10 Kasım’ın ardından, ulusal medyada iki haber dikkat çekiciydi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve milli mücadele kahramanlarının anısı için mevlit okutan iki kuruma ilişkin dar alana sıkıstırılmış küpürler…
“İstanbul Valiliği” ve “Kastamonu Belediyesi”.
Aynı günün akşamı birkaç başka belediye ve sivil toplum örgütü daha aynı “duyarlılığı” gösterdi, ancak ses getiren İstanbul ve Kastamonu idi, sosyal medya kanallarının da bunda etkisi var illa…
Haber kanallarına düşmek yetmiyor günümüzde, asıl meydan sosyal hesaplar, paylaşım ve yorumlarla etki alanı sürekli yayılma olanağına ve tesirine sahip.
İstanbul Valiliği’nin düzenlediği mevlit programı ilk değildi, 2019 ve 2020 10 Kasım’larında da mevlit düzenlenmişti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Müftülüğü işbirliğinde, Bezmialem Valide Sultan Camisi’nde (Dolmabahçe Camisi) gelenek halini almaya başladı…
İstanbul Valisi ile Büyükşehir Belediye Başkanı başta olmak üzere il temsilcileri ve halk aynı safta buluşuyor.
Kastamonu’da “resmi kurum” olarak bayraktarlığı Kastamonu Belediyesi yaptı…
Gelenek haline gelirse, bu ilk adımın kıymeti çok daha artar, milat olur.
Nasıl ki İstanbul Belediyesi kurumsal anlamda “10 Kasım Mevlidi” konusunda örnek ve özendirici oluyorsa, yerel yönetimler cephesinde de Kastamonu Belediyesi aynı ulvi görev ve sorumluluğu yerine getirmiş durumda…
Tarihi bir imzadır.
(Gündeme oturmanın maliyeti yüksek illa ki, hele ki “tabu” haline getirilmiş konularda atılan cesur adımların yergisi bol olur, övgü yaya kalır…
10 Kasım’da mevlit okutmak da aynı kadre uğradı.
Yolundan dönmesin Kastamonu Belediyesi…
10 Kasım Mevliti’ni gelenek haline getirsin.)
•••
Not:
Kurtuluş Savaşı’nda Kastamonu’nun merkez karargahı halk nezdinde “Nasrullah Camisi” idi…
Mehmet Akif Ersoy’un vaazları, kahramanlar için okutulan mevlitler, Cuma namazları sonrası cami meydanında düzenlenen mitingler.
Milli Mücadele ruhunu ateşlemek ve diri tutmak için Kastamonu’ya devrin ünlü mevlithanları da davet edilmişti, “Feryadi Hafız İsmail Hakkı Efendi” misal, günlerce şehrimizde kalmış ve sanatıyla destek vermişti…
Nasrullah Camisi’nde okuduğu mevlitler yanısıra, cami dışında düzenlenen konserlerde ise türküler söyledi.
Hafız Feryadi’yi bu sayfada yazmıştık bir kaç ay önce, Hüseyin Üster’den önce Feryadi’nin plak kaydı, ardından da bir diğer ünlü müzisyen Hafız Sülayman’ın Kastamonu’da verdiği konserin afişi geldi…
Duble destek.
Her iki “Hafız” da ünleri yurtdışına taşmış, ünlü üniversitelerin müzik kürsülerinde “tez” halini almış, Anadolu’nun saklı hazinesi kıymetindeler…
Yollarının Kastamonu’dan geçmesi de bizim için bir talih ve onur şüphesiz.
“22 Aralık 1937″…
“Kastamonu Halkevi”.
“İştirak eden” müzisyenler arasında İhsan Ozanoğlu da var…
İki dev aynı sahnede.
Konser afişi ayrı bir takdire şayan…
Günümüz “klasik müzik” konser adabı ile eş değer.
“Eskiye özlem” demeyelim de…
Ne bileyim, yeniye hak ettiği içeriği yükleyememenin kederi belki de, insanın içine oturuyor bir şeyler.
Okuyalım, farkına varalım, hakkını verelim…
Tarihimizin altın sayfalarının.
MUSTAFA AFACAN