• MHP Genel Başkan Yardımcı Mevlüt Karakaya, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın açıklamasında, muhalefet partilerinin bir araya gelerek oluşturduğu “6’lı masayı” eleştirdi. Karakaya, “6’lı masanın ömrü bitti, dağılacak. Aday belirleme sürecinin ertelenmesi 6’lı masanın ömrünü uzatmaya yönelik, kamuoyunu oyalamaya yöneliktir. Tek anlaştıkları nokta ‘Erdoğan gitsin’. Sorun olarak tanımladıkları, tarif ettikleri konularla ilgili ileri sürdükleri bir ortak çözüm önerileri yok. Ekonomi, güvenlik, dış politika, terörle mücadele konusunda fikirleri nedir?” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, dün partisinin Kastamonu İl Başkanlığı binasında basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Taşköprü Sarımsak Festivali açılışı için ilimize gelen Mevlüt Karakaya’ya basın açıklamasında MHP İl Başkanı Emin Çınar, MHP MYK üyesi Yüksel Aydın eşlik etti.
Türkiye’nin yoğun bir gündem içerisinde olduğunu söyleyen Mevlüt Karakaya, açıklamasında şunları söyledi:
“Pandemi dönemi diğer tüm alanlarda olduğu gibi siyasi alanlarda da, özellikle bir araya gelinerek yapılan programlara engel oldu. Geçen yılın Eylül ayından itibaren bu tür toplantıların yapılmasına izin verilmesiyle birlikte Milliyetçi Hareket Partisi olarak bölge toplantılarına başladık. Türkiye genelinde 9 büyük toplantı yaptı. O toplantıların akabinde bu kez aynı toplantıları 81 il olarak planladık. 81 ilimizde bu toplantılarımızı gerçekleştirdik. İl toplantılarımız tamamladıktan sonra Adım Adım 2023 İlçe İlçe Tanıtma ve Aydınlatma Toplantılarına başladık. O toplantılarımızın tamamı neredeyse tamamlandı. Kastamonu ilçe programlarımızda Eylül ayında gerçekleştirilecek. Ayrıca ilk 4 Eylül’de yapılacak olan 4 tane mitingimiz var. İlki Sivas’ta yapılacak, daha sonra 3 ilde de mitinglerimiz devam edecek. Bunun sonrasında planlamalar yine akışa göre devam ettirilecek. Biz pandeminin izin verdiği andan itibaren saha çalışmalarına genel merkez programlarıyla devam ettik. Gerek bölge toplantıları, gerek 81 ilde yapılan toplantılar, gerekse ilçe ilçe aydınlatma ve tanıtım toplantıları genel merkezimiz tarafından planlanan, Genel Başkanımızın talimatlarıyla organize edilen programlar ama teşkilatlarımızda normal akış içerisinde kendi rutin programlarını yapıyorlar. Teşkilatların öteden beri yaptıkları siyasi çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu dediklerimiz genel merkez tarafından organize edilen ve genel merkezden yöneticilerin, divan üyelerinin ve MYK üyelerinin katıldığı, bir anlamda genel siyasetle ile ilgili bilgilendirmelerin yapıldığı, esnaf ziyaretlerinde yapıldığı, vatandaşla, medyayla, sivil toplum örgütleriyle bir araya gelinen toplantılardır”
“DOĞRU BİLGİYE ULAŞMAK ZORLAŞTI”
“Geçmişte biz bilgiye ulaşmakta çok güçlük çekiyorduk. Hem akademik, hem genel bilgilere vaktinde ulaşmak gerçekten zordu. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye ulaşmak çok kolay ama şimdi de doğru bilgiye ulaşmak çok zor hale geldi. Dolayısıyla bu tür araçlar sadece siyasette değil, birçok alanda bir manipülasyon aracı olarak kullanıyor. Dolasıyla bilgi çok ama hangi bilgi doğru, hangi bilgiye itibar edilecek bu sıkıntı. Aydınlatma ve tanıtma dediğimiz şey; işin gerçekte olanıyla kamuoyuna yansıyanın arasında çok ciddi farklılıkların oluştuğu çok ciddi alanlar var. Bu da siyasette bir haliyle fazla. Bizim doğrudan Genel Merkez olarak bu toplantılardaki maksadımız doğru bilgiyi birinci ağızdan anlatmak. Bugün 6’lı masa konuşuluyor, ekonomi konuşuluyor, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konuşuluyor, ittifaklarla ilgili söylemler oluyor. Biz Genel Merkez olarak teşkilatlarımızla; vatandaşların, sivil toplum örgütlerinin, muhtarların katıldığı toplantılarla doğrudan doğruya soru sorma imkanları oluyor, hem de birinci ağızdan MHP olarak doğruyu anlatma imkanı buluyoruz”
“6’LI MASANIN TEK ANLAŞTIĞI NOKTA ERDOĞAN’IN GİTMESİ”
“6’lı masaya baktığınızda hem kendini ‘sağ’ olarak ifade edenlerin hem kendilerini ‘sol’ olarak ifade edenlerin ya da siyasi yelpaze içinde kendini farklı olarak konumlandıranların da gerektiğinde bir araya gelebildiğini gösteriyor. Demek ki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öyle katı, halkı bölen veya siyasi partileri kamplaştıran bir sistem değil. Eski sistemde de bu tür ayrımlar her zaman vardı. Şimdi 6’lı masanın şu ana kadar tek bir ortak noktası olduğunu görüyoruz. Bu çok net bir şekilde ifade edebiliriz. 6’lı masa diyor ki; ‘Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki dönem kazanmasın’ yani 6’lı masayı bir araya getirenlerin tek hedef bu. Hiçbirinin şu anda sorun olarak tanımladıkları, tarif ettikleri konularla ilgili ileri sürdükleri bir çözüm önerisi yok. Ortak çözüm önerileri yok. İttifaktan bahsediyorlar ama ‘ittifak’ dediğiniz belli konu ve alanlarda görüş birliği anlamına gelir, hangi konularda sağlam ve tartışmasız birinin söylediğini bir uzlaşma ile kabul edebileceği bir konu var. Tek bir şeyleri var; Recep Tayyip Erdoğan gitsin. 6’lı masadakilerin mesela ekonomi konusunda 3 tane madde hemfikir olabileceklerini. Ekonomiyle ilgili 50 tane madde verelim, soralım. Bunların kaçında mutabıksınız diyelim? İYİ Parti bir ekonomi programı açıkladı, fiyasko. Yani böyle bir şey olamaz. Her şeyden önce birlik olup, seçim kazanarak, ülke yönetmeye kalkıyorsunuz; elbette bir siyasi parti kendi görüş ve düşünlerini paylaşabilir bu normaldir; ama böyle bir arifede ekonomi ile ilgili ortaya koyduğunuz şeyler, masanın etrafındaki diğer partiler tarafından kabul edilmeyen şeyler. Yani Recep Tayyip Erdoğan’ın gitmesi dışında, ittifak oldukları başka hiçbir konu yok. Hatta aday konusunda bir ittifakları yok. Haydi aday belirlendi diyelim, peki ekonomi konusunda ittifak nedir? Güvenlik konusundaki yaklaşımlar nedir? Dışarından destekleyenler, desteklerini almaya çalıştıkları HDP ile nasıl bir ittifak oluşturacaklar? Terörle mücadele konusunda CHP’nin düşüncesi nedir? ‘Ben açılım yapacağım’ diyor, şu anki terörle mücadeleyi kabul etmiyor. ‘Suriye’de ne işiniz var?’ diyor. Suriye tezkeresine ‘hayır’ diyor. Libya tezkeresine ‘hayır’ diyor. Doğu Akdeniz konusunda, Mavi Vatan konusunda, Kafkaslar konusunda, kuzeyimizde yaşanan savaş konusunda, dünyadaki 38 noktadaki sıcak çatışma konusunda ve bunların 11 tanesi de kendi coğrafyamızdayken, bu konudaki düşüncüleri nedir? Yani güvenlik konusunda 6’lı masanın bir konsensüsle sağlanmış bir kararı var mı?”
“İP’İN EKONOMİ AÇIKLAMALARI TAM BİR FİYASKO”
“İP ekonomi konusunda bir açıklama yapıyor, ciddi bir fiyasko, herkes şaşkın. ‘Doğrudan vergileri azaltacağız’ diyor ama asıl programın arkasında vergilerin arttırılacağını görüyoruz. İlk kez bir siyasi hareket vergi incelemesini siyasi bir baskı unsuru olarak kullanacağını deklere ediyor. Vergileme sistemi diye bir şey yok. 1980’lerin köhneleşmiş, terk edilmiş, kimsenin geri dönmesini istemediği bir vergi anlayışını getirip, yeni bir model olarak sunmaya kalkıyorlar. Kimi kandırıyorsunuz? Ne diyor buna Babacan? Kılıçdaroğlu ne diyor? Yani Kılıçdaroğlu bir eski hesap uzmanı olarak diyebiliyor mu? ‘Ben bu partinin açıkladığı vergi sistemini, ekonomik modeli aynen kabul ediyorum’ diyebiliyor mu? Babacan diyor mu? Yok, bilakis eleştiriyorlar. Böyle bir fiyasko olmaz. 1980’lerin vergi sistemini getirerek, neye çare olacaksınız? Neyin çözümü olacaksınız? İttifak diyorlar ama sadece bir konuda. Sonrası ne olacak? Sonrasını onlarda bilmiyor. Yani bugün aday belirlemelerinin gerekçesi, özellikle Türkiye’nin sorunlarına yönelik konularda boş oldukları için, herhangi bir hazırlıkları olmadığı için ya da bir ittifak oluşturamadıkları için. Aday belirlememelerin en büyük sebebi ülkenin sorunlarına çözüm konusunda bir politikalarının olmaması, herkesin ayrı bir telden çalması, bir ittifak halinde olmamalıdır. Yani 6’lı masada yapılmaya çalışılan mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde olmayan koalisyon yapısını bir araya getirmek”
“6’LI MASANIN ÖMRÜ BİTTİ, DAĞILACAK”
“6’lı masanın ömrü bitti. 6’lı masa dağılacak. Aday belirleme sürecinin ertelenmesi 6’lı masanın ömrünü uzatmaya yönelik, kamuoyunu oyalamaya yönelik. Dolayısıyla hiçbir konuda çözüm getiren, bir çözüm üreten yaklaşımları olmadı. Bugün Türkiye’deki tartışma programlarında en çok konuşulan şey; millet artık iktidarı değil, muhalefeti eleştirmeye döndü. Türkiye’nin ciddi bir muhalefet sorunu olduğu söyleniyor. Elbette muhalefet bu anlamda önemlidir. Çözümler açısından önemlidir. Eleştiriler açısından önemlidir. Bizim şu andaki Cumhur İttifakımızın alternatifi olarak kendini ortaya koyan ittifak bugüne kadar hiçbir şekilde çözüm önerisiyle ortaya çıkmamıştır. Bugün iktidar pandemiden sonra yaşanan ekonomik sıkıntılarla alakalı sürekli tedbirler alıyor, önlemler ortaya koyuyor. Yaptıkları alternatif bir öneri yok. Muhalefetin yaptığı sadece yapılanı eleştirmek ve vatandaşın rahatsızlıklarını kaşımaktan başka bir şey değil”
“O GÜN KİMSE EKONOMİ DÜŞÜNMÜYORDU”
“Pandemi tüm dünyada fiyatlar konusunda ciddi bir artışa neden oldu. O fiyat artışlarında sebebi, pandemi öncesinde uygulanan tüm dünyadaki küresel üretim modelleriydi. Stoklar çok düşük seviyedeydi. Dolayısıyla pandemi döneminde üretimin kısılmasıyla birlikte tüketimin aynı devam etmesi doğal olarak fiyatlarda da bir artışa neden oldu. Türkiye’de de bunun etkileri oldu. Türkiye bu konulardaki birçok şeyi çok rahat bir şekilde aştı. Pandemi döneminde tüm dünyayla mukayese ettiğinizde kendi insanına, bu salgından korunması, hastalığa yakalananların tedavisinde Türkiye’den daha önde olan hiçbir ülke olmadı. Hiç kimse hastane kapılarından döndürülmedi, kimseden 5 kuruş para alınmadı. Türkiye dışarıdaki vatandaşlarını da uçak göndererek, getirdi. Avrupa ülkelerindeki birçok Türk vatandaşı pandemi döneminde Türkiye’ye dönmeye tercih etti. Dolasıyla bunların unutulmaması gerekir. O gün kimse ekonomi düşünmüyordu, o gün kimse başka konulardan bahsetmiyordu. Elbette ki dünyadaki bu üretimsizlik hali ve üretimin durması arkasından bazı ekonomik sorunları da beraberinde getirdi. Türkiye’de devlet memuruna ‘git evinde yat’ dedi ama günü geldiğinde de maaşını tıkır tıkır ödedi. Özel sektöre istihdam yardımı yaptı, kira yardımı yaptı. 17 kalemde bu yardımlarını devam ettirdi. Dedi ki; ‘Çalışanlarını bu dönemde işten çıkaramazsın’ ve dolasıyla Türkiye’de pandemi döneminde bir Allah’ın kulu işini kaybetmedi. Bunların hepsi bir bedel, bir maliyettir.”
“TERÖRÜN EKONOMİYE İNDİRDİĞİ DARBEYİ KİMSE KONUŞMUYOR”
“Türkiye 40 yıldır terörle mücadele ediyor, PKK ile mücadele ediyor. Bu 40 yıl içerisinde 10 binlerce insanımızı teröre kurban verdik. Dünya kadar şehit verdik, hala da devam ediyor. Fakat terörle mücadelede belli bir noktaya kadar da geldi. Fakat ekonomiyi eleştiren, düşünmeyen, çözüm önerisi sunmayan, eleştiriden başka bir şey geliştiremeyen 6’lı masa, 40 yıldır Türkiye’nin terörle mücadele için yaptığı harcamaları, terörün 40 yıldır Türkiye ekonomisine indirdiği darbeyi kimse konuşmuyor. Yetkili ağızlar bunun 2 trilyon dolar olduğunu söylüyor. Bu harcamanın çeyreğini alsak, 500 milyar dolar. Eğer 500 milyar dolar terörle mücadeleye gitmeseydi, ekonomide kalmış olsaydı, bugün Türkiye’nin 1 Cent dahi dış borcu olmayacaktı. Hem bir taraftan teröre destek vereceksiniz, hem diğer taraftan terörle yapılan mücadeleye köstek olacaksınız, ondan sonra dönüp ekonomi konuşacaksınız. O zaman terörün ekonomiye verdiği zararı da dikkatlerden kaçırmamız gerekiyor. Onun için diyoruz ki; artık terörün kökünün kazınması lazım. Beka sorunuyla Türkiye’nin artık uğraşmaması lazım.”