Kastamonu, Türkiye’de geleneksel kültürünü/folklorunu en iyi koruyan ilk yedi ilden biridir. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi/mutfak kültürü dalında aday durumundadır. El sanatları dalında aday gösterilse daha kısa zamanda sonuç alınır ve ekonomik getirisi daha büyük olabilirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığındaki 27 yıllık bu işle ilgili tecrübemiz göz ardı edildi, telefonla dahi görüşümüz sorulmadı. El sanatları dalında adaylık, mutfak zenginliğini sergilemeye engel değildi ki… Bakınız, Kırşehir geçen yıl geleneksel müzik dalında kolayca Yaratıcı Şehirler Ağı’na dâhil oluverdi. Neşet Ertaş, tek başına öldüğü hâlde şehrine bu unvanı getirdi. Arkası gelmezse, gelenek sürmezse bu unvanın değeri zamanla yok olacaktır.
İlimizin coğrafi işaretli ürünlerinden bir bölümü el sanatları dalındadır. Kastamonu Taş Baskı Dokuması, Tosya Bıçkısı ve Tosya Kıstısı gibi. Kastamonu Örme Fanilası için ise çalışmalar devam etmektedir. Gönlümüz Tosya kuşağı, Tekeli bağlaması ile çarşaf bağını bu listede görmek isterdi. Demek ki, yeni uzmanların bir bildiği var.
Kastamonu’da en gelişmiş, tarihî kökene sahip el sanatları bakırcılık, demircilik, ahşap oyma sanatı, oyacılık, dantelcilik, bez-kuşak dokumacılığı, yazmacılık, örücülük, sepetçilik, halk çalgıları yapımı, bıçakçılık, kuyumculuktur. Bu sanatların tarihsel izlerini şu kaynaklarda aradık:
Cevdet Yakupoğlu; Kuzeybatı Anadolu’nun Sosyo-Ekonomik Tarihi: XIII-XV. Yüzyıllar, Ankara 2009, 646 s. Gazi Kitabevi.
Ahmet Kankal; Türkmen’in Kaidesi Kastamonu/XV-XVIII. Yüzyıllar Arası Şehir Hayatı, Ankara 2004, 387 s.
Fahri Maden; XVIII. Yüzyıl Sonlarında Kastamonu, İstanbul 2012, 174 s. Roza Yayınevi.
Murat Fidan; Osmanlı Dönemi Kastamonu’da Esnaflık ve Ticarî Hayat, Ankara 2020, 296 s. Gece Kitaplığı.
Küre’de bakır ve bir miktar demir (Taşköprü’de de var) madenlerinin bulunması, küçükbaş hayvan, kendir zenginliği 13-15. yüzyıl Beylikler Döneminde bazı el sanatlarının şehir merkezinde gelişmesine sebep olmuştur. Prof. Yakupoğlu’nun tespitine göre, bu yüzyıllarda şehirde şu el sanatı dallarında faaliyet gösteren esnaf ve zanaatkârlar bulunmaktaydı: Bakırcı, demirci, bıçakçı, kıncı, kazancı, kalaycı, dokumacı, sofçu (tiftik kumaş), boyacı (kumaş, bez boyacısı), hasırcı, keçeci, hallaç, urgancı, debbağ, börkçü, terzi, elekçi, güvlekçi, saraç, neccar (marangoz), taş ustaları, çeşme-su yolu tamir ustaları. Bu dönemde Tosya’da alaca ve beyaz yün kumaş dokunduğu da belgelere geçmiştir.
15.18. yüzyıllar arasında şehirdeki sosyo-ekonomik hayatı inceleyen Doç. Kankal, daha çok belgeye ulaşmış, el sanatlarıyla ilgili esnaf ve zanaatkârları şu şekilde belirlemiştir:
1487 yılında şehirdeki meslekler (s.114): Debbağ, zer-ger (kuyumcu), bakırcı, demirci, kalem-dûz (yazmacı, yemenici), dokumacı (pamuklu, yünlü, tiftik), boyacı, basmacı, kassar (yıkayıcı), saraç, köşger (ayakkabıcı), hallaç, neccar (marangoz), kürkçü. Sonraki yüzyıllarda daha ayrıntılı bir esnaf ve zanaatkâr karşımıza çıkıyor (s.157-159): Bakırcı, kazancı, kalaycı, demirci, nalçacı, nalbant, iğneci, kepkep (çivici), çilingir, kürekçi, debbağ, saraç, mûytap/mutaf, semerci, köşger (ayakkabıcı), eskici, kürkçü, köscü (davul yapıcısı), dokumacı (pamuklu, yünlü, tiftik/sof dokuma), boyacı, tarakçı, hallaç, terzi, kavukçu/külahçı, urgancı, hasırcı, neccar (marangoz, dülger), pedavracı, bastoncu, arabacı, kavvas (okçu), çömlekçi.
- yüzyıl sonunda şehirdeki esnaf ve zanaatkârlar hakkında Dr. Maden’in kitabında da yeni bilgiler vardır. Dr. Maden, şehir merkezinde 30 civarında basmacı bulunduğunu yazıyor (s.45). Boyacı ve basmacı esnafı, benzer işi yaptıklarından aralarında anlaşmazlıklara çözüm olarak 19. yüzyılın başında (1842) iş bölümü yapmışlardır. Kumaşlara çeşitli renklerde motif basmak işi basmacı, kumaşları-bezleri boyama işi ise boyacı esnafına bırakılmıştır. Dr. Maden, 18. yüzyıl sonundaki Kastamonu esnafı arasında kuyumcu, bıçakçı, basmacı sayarak (s.150), günümüz el sanatlarına önemli bir ışık tutmuştur. Ayrıca Tosya’nın şalı ve alaca dokumasının meşhur olduğunu belirtmiştir.
Dr. Fidan, 1673-1856 yılları arasındaki yaklaşık 250 yıllık döneme ait Şeriye Sicil Defterleri ve diğer Osmanlı belgelerine dayalı olarak Kastamonu şehir merkezindeki esnaf ve zanaatkârlar ve ürettikleri ürünler hakkında daha geniş bilgi vermiştir. Onun eserine göre, belirtilen dönemde el sanatlarıyla ilgili faaliyet gösteren şu esnaf ve zanaatkârlar bulunmaktaydı: Ağaç oyma, işleme ustaları, neccar, pedavracı, kündekâr, bastoncu, çilingir, taşçı, debbağ, saraç, semerci, mutaf, kürkçü, babuççu, eskici, dokumacı, boyacı, basmacı, bakırcı, kazancı, kalaycı, demirci (bıçak, silah yapıyor), nalçacı, iğneci, kuyumcu (takı, kolye, kemer yapıyor, eşyaları değerli taşlarla süslüyor), hasırcı (İhsangazi’de), kebkeb (çivici, mıhçı).
Sonuç olarak söylemek gerekirse; Kastamonu’nun coğrafi işaretli el sanatı üç ürünü köklü bir tarihî geçmişe sahiptir. Kıstı, bıçkı adlarını alıp üretilmesi ustaların hünerini gösterir. Günümüzde “marka” denen ustanın mührü, bu ürünlerde ad olarak karşımıza çıkmaktadır. Ustanın adının unutulmasıyla anonim hâline gelen kıstı ve bıçkı şehre ekonomik bir zenginlik kazandırmıştır. Geçmişte daha çok yetiştirilen manda varlığı, bıçkının yaşamasını sağlamıştır.Daha ayrıntılı araştırma için, adını verdiğimiz kitaplara ve arkalarındaki bibliyografyalarda belirtilen kaynaklara başvurulmalıdır.
NAİL TAN