- KASİAD Genel Sekreteri Cemal Şenol, sivil toplum kuruluşlarının gücünün farkına varması gerektiğini vurgulayarak, “Kastamonulu siyasetçilerin çoğalması için, sivil toplum kuruluşlarının potansiyelinin farkına varması gerekiyor. STK’lar siyaset üstü olmalı” dedi.
Kastamonu Sanayici ve İş Adamları Derneği (KASİAD) Genel Sekreteri Cemal Şenol, siyasette Kastamonuluların yeri hakkında yaptığı değerlendirmede, sivil toplum kuruluşlarının önemine değindi. Açıklamasında sivil toplum kuruluşlarının siyaset üstü olduğunu vurgulayan Şenol, kurumların gücünün farkına varması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Sivil toplum örgütlerinin İstanbul’da neden bir araya gelmediği yönündeki sorularla çok sık karşılaşır olduk. Kastamonulular aslına İstanbul’da çok güzel, kalabalık ve nitelikli etkinlikler yaparak bir araya geliyor. Geçmiş yıllarda Feshane’de il tanıtım günlerinin öncüsü Kastamonulular olmuştu. Kastamonu iş dünyası KASİAD, pandemi öncesi iki yıl üst üste sanayi fuarını gerçekleştirdi. Bunun gibi birçok etkinliğin öncüsü olarak diğer illere rol model olduk.”
“Bir araya gelememe sorunun dile getirilmesinin temelinde temsil makamlarında olmayışımızın sorgulandığını düşünüyorum” diyen Şenol, “Bu konudaki şahsi kanaatim siyaset arenasındaki yetkili ve etkili hemşehrilerimizin başka isimleri yukarı taşıma düşüncesinden uzak olmasıdır. Siyasette ve bürokraside temsil noktasındaki adaletsizliğin giderilmesi için geçmişteki ve şimdiki milletvekillerimizin ve siyasi parti temsilcilerimizin ellerinden gelenin fazlasını yaparak taşın altına ellerini koymaları gerekir. Üzülerek söylüyorum ki İstanbul’da seçilen Kastamonu’yu, Kastamonu’da seçilen İstanbul’u düşünmüyor. Siyasi partilerdeki yetkililerimiz oy zamanı sivil toplum örgütlerini hatırlıyorlar. Ve STK’ları aparat olarak kullanmak istiyorlar” dedi.
Siyasette Kastamonuların etkin olamayışının sebeplerinden birisinin de sivil toplum kuruluşlarının ikinci planda yer alması olduğunu söyleyen Cemal Şenol, “Bu konu tecrübe ile sabittir. Birçok kez siyasi erkana aynı toprağın insanlarını neden desteklemediği sorusunu gündeme getirerek vatandaşlık ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi olmanın sorumluluğunu taşıdığımı düşünüyorum. Naçizane önerim sivil toplum kuruluşu temsilcilerimizin siyasi makamda gördüğü noksanlıkları kendi fikirleri olarak beyan etmesidir. Bazı çekinceler doğrultusunda sorulmayan sorular, aktarılmayan düşünceler mevcut durumdan sadece birkaç kişinin rahatsızlık duyduğunu ortaya koymaktan öteye geçmiyor” diye konuştu.