Kastamonu Sanayici ve İşadamları Derneği Şube Başkanı Ahmet Katar, eylül ayında yaşanan dolu felaketinde zarar gören 15 bin araç olduğunu, bunlardan 6 bininin halen tamir beklediğini, tamir edilenlerin bir kısmının yeniden tamire ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Katar, bazı sigorta acentelerinin oto sahiplerini poliçede yer alıyor olmasına karşın “yetkili servis” yerine, daha ucuza geldiği için “merdiven altı” firmalara yönlendirildiğini söyledi ve “Biz hiçbir vatandaşımızın ücret ödeyerek sahip oldukları haklarının, sigorta şirketlerince ellerinden alınmasına göz yumamayız. Doğal afet sonucu ortaya çıkan bu durumdan dolayı Kastamonu halkının aldatılmasına müsaade edemeyiz. Poliçelerde saklı bulunan hakların sigorta şirketleri tarafından kurnazca vatandaşımızın elinden alınmasına razı olamayız” dedi.
Katar’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“İlimizde 13 Eylül 2018 tarihinde gerçekleşen dolu yağışı sebebiyle birçok ev, işyeri ve araç hasar görmüştür.
Öncelikle bu afet sonucunda herhangi bir can kaybı yaşanmaması hepimiz için önemli bir teselli kaynağı olmuştur. Bu vesileyle mal varlıklarında maddi zarar meydana gelen tüm hemşerilerimize bir kez daha ‘geçmiş olsun’ dileklerimizi iletiyorum.
Dolu yağışı sebebiyle Kastamonu’da yaklaşık 15 bin araç zarar görmüştür. İlimizde aylardır her noktada dolu hasarı tamir merkezleri açılmıştır. İl dışından hatta yurt dışından gelen birçok tamirci, ücreti karşılığında hasar tamiri yapmıştır.
Edindiğimiz bilgilere göre hasar gören 15 bin civarında aracın yaklaşık yüzde 60’ı tamir edilmiştir. Bu rakam henüz tamir edilmeyi bekleyen 6 bin civarında araç olduğunu göstermektedir. Yine aracı tamir edilen 9 bin civarındaki araç sahibinin büyük çoğunluğu ilk seferde yapılan tamirden memnun kalmayarak araçlarını ikinci sefer tamir ettirmek zorunda kalmıştır. Hatta ikinci seferde bile sorunu çözülemeyen araç sahiplerinin olduğunu biliyoruz. Bu yüzden vatandaşlarımızın araçlarını teslim alırken en ince ayrıntısına kadar kontrol ederek teslim almaları önem taşımaktadır.
Bu açıklamamızın amacı; bazı sigorta acentelerinin araç sahiplerini yanlış yönlendirmesidir. Sigorta poliçelerindeki birtakım muğlak ifadeler sonucunda araç sahiplerinin poliçeden kaynaklanan haklarından mahrum bırakılmasıdır. Vatandaşlarımızı bu konu hakkında bilgilendirmeyi vicdanı bir sorumluluk bildiğimiz için bugün bu açıklamayı yapma gereksinimi hissettik.
Sigorta poliçe metinlerinde ‘yetkili servis’ ibaresi bulunmasına rağmen birçok araç sahibi Kastamonu’da faaliyet yürüten acenteler tarafından sözde anlaşmalı oldukları firmalara yönlendirilmişlerdir. Bu firmalar il dışından gelen, Kastamonu’da vergi mükellefiyeti bulunmayan merdiven altı firmalardır. Bunun en büyük sebebi bahsi geçen firmaların dolu hasarı onarım bedelini yetkili servis fiyatlarının altında belirlemiş olmalarıdır.
Öncelikle vatandaşlarımıza uyarımız şudur; acentelerden poliçe satın alırken ‘yetkili servis’ ibaresi bulunmasına dikkat etmelilerdir. Şayet ‘yetkili servis’ olarak anlaşma sağlanmış ise acentelerin, araç sahiplerini anlaşmalı oldukları diğer servislere yönlendirme hakları kesinlikle yoktur. Buna karşılık önceden böyle bir duruma maruz kalıp sonradan fark eden vatandaşlarımız, hasar tamirinden memnun kalmamaları durumunda tekrar acenteye başvuru da bulunarak yetkili serviste ikinci bir onarım talep etme hakkına sahiptir. Acentelerin bu duruma karşı koyması durumunda ise araç sahipleri yasal yollarda haklarının saklı olduğunu bilerek, dava yoluna başvurabilirler.
Bazı sigorta acenteleri durumdan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek sorumluluktan kaçma yoluna gitmektedir. Bilinmesini isterim ki araç sahiplerinin birinci derecede muhatabı sigorta şirketi değil acentelerdir.
Bizzat yaşadığımız örnekler üzerinden konuyu daha açık bir şekilde ifade etmek istiyorum. Poliçemde yetkili servis garantisi olduğu için aracımı yetkili servise götürdüm. Ama yetkili serviste 7 bin lira çıkan dolu hasarı onarım bedelini acente karşılamak istemedi. Bunun sebebi Kastamonu’da anlaşmalı serviste onarım bedelinin 5 bin 250 lira çıkmasıdır. Poliçede yetkili servis yazdığını, buna göre kasko anlaşması yaparak sözleşme imzaladığımızı belirtmeme rağmen acenteyi ve sigorta şirketini ikna edemedik. Sözleşmedeki hakkımızdan mahrum bırakıldık. Nitekim aradaki bin 750 liralık tutarı ödemek zorunda kaldık. Yaşamış olduğum bu olayda da sigorta acentesi sorumluluğu üzerinden atmıştır. Sigorta şirketine dava açabileceğim söylenmiştir.
Biz hiçbir vatandaşımızın ücret ödeyerek sahip oldukları haklarının, sigorta şirketlerince ellerinden alınmasına göz yumamayız. Doğal afet sonucu ortaya çıkan bu durumdan dolayı Kastamonu halkının aldatılmasına müsaade edemeyiz. Poliçelerde saklı bulunan hakların sigorta şirketleri tarafından kurnazca vatandaşımızın elinden alınmasına razı olamayız.
Dışarıdan hasar onarımı için gelen birçok firma, araç sahiplerini mağdur ederek, kapısını kilitleyip geldikleri yere geri gitmişlerdir. Bazı sigorta şirketlerinin yönlendirmiş olduğu bir takım merdiven altı firmalar dolu tamiri adı altında vatandaşın araç tavanını düzeltirken, mekanik özelliklerine zarar vererek daha büyük masraflara yol açmıştır. Biz neden yetkili servis garantisi varken araçlarımızı bu insanların eline bırakalım?
Buradan Kastamonulu sigorta acentelerine sesleniyorum; Vatandaşlarımızı mağdur etmeyelim. Araç sahiplerini bizim yapabileceğimiz bir şey yok diyerek sigorta şirketlerine yönlendirmek size hiçbir kazandırmaz. Sorumluluk sizdedir. Sözleşme sizinle imzalanmış, poliçe ücreti size ödenmiştir. Hiçbir Kastamonulu bu tür mağduriyetlere layık değil, buna izin vermeyeceğiz!
Bu vesileyle vatandaşlarımızın dikkat etmesi gereken bir başka husus, kazalı araçların perte çıkması için öngörülen hasar oranıdır. Bu oran bazı sigorta şirketlerinde yüzde 45 iken bazılarında yüzde 80’i bulabilmektedir. Yüzde 80 hasar talep eden sigorta şirketleri tabiri caizse araçların tamamen kağıt gibi olması durumunda pert olur demektedir. Pert sayılmayan araçların tamir sonrası satış değerleri göz önünde bulundurulduğunda aradaki araç değer kaybından kim sorumlu olacaktır?
Bu tür konularda vatandaşlarımız bilinçlendirilmeli, poliçe imzalarken ince ayrıntıları da göz önünde bulundurmalıdırlar. Ne zaman, ne şekilde araçlarımızın zarar göreceği bizim tasarrufumuzda olan bir durum değildir. Dolu olayında görüldüğü gibi her zaman en kötüsüne hazırlıklı olacak şekilde araçlarımızı garanti altına almamız gerekmektedir.”