ilgili toplantıya sayın vekilimizin çağrılmamasıyla yaşadık, en son Milli Eğitim Bakanımız buraya geldiğinde bilgilendirilmemiştik ve yine sayın vekilimize muhtemelen davetiye gitti ama Kastamonuspor 1966’nın kongresine il başkanlığımızın davet edilmediğini ve bunun da Kastamonu’nun yan yana gelmesini zorlaştırdığını söylemek istiyorum. Ülkemiz ve şehrimiz belirsizliklerden yoruldu. Bu seçimde öğrendiğimiz en önemli şey, Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde israf ve şatafattan uzaklaşması gerekiyor. Ekonomimiz ağır sorunlarla karşı karşıya. Biz tasarrufu esas alan bir sürece geçmeliyiz. Bazı kesimlere göre erken seçim beklentisi var, fakat 4 yıllık seçimsiz bir süreç var. 4 yıllık süreç, muhalefetiyle; iktidarıyla, belediyeye görevine yeni gelen arkadaşlarla beraber iyi değerlendirilmelidir. Herkes görevine odaklanmalıdır. Bu vesileyle Kastamonu Belediyesi, milletvekillerimiz, kurum müdürleri de görevine odaklanmalıdır.”
“DİYANET SEÇİMLERE ÇOK MÜDAHİL OLDU”
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nın seçimlere çok fazla müdahil olduğunu gördük ve üzüldük. Cumhurbaşkanımızla beraber kimi programlara çıktığını gördük üzüldük. Bütün kurumlar kendi alanında görev yapmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı; ‘hırsızlık var, rüşvet var, yalan var, çalmak var, iftira var, ötekileştirme var’ diyemezken, ‘topluma illet, zillet demek bizde yok’ diyemezken, ‘toplumun bir bölümüne Pontus diyemezsin’ diye ifadeler kullanmazken, bu tür kurumların taraflaşmış olması da bizi üzdü.”
TARIM VE HAYVANCILIK
“2017 yılında Et ve Süt Kurumu, 279 milyon lira kar etmiş; 2018 yılına geldiğimizde ise aynı kurum, 491 milyon lira zarar etmiş. Bu zararın nedeni bilinen büyük marketlere ucuz et satma gerekçesiydi. Ama bu başta Kastamonu olmak üzere tarım ve hayvancılığımıza ciddi anlamda zarar verdi. Bunu seçimlerin ardından hemen gördük, mazota 22 kuruş zam geldi; şekere yüzde 16, çaya yüzde 15 zam geldi. Tarım Bakanlığı 10 yılda 12,2 milyar dolarlık buğday ithal ettiğini söylemiş, peşinden söylemiş ki 22 milyar dolar bu ithal ettiğimiz buğdaydan un ve makarna yaparak ihracatta bulunduk demiş. Bizim Kastamonu’muzun tarım alanları bomboş, biz neden buğdayı ithal ediyoruz? Niye burada sistemli bir tarım politikasına geçmiyoruz. Bizim odaklanmamız gereken nokta burası. Traktör üretimi 5 ayda yüzde 60 düşmüş. 2018 yılında 1 milyon 886 bin baş canlı hayvan, 55 bin 752 ton kırmızı et ithal etmişiz. Biz bunları ithal ederken Devrekani’yi, Ağlı’yı zor durumda bırakmışız. Oranın ekonomisine balta vurmuşuz. İthalat için 2,1 milyar dolar ödenmiş; etin yüzde 76’sı Polonya’dan, canlı hayvanın yüzde 42’si Brezilya’dan ithal edilmiş. Türkiye’nin bu ülkelerden bir eksiği mi var?”
PINARBAŞI MERMER OCAKLARI
“Bir süre önce Pınarbaşı’nda mermer ocaklarıyla ilgili bir açıklama yapmıştım. Hem İstanbul’da hem Pınarbaşı’nda o yörenin insanları açıklamalar yapıyor. Siyaset, halkın taleplerini dinleme ve ona çözüm üretme işidir. İl Genel Meclisi’nden bu konuyla ilgili bir talepte bulunduk fakat geri dönüş alamadık. Pınarbaşı’yla ilgili bir komisyon oluşturulması gerektiğini ve oradaki insanların taleplerinin dinlenmesi gerektiğini söyledik fakat olmadı. İktidarın, Pınarbaşı’nda İGM üyeleri var, kendi insanların sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. Çünkü o hiyerarşi yukarıya doğru olmayı gerektiriyor. AKP’nin bir an önce Pınarbaşılıların taleplerine cevap vermesi ve burayla ilgili bir komisyon oluşturması gerekiyor. Temennimiz İGM, burayla ilgili bir çözüme odaklanır. Biz muhalefet partisi olarak Pınarbaşı’nın sorunlarına sahip çıkacağımızı ilan ediyorum. İGM, bir an önce kendi arasında parti içi rekabetten kurtulup, Pınarbaşılıların ve Kastamonuluların sorunlarına odaklanması gerekiyor. Pınarbaşı, İGM Başkanıyla Ziraat Odası Başkanı’nın rekabetine kurban edilemeyecek kadar değerlidir.”
“PARK YASAĞI EŞİT VE ADİL OLMALI”
“Dün itibariyle Kastamonu Belediyesi, ana caddede park yasağının başladığını ilan etti. Biz de gözlemledik. Park yasağı demeyi doğru bulmuyorum, Kastamonu’nun kent kültürünün geliştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle park yasağı demek yerine ‘Trafik Düzenlenmesi’ demek daha doğru olur. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı olarak bu karara destek vereceğiz. Ancak tek başına orada park etmiş araçları kaldırmak ise bu yetersiz bir şeydir. Kaldırılacak araçlarla ilgili bütün şehir için hakkaniyete ihtiyaç var. Geçmiş dönemlerde yurttaşlarımızdan şöyle şikayetler aldık; örneğin cadde boyunca kendisini güçlü eden iş yerlerinin, onlarda bizim esnaflarımız ve kıymetli işverenlerimiz. Ancak otelleri için park yeri ayrılırken, gariban vatandaşların araçları için baskı olduğuna dair şikayetler almıştık. Bu uygulama eşit ve adil olmalıdır. Trafik sorunu sadece park yasağıyla çözülemez, hızlı bir biçimde bir kent bilincine, bununla ilgili Sivil Toplum Kuruluşları, muhtarlara ve ihtiyaç var ise afiş broşür gibi araçlarla kamuoyunu ortak bir bilince çağırmaya ihtiyaç var. Sadece, zabıtalarımızı;belediye görevlilerimizi oraya dikerek, biz trafiği terbiye edeceğimizi düşünüyorsak yanılıyoruz. Kolluk kuvvetleriyle trafik terbiye edilemez, bazı yerlerde insanların anlık durmaya ihtiyacı olduğu alanlar var. Bununla ilgili işin uzmanlarından bilgi alınmalı ve en azından kısa vadede Kastamonu’da hızlı bir biçimde bisiklet yoluyla ilgili bir girişim yapılmalıdır. Biz ilk etapta, Olukbaşı’ndan Salı Pazarı’na kadar pilot uygulama için başlangıç olabilir. Belediyeye de bunu öneriyoruz. Yol dar gibi söylemler olabilir ama dünyada bununla ilgili çok fazla örnek var. Fikir alışverişleri yapılıp çözüm üretilebilir. Sadece park yasağına sıkışmış bir alan, bizim için doğru değil”
“RAMAZAN’DAKİ CANLI YAYIN BÜTÇESİ NE KADARDI?”
“Pazartesi günü gerçekleşecek olan Belediye Meclisi Toplantısına şahsen kendim de katılacağım. Orada Belediye Başkanımıza 2 konuda soru ileteceğiz. Ramazan ayı boyunca Nasrullah Meydanı’nda Belediye Başkanlığı iftar programları düzenledi. Orada kültürümüze de uygun, Hacivat ve Karagöz gibi bir çok etkinlikler gerçekleşti. Bunların, doğru olduğunu da düşünüyoruz. Kastamonuluların buna ihtiyacı olduğunu, geçmiş ve geleceğin bu anlamda birleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu organizasyonu yapan Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Ancak şunu eleştirmeden geçemeyeceğim; Belediye kısa bir süre önce borçlanma yetkisi istedi. Para yok dedi. Borca ihtiyacımız var dedi. Ancak Ramazan ayı boyunca o programlar Bengü Türk TV’den canlı yayınlandı. Belediye buraya ne kadar bütçe ayırdı, bunu kamuoyuyla paylaşması gerekiyor. Bizim tasarruf dediğimiz, israfa yer vermeyelim dediğimiz yerlerde, canlı yayın olabilir ama 30 gün boyunca iktidara odaklanmış bir TV kanalı aracılığıyla canlı yayın yapılıyorsa, acaba diyoruz. Burada bir kaynak aktarımı mı oldu? diye düşünüyoruz. Bir taraftan bütçemiz yok diyerek borçlanma yetkisi istenirken, diğer taraftan hepimizin vergileriyle oluşan bütçeyi 30 gün sürecek bir canlı yayınla har vurup harman savurmak ne kadar doğru? Belediye kaynağımız buraya ne kadar aktarılmıştır, kamuoyunun bilgilendirilmesini istiyoruz.”
“AKP GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI BELEDİYE’DE ÇALIŞMADAN ÜCRET ALDI MI?”
“Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanının Kastamonululara karşı hiçbir sorumluluk duygusu yok. Biz toplumsal kucaklaşma istedikçe o umursamıyor. Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı bir açıklama yaptı. Kastamonu Belediyesi’nde AKP Gençlik Kolları Başkanıyla ilgili imalarda bulundu. MHP İl Başkanı yalan söylüyorsa Doğan Ünlü çıksın desin ki; hayır MHP İl Başkanı yalan söylüyor desin. İşe gitmeden maaş alıyorsa bu ahlaki bir sorundur. Bu sürecin takipçisi olacağız. Kendisini iktidara taşıyan seçmenlere karşı sorumluluğu var ise Doğan Ünlü’nün bu konuya cevap vermesi gerekiyor. Ancak bu sorumluluk Doğan Ünlü’yü de aşan bir noktaya gelmiştir. Artık şehrin yeni bir Belediye Başkanı vardır ve kendi il başkanı da bir açıklama yapmıştır. AKP Gençlik Kolları Başkanı’yla ilgili bir iddia ortaya atmıştır. Belediye Başkanı bunu görmezden gelemez. Bununla ilgili bir açıklama yapması gerekiyor. ‘Bu arkadaş mesailerine nizami geliyor, benim il başkanım yanlış bir açıklama yapmıştır’ demeli ya da ‘Tespiti doğrudur biz de gereğini yaptık’ demeli. Ben buradan Belediye Başkanına soruyorum, ‘Gereğini yaptınız mı, yapmadınız mı?’ Biz şeffaflık istiyoruz. Mesele Kastamonu’ysa, mesele siyasetin yeniden nitelik kazanmasıysa; belediye başkanı bu soruya cevap vermeden olmaz. Hem kendi il başkanına, hem Doğan Ünlü’ye, hem de bize cevap vermelidir.”
“SATIOĞLU İSTİFA ETMELİDİR”
“Birkaç seferdir, Ziraat Odası Başkanına görevini doğru şekilde yapması yönünde çağrılarda bulunuyoruz. ‘Sen, AK Partili olabilirsin ama oraya odaklanma’ diyoruz. Bu memleketin tarımıyla ilgili sorunu var çünkü. AKP’nin İstanbul seçimleriyle ilgili çektiği videoda şöyle bir trajedi yaşıyoruz. Türkiye Harp Malülü Gaziler Şehitler Dul ve Yetimleri Derneği Kastamonu Şube Başkanı Berat Satıoğlu da var o videoda. O dernekte yer alanların hepsi AKP’li mi? O şehit çocuklarının hepsi MHP’li mi? Oradaki gazilerimiz, dullarımız CHP’li mi?Sendikalar ve dernekler açıklama yapsın, odalarda açıklama yapsın, siyaseten çağrılar yapsınlar. Ama Türkiye Harp Mahlulü Gaziler Şehitler Dul Yetimler Derneği Başkanı da mutlaka siyaseten açıklamalar yapmalı. Şehitlerin çocukları, gazilerimizin ihtiyaçları var demeli. Ama şube başkanımız böyle bir alanda, bütün ülkeyi ilgilendiren, hepimizi kucaklaması gereken bir derneğin başkanı, bir aday lehine, bir klipte oynuyorsa bu çok vahimdir. Biz birkaç sefer istifa çağrıları yaptık. Siyaset doğru işlemediği için, bu çağrıları yaptıklarımızda arsızlık ve utanmazlık olduğu için kulaklarının arkasına atıyorlar. Bu klipte oynayan dernek başkanı da bir an önce istifa etmelidir. ‘Binali Bey’e oy verin’ çağrısı yapan dernek başkanı, şehitlerimizin eşlerini, çocuklarını ve gazilerimizi incitmiştir. Çok büyük vebaldir. Berat Satıoğlu, ‘Benim derneğimdeki herkes Adalet ve Kalkınma Partili, Milliyetçi Hareket Partili’ derse ben itiraz etmeyeceğim. Bu dernek bizim ortak değerimiz ise siyaseten çağrı yapması gereken yer burası değil. Siyasette illa çağrı yapacaksa diyecek ki, ‘Bu ülkede şehit yakınlarına, gazilere ödenen maaşlarda ayrıma son verin’ diyecek. ‘15 Temmuz gazileriyle, diğer gazilerimiz arasındaki ayrıma son verin’ diyecek. Bunu diyememiş bir dernek başkanının bu açıklamaları yapması, esasen derneğin çıkarları değil, kendi kariyer planlamasının bir parçasıdır. Eğer birazcık utanma varsa, bu dernek başkanlığından istifa etmelidir. AKP’ye bütün şehit ve gazilerin bilgisini verme konusunda kapıları ardına kadar açan bu başkan, bizim bazı taleplerimizi geçmişte karşılamamıştır. Bir an önce bu ayıptan kurtulmalıdır.”