İnsanlar için birinci öncelik daima ekonomidir. Tarım toplumunda nüfus, akarsuların geçtiği zengin ovalardayoğunlaşmış.Yakın çevremizde Dicle, Fırat, Nil, Tuna, Kızılırmak, Sakarya ve Ege’deki ırmakların çevresinde olduğu gibi. Savaşlar verimli topraklara sahip olmak için yapılmış. Söz gelimi Hitit, Roma ve atalarımızın Mısır’a sahip olmak istemesindeki en önemli etken buranın toprak zenginliğidir.
- asrın sonlarında Avrupa’da Sanayi Devrimi meydana geldi. İnsanlar fabrikalarda çalışmak suretiyle para kazandı. Buna 20. yüz yılda turizm sektörü eklendi. Gelecek yıllarda yenileri de mutlaka olacaktır.
Sanayi Devrim ile başlayan fabrikalaşma döneminde, kırsal kesimden sanayi bölgelerine yoğun göçler meydana geldi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aynı durum yaşandı. Sanayi tesislerinin toplandığı İstanbul, İzmit, Bursa’da nüfus yoğunluğu arttı.Türkiye nüfusunun üçte biri buralarda yaşıyor.
TÜİK verilerine göre nüfusu azalan şehirler yanında artanlar da var.İnsanlar daha iyi bir gelecek içinbaşka yerlere göç ediyor. Kastamonu, yıllardan beri göç veren illerin başında geliyor. Bunu önlemenin yolu il dâhilinde istihdam yani yeni iş sahaları açmaktır.
Kastamonu’dan ayrılanlar daha çok İstanbul, Bursa, İzmir, Antalya taraflarına gidiyor.Genç nüfus, kendisi için Kastamonu’da bir istikbal görmüyor. Arazinin zaten %80’i ormanla kaplı. Tarıma elverişli yerlerçok sınırlı. Devrez veGökırmakvâdilerinde sulu tarım yapılıyor. Tosya’da pirinç, Taşköprü’de pancar ve sarımsak; Devrekâni’de hayvancılık önemli gelir kaynağı. Sahilde tarım alanı hiç yok. Biraz fındık üretiliyor ama elde edilen ürün bir ailenin geçimini sağlamaya yetmiyor. Bu şekliyleKastamonu’nun tarım yoluyla kalkınması mümkün değil.
Sanayileşme bakımından çok geri kaldık. 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde Şeker Fabrikası dışında devlete ait bir fabrika yok. O da satılacak ama muhtemelen alıcısı yok. Taşköprü’de SEKA’nın sigara kâğıdı fabrikası hammadde yetersizliğinden kapanmak zorunda kaldı. Fransız ve Finlandiyalı ortakların kurduğu bu fabrika, Balkanların ve Orta Doğu’nun en modern tesisiydi. Üretilen kendir, fabrikanın ihtiyacını karşılayamadı. Demek ki yeterli fizibilite yapılmamış.
Özel sektöre ait, daha ziyade ağaç işleyen birkaç sanayi tesisi var. Onlar da sınırlı sayıda istihdam sağlıyor, il ekonomisine katkı yapıyor.
Şu aşamada İl genelinde tarım yetersiz. Köylerde toprak az, göç nedeniyle bunlar da ekilmiyor. Eskiden yapılan kendir ve meyve üretimi bugün yok. Devrez ırmağında suazalmış, pirinç üretimi düşük, belki hiç ekilmeyecek. Son yıllarda hayvancılık da geriye gitmiş, sayılar azalmış.
Turizmi öne çıkarmaya çalışıyoruz ama kendimiz çalıp oynuyoruz. Turizmin alt yapısı yok. Her şeyden önce konaklama tesislerimiz yetersiz. İl merkezli bir turizm anlayışı görüyorum. Bu şekilde bir sonuç alınamaz. İl turizmini 20 ilçeyle birlikte düşünmek gerekir. Her ilçe kendini öne çıkarmak istiyor. Etkinlikler yaz aylarıyla sınırlı kalıyor.
Turizm için bazı festivaller, şenlikler, kongreler düzenlenmeli. Bırakın yenilerini, elimizdeki değerlerin bile kıymetini bilmiyoruz. 23 Ağustos Atatürk’ün ziyareti ve Kıyafet Devrimi, 10 Aralık İlk Kadın Mitingi gibi değerlerimize gösterilen ilgi yürek sızlatıyor. Bu önemli günlerde büyük organizasyonlar, kongreler yaparak yüzlerce insanı buraya getirmek mümkün.
İlçeler bu açıdan daha faal. Cide, Abana, Araç, Pınarbaşı ve Azdavay’da yapılan şenlikleri önemsiyorum. Azdavay ve Pınarbaşı’ndaki kanyonlar, mağaralar son yıllarda ilgi çekiyor. Taşköprü’deki sarımsak festivali önemli. AncaksayınHasan Altan’ın zamanındaki gibi ses getirmediğini de söyleyeyim.
Davulcu Karayılan (Mahir Dağlı) Türkiye’de birmarka, dünyada tanınan bir insan. Daha önce de yazdık; onun adına Davul Festivali veya Vurmalı SazlarFestivali neden düzenlenmiyor? Bu konuyu 1984 yılında, ilk gündeme getiren Gazi Eğitim Fakültesi Müzik Bölümü Başkanı sayın Prof. Dr. Ali Uçan olmuştu. Birkaç yazı yazdık ama kırk yıldır bir hareket yok ortada.
Turizm Fakültesi öğretim üyesi sayın Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu; “Kastamonu Köyleri Lavanta Kokacak” sloganı ile lavanta bitkisinin üretimini başlattı. Hayırlı bir teşebbüs, kutluyorum.Turizmi çeşitlendirmek adına bu girişimi önemsiyor,yakın gelecekte hasat festivali bekliyorum.
Asırlık ulaşım sorunumuz hâlâ devam ediyor. Havaalanı açılması, uçak seferlerinin başlaması elbette çok önemli. Ancak sisli havalarda uçaklar hâlâ inemiyor. Demek oluyor ki, söylenenin aksine teknik alt yapıda bir noksanlık var.
Karayolu yapımında çok gerilerdeyiz. Bölge Müdürlüğü kurulalı elli yılı geçti ama 50 kilometrelik Araç yolu hâlâ beton asfalt değil. Daday, şehrin banliyösü durumunda, 30 kilometrelik yol yıllardır yapılmadı. Üstelik turizm açısından Ballıdağgöz bebeğimiz.
Bu gidişle İnebolu yolu 10 sene daha bekler, Seydiler’den ilerisi yok. Tünel çalışmalarına da henüz başlanmamış. Hele Tosya yolundan hiç söz etmeyelim. Muhtemeldir ki Tosyalılar, merkezle ulaşımı Ilgaz üzerinden sağlayacaklar.
Yol konusunda en önemli kazanım Ilgaz tüneli oldu. 1960’larda başlayan tünel girişimleri uzun süre tartışıldı.Laf çoktu ama ortada proje yoktu. Daha önce de yazdım; tünel konusunda sayın Binali Yıldırım’ın hakkını teslim edelim.Özellikle ağır yük taşıyan araçlar şimdi daha rahat gidip geliyor.
Batı Karadeniz Bölgesi için hayatî önem taşıyan Karadeniz sahil yolu her nedense Sinop’ta kaldı. Bu yol Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Sinop ve kısmen Karabük için çok önemli. Aynı zamanda turizm açısından ülkemiz için bir prestij yolu. Gündemden düştü, yerel basında bile konu edilmiyor artık.
Ulaşım yetersiz, sanayi yok, turizmin adı var kendisi yok; tarım, hayvancılık geriliyor. Bütün bunlar olmayınca istihdam sağlanamıyor. Onun için insanlar baba toprağınıterk edip başka yerlerde rızık arıyor. Yani göçdevam ediyor.
Gelişme bir yana,erimeyi önlemek için neler yapılabilir?
Ulaşım alanında, haftanın 4 günü Avrupa yakasından, 3 günü de Sabiha Gökçen’den uçak seferleri düzenlenmeli.Turizm için bu şart. İlçelere giden yolların standardı yükseltilmeli, Tosya yolu yeniden yapılmalı.
Bundan böyle gıda sektörü çok önemli. Hayvancılık, özellikle köylerdeki küçük besiciler desteklenmeli.
MUSTAFA ESKİ