İstanbul’un “Gaziosmanpaşa” ilçesinde başta “deprem, yangın, sel” olmak üzere yekun “insani” afetler ve acil durumlara müdahalenin“tek” merkezden koordine edilmesi için “Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi” kuruldu…
Kastamonu’ya “örnek” alalım.
(Evvel zaman “Üsküdar’a kadar Kastamonu” diyerek övünmek ile bugün İstanbul’un bir ilçesini kendine “örnek” almak ne kadar uyuşur bilinmez?…
Gelinen nokta bu ancak.)
Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı ile Gaziosmanpaşa Belediyesi işbirliğinde hayata geçen “Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi” sayesindeafetlere ve acil durumlara müdahale tek merkezden koordineli bir şekilde yönetilecek…
Kameralar vasıtasıyla Gaziosmanpaşa’nın tüm sokakları 24 saat boyunca gözlemlenecek, olumsuzluklara anında müdahale edilecek, güvenlik güçleri ve diğer kamu kurumları ile kesintisiz iletişim içinde olunacak, afet durumunda sağlık, arama ve kurtarma ile ilk yardım ekiplerinin sorunsuz ve süratli bir şekilde hareketi sağlanacak.
12 adet “Yerel Düzey Çalışma Grubu” oluşturulması ise projenin diğer bir önemli ayağı…
“Güvenlik ve Trafik Çalışma Grubu, Tahliye Yerleştirme ve Planlama Çalışma Grubu, Hasar Tespit Çalışma Grubu, Enkaz Kaldırma Çalışma Grubu, Beslenme Çalışma Grubu, Barınma Çalışma Grubu, Arama Kurtarma Çalışma Grubu, Yangın Çalışma Grubu, Sağlık Çalışma Grubu, Psikososyal Destek Çalışma Grubu, Ayni Bağış Depo Yönetimi Çalışma Grubu, Bilgi Yönetimi Değerlendirme İzleme ve Haberleşme Çalışma Grubu”.
Kapsamlı bir “ilçe afet yönetimi planı”…
16 mahallede sivil vatandaşlardan oluşan “gönüllü afet ekipleri” oluşturuluyor, öncelikle belediye çalışanları “eğitmen” kursundan geçerek sertifikalarını aldılar, sıra mahallelerde örgütlenecek vatandaşların eğitimine geldi.
“Afet Bilinci” oluşturulacak…
Felaket anında “taban örgütlenmesi” devreye girecek.
Tam da Kastamonu’nun “20” ilçesi ile ihtiyacı olan “yerel örgütlenme”…
Herhangi bir afet durumunda “vatandaş” cephesi ne yapacağından bihaber, ortaya çıkacak “panik” ve “koordinasyonsuzluk” halinin var olan felaketi katlayacağı şüphesiz.
Afet riskinde ülkemizin önde gelen illerinden biri olduğumuz aşikar…
Tedbire yönelik niyet namına ülkemizin en “vurdumduymaz” illerinden biri olduğumuz da net ne var ki.
Yaşadıklarımızdan “ders” almıyoruz…
Günler “duyarsızlık” içinde gelip geçiyor.
Gidenin ardından ağlıyoruz…
Hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Gaziosmanpaşa örneğini dikkate alalım…
Kastamonu için elzem.
(İlimizde 11 Ağustos günü yaşanan sel ve heyelan felaketine yönelik olarak ana muhalefet partisince verilen “Meclis Araştırma Komisyonu” kurulması önerisi iktidar partilerinin oyları ile reddedildi…
“Araştırma” yapmanın ne zararı olurdu?
“Metrekareye düşen yağmur miktarı” üzerine kaldı tüm sorumluluk…
Gökyüzü “mahkum”, yeryüzü “mağdur”.)
Not:Koronavirüs ile giriştiğimiz harpte günlük vaka sayımız 30 bin sınırını geride bıraktı 6 Ekim’de…
“Psikolojik sınır” aşıldı böylece.
Geçtiğimiz Mayıs ayındaki on “kapanma” harekatında inilen “5 bin” bandından…
“Açıla açıla” vardık “Ekim” ayında “6 kat” rakamlara.
Ne ekersek…
Onu biçiyoruz.
“Müstakil” idi…
“Gökdelen” oldu.
Bu vakitten sonra tut tutabilirsen ipin ucunu…
“Kaçtı” bir kere.
MUSTAFA AFACAN