Hizmet dökümü ve iddialara cevap
11 yıl sürdürdüğü İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevi Bakanlıkça yapılan atamayla son bulan Zafer Karahasan, dün düzenlediği basın toplantısında hem görev döneminde gerçekleştirilen hizmetleri sıraladı, hem de sosyal medyada dile getirilen iddialara cevap verdi.
“Algı operasyonları zarar veriyor”
“İlimizin çehresini değiştirecek projelere imza attık. Çalıştık, çalıştık, çalıştık…” diyen Karahasan, algı operasyonlarının Kastamonu’ya ve hizmet yapacak görevlilere büyük zarar verdiği görüşünü dile getirdi, “Kastamonu’ya hiç kimse kötülük yapmasın” dedi.
“Başımız dik geldik, başımız dik gidiyoruz”
“Her görevin bir sonu vardır, bunda gocunacak bir durum yok” diyen Karahasan, “Kastamonu’ya başımız dik geldik, başımız dik gidiyoruz. Yapılanlar da ortadadır. Rutin işlerle Kastamonu’yu bir yere taşıyamazsınız, benden sonraki arkadaşlara emanet ettiğim birinci iş budur” diye konuştu.
11 yıl sürdürdüğü İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevi Bakanlıkça yapılan atamayla son bulan Zafer Karahasan, dün düzenlediği basın toplantısında hem görev döneminde gerçekleştirilen hizmetleri sıraladı hem de sosyal medyada dile getirilen iddialara cevap verdi.
Yapacağı bilgilendirmenin Vali Avni Çakır ve Milletvekili Hakkı Köylü’nün bilgisi dahilinde olduğunu belirterek sözlerine başlayan Karahasan şunları söyledi:
“Bilindiği gibi her görevin bu sonu var. Türkiye’de 11 yıl aynı yerde kesintisiz görev yapan tek insanım. Biz bundan sonrada hangi görev tevdi edilirse, devletimiz için o görevi yapmaya devam edeceğiz. Bilindiği gibi Ajans37 ismindeki bir ajans yaklaşık 10 gündür bir yayın yapıyor. İlk yayın yaptığında Mehmet Bey’i aradım. Yazdıklarının doğru olmadığını, bunun bir analizini yapıp, gelip görmesini istedim. ‘Ben gazeteciyim, bunları yazacağım’ dedi. İkincisi yayınladı. Tekrar aradığımda ‘Ben bunları yazmak zorundayım’ gibi enteresan bir cümle kullandı. Ondan sonrada telefonuma çıkmadı. ‘Haberlerini yaptığın kurumdan da bilgisini alarak bu haberleri yap’ dememe rağmen buna duyarsız kaldı. Dün akşam whatsapp’tan bizzat davet ettim. Fakat bugünde gelmedi.”
Karahasan, iddia konusu olan ve paylaşımı yapılan dosyalara hakkında da şöyle dedi:
“Burada bahsedilen ilk 7 ihaleye kadar olanlar hakkında bilgi vereceğim. Ondan sonrakilerinin pek önemi yok. Arkadaş orada bir kavram karışıklığı yaratıyor. 21B ile 21F’yi karıştırıyor. Böyle bir yanılgı içerisinde. 21F bütün Türkiye’nin kullandığı ve hiçbir ayrımcılığa ve özelliğe bağlı olmayan işler ve bunlar bir limitle sınırlandırılmış durumda. 21B ile 21F’yi karıştırıyor, karıştırdığı da yazısından belli. 21F dediğimiz biz 3 firma çağırırız, teklif veririz. Bunu için ihale yapmaya gerek yok, çünkü acil yapılması gereken bir hadisedir. Yani birim fiyatlarına bağlı Tüpraş’tan bitüm çektirirsiniz, 5-10 tane acil kamyon kiralarsınız. Önceden öngörmediklerinizdir ve bunlar limitlidir. Bunlar zaten teklif usulü ile yapılır. En az 3 firma olur. Birinci ihalemiz Ilgaz Dağı’nda yaptığımız tüm yol çalışmaları. Bunu 21B ile yaptık. Daveti usulü ile yaptık. Bu ihale yaklaşık maliyeti 21 milyon 909 bin TL iken, yaklaşık yüzde 20 iskonto ile bir ortak girişime ihale edildi. İşin hızla yapılıp, kışa yetiştirilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla biz bu ihalede 21B kullandık. Hangi firmaların çağrılacağına bir komisyon karar verir ve bunların hepsi Vali Bey’in bilgisi dahilinde olur. Bu ihaleye 7 tane firma çağırmışız. 7 firmanın 4 tanesi Kastamonu firmasıdır. Bu yazıdaki en büyük ihale budur. Bu resmi belgedir. Bu Sayıştay onayından geçmiş bir belgedir. Yapılan iş ortadadır, tamamlanmıştır. Hâlâ müteahhidin Kültür Bakanlığı’ndan yaklaşık 3 milyon TL alacağı vardır. Algılarla Kastamonu’yu bir yere götürmek, sadece Kastamonu’ya zarar verir.”
“TAKDİRNAME GEREKİRKEN YIPRATILMAK ÜZÜCÜ”
Ilgaz yaptırımın tamamının 26 milyon TL’ye tamamlandığını belirten Karahasan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu işi 50 milyona yapamazsınız. Burada bir insana takdirname ve başarı belgesi verilmesi gerekirken, bu tip algılarla yıpratılması hakikaten Kastamonu adına çok üzücüdür. Kastamonu’yu geri bırakma projesinin altyapısıdır.
4’üncü ve 5’inci maddedeki ihaleler aynı ihale olduğu halde farklı ihale gibi gösterilmiştir. Algı operasyonları yürütülmektedir. 5 ve 6’ncı madde ile 15 ve 16’ncı maddelerde mükerrerdir. En sonda da 5 tane ihaleden bahsediyor. İhalede kendine ait asfalt plenti istendiğini ve adres belirtilerek ihale yapıldığını söylüyor. Bu ihaleler açık ihalelerdir. Hiçbirinde de özel şart istenmemiştir. Makine parkı olan firmalar yapabilsin diye asgari düzeyde tutulan şartlardır. Ne asfalt plenti istenmiştir, ne de malzeme ocağı istenmiştir. Bunu herkes görebilir. Bu yanlış bir algıdır. Bununla ilgili dosya Sayın Valimize ve Sayın Milletvekilimiz Hakkı Köylü’ye sunulmuştur. Bu yürütülen hadiselerin gerçekle ilgisi yoktur, Kastamonu’ya yapılmış çok kötü bir hainliktir.
Ben arkadaşları daha çok sağduyulu olmaya davet ediyorum. Önemli olan Kastamonu’ya hizmet etmektir. Eğer bu algı operasyonları böyle devam ederse, yarın Kastamonu’ya hizmet edecek adam bulamayız. Bunu bilin. Kastamonu hiç kimsenin avucunda olan memleket değildir. Kastamonu büyüktür, daha da büyük olmalıdır. Bizde bunun çaba sarf ettik.”
HİZMETLER
Karahasan, iddiaları cevapladıktan sonra hizmetler konusunda da şöyle konuştu:
HAVALİMANI
“Kastamonu Limanı ve Ilgaz Tüneli, her iktidarın hayali olmuştu. 1960’dan bu yana, her iktidarın vaadi olmuştu. Ama hayata geçmemişti, neden geçmemiş hiç düşündünüz mü? Kastamonu’da bu işleri yapacak cevap bulamamış. Siyasetçi çok zorlamış. Kastamonu bulunduğu konum itibariyle, Devlet Hava Meydanları için bir Antalya değil, Doğu’da bir Diyarbakır, Mardin değil. Yani devlete ‘burada her şey hazır da havalimanı yapalım’ diyeceği bir il değil. Ancak Kastamonu birçok işi üstlenirse bu proje hayata geçerdi. İşte o işi, Kastamonu İl Özel İdaresi üstlendi. 200 bin liralık bütçeyle yola çıktık. 200 bin liralık bütçeyle 100 milyon liralık işe soyunmak öyle kolay bir hadise değildir. Bunun içerisinde sevdanız olmazsa Kastamonulu olmazsanız, bunu göze almanız mümkün değil. Kastamonu bu dönemde havalimanını yaparak hem bölgesinin lideri olmuş, hem de Dünya’yla bağlantısını kurmuştur. Sanayicinin yatırım yapabileceği bir nokta olmuştur ve nitekim meyvelerini almaya başladık.
MNG Holding, Abana’da çok büyük bir yatırım yaptı, kanyonlar bölgesinde hazineden bir alan tahsis etti, Ilgaz’la yakından ilgilenen çok büyük iki grup var, Ilgaz’ı da büyütüyoruz, öyle de bir çalışmamız var.
Havalimanı yapıldı, hiçbir şey yapmasanız bile bu bile yeter. Bu memlekete tünel yapıldı. Bu noktada İl Özel İdaresi, havalimanı yapımında bizzat işi üstlenen kurumdur, tünelin yapılmasında da her türlü desteği veren kurumdur. İzinlerinden, ruhsatlarına kadar her şeye anında cevap veren bir kurumdur. Hiçbir şeyi bekletmedik ve tünel için aktif destek sağladık.
YURDUNTEPE
Arkasından Yurduntepe Kayak Tesisleri’ni yaptık. Bugün o tesisleri 120 milyona bitiremezsiniz, bütün o görülen tesisleri yaklaşık 56 milyon liraya bitti.
Keza kanyonlar bölgesinde çok önemli işler yaptı. Horma kanyonu yürüyüş plartformunu yaptık, 3 bin 100 metre, Azdavay’da Çatak Kanyonu Cam Terası ve bunların bağlantı yollarını yaptık. Yaklaşık 26 kilometrede BSK yol yaptık ve orası hareketlendi. Belediye Başkanlarıyla konuştuğumuz zaman, bayram gelen ziyaretçi sayısının 150 bin civarında olduğunu söylüyor.
Bu, gelecek yatırımlarla çok daha fazla olacak, turizm budur. Elinizdeki potansiyelleri sunarsanız insanları getirebilirsiniz. Bir noktaya 150 bin kişiyi getirmek büyük başarı.
OKULLAR
2009-2019 yılları arası çok önemlidir. 54 tane okul yaptık. Bunun bir kısmının deprem testleri bozuktu, yıktık yaptık. Yaptığımız okullarda meydandadır. Hakikaten çok kaliteli özel projeleri olan okullar yaptık. Şunu da söylemeliyim, okuduğum ilk ve ortaokulu yıkıp yeniden yapmak bana nasip oldu, okuduğum lisemizin eski binasını almak da bana nasip oldu. Bana eğitim veren tüm okullara da vefa borcumu ödemiş oldum. Yeni bir proje yapılıyor, Abdurrahman Paşa eski binasında bir eğitim müzesi kurarak hem turizme bunu sağlayacak hem de Anadolu’nun en eski ve milli lisesi gerçek kimliğine bürünmüş olacak.
7 tane spor salonu yaptık, 6 tane ASM ve 112 binası yaptık. 3 tane hastane yaptık. 10 adet kamu yatırımı yaptık. İl Emniyet Müdürlüğü’nün binası yıkılmaya terk edilmiş ve mahkeme sürecindeydi. Dönemin Valisi Mustafa Kara bu konuda çok titizdi. Biz, buranın mahkeme sürecini bitirip, çok kısa süre içerisinde binayı yaptık. Arkasında Tosya, Cide, Taşköprü Kültür merkezlerini yaptık. Kastamonu’nun çehresini değiştirecek çok önemli yatırımlara imza attık. Hem bunlar yapıldı, hem de bunların nasıl yapıldığını görüyorsunuz. Bunların hepsinin arkasında estetik ve kalite vardır.
KÖYDES’TE 5 BİN 620 PROJE
KÖYDES çalışmalarımızda da hükümetimizin ortada koyduğu yatırım bütçeleri var. Biz de buna çok ciddi cevap verdik. 5 bin 620 adet KÖYDES projesini tamamladık. Bu ciddi bir rakamdır. 3-4 ilin 10 senede yaptığını biz 1 senede yapıyoruz.
Bu projelerden 4 bin 120 adeti yol, bin 466’sı içme suyu, 34 adeti de sulama sektörü. 2009 yılında, Kastamonu’da kırsal kesimde asfalt yol oranı yüzde 14’müş. Bin 310 kilometre yolumuz asfaltmış. Bunların tamamı da sathi kaplamaymış. Biz, bugün bu oranı yüzde 33’e çıkardık.
“51 ÖZEL İDARE ARASINDA BİRİNCİYİZ”
Bugün Kastamonu’nun 9 bin 358 kilometre kırsal kesim yol ağı vardır. Bu yol ağıyla 51 İl Özel İdare içerisinde birinci sıradayız. Bu yolun da yüzde 33’ü asfalttır. Bunun da yaklaşık 350 kilometresi beton asfalttır. Bizim, Cumhuriyetimizin 100’ncü yılına kadar planladığımız bir projeksiyon var. Ben arkadaşlarımızın bunu devam ettireceğine inanıyorum. Biz 650 kilometre, BSK yaptığımız zaman, Kastamonu’da ana grup köy yollarında bir sıkıntımız kalmayacak. Birçok köylü, kendi köyünden çıktıktan kısa süre sonra bir beton asfaltla buluşacak.
İÇME SUYU
İçme suyu problemi olan hiçbir noktamız kalmadı. Bir de Kastamonu’da kışın yaşayan nüfusla yazın yaşayan nüfus arasında fark var. Dolayısıyla iklimsel sebeplere de bağlı olarak bu artıştan dolayı su yetersizliği ortaya çıkıyor. Bizim bin 54 köyümüzde herhangi bir içme suyu sıkıntımız var. Şebeke yenilenmesi, depo onarımları, otomatik klor cihazları gibi daha sağlıklı içme suyu için çalışmalara başladık. Bunlar da devam ediyor.
Oldukça uzun bir dönemdi. Bizi göreve getiren mevcut iktidara ve sayın vekillerimize, dönem içerisinde bütün bu yatırımların yapılmasında bize destek veren başta sayın vekillerimiz ve hükümetimiz olmak üzere sayın Cumhurbaşkanımıza, sayın bakanımıza teşekkür ediyorum.
Her görevin bir sonu vardır, bunda gocunacak bir durum yok. Bu dönemi çok iyi değerlendirdik. Kastamonu’ya başımız dik geldik, başımız dik gidiyoruz. Yapılanlar da ortadadır. Biz Kastamonuluyuz, Kastamonu’ya yapacağımız hizmetler devam edecek. Bu göreve nokta koyuyoruz, herkese hayırlı olsun.
Kastamonu’ya hiç kimse kötülük yapmasın. İnsanlıklara olan düşmanlıklarla bir yere gidilmez. Hiç kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama hepimiz Kastamonu’yu sevmek zorundayız.
33 yıldır devlette çalışıyorum, 33 yılda bir uyarma cezam bile yok. 33 yılda çok iş yaptım, 25 senesi bu memlekete hizmetle geçti. Destek olmayanların da memlekete köstek olmamalarını diliyorum.
“KASTAMONU RUTİN İŞLERLE BİR GERE GELEMEZ”
Kastamonu, rutin işlerini yaparak bir yere gelemez. Geleceğe dönük kalıcı projeler üretmek zorundadır. Kastamonu’nun çok önemli iki tane kimliği vardır. Bir tanesi turizm bir tanesi de orman. Bu kimlikler zoraki getirilen değil, içerisinde barındırdıkları kimliklerdir. Dolayısıyla biz, turizm yapacaksak Yaban Parkı projesi yapılmalıdır. Bu proje, şimdiki meclisin gündemine alınıp onaylayacağı bir hadise değildir, meclise stratejik planda onaylayarak gelmiş ve bu senede yatırım bütçesinde bulunup, 250 bin lira proje yatırım ödeneği bulunan bir projedir. Önemli olan bunu devam ettirmektedir. Açık hava müzesi ve yaban parkı benim için çok önemlidir. Yıllar önce Viyana’da bir park gezmiş ve neden Kastamonu’da olmasın diye düşünmüştüm, bir de Gürcistan’da bir parka gittim, çok büyük bir botanik parktır. Emin olun, Viyana’daki parkın içerisinde benim gittiğimde yaklaşık 20 bin kişi vardı, Gürcistan’daki parkada sabah 10’da girdik, teleferikle zirveye çıkıyorsunuz, orada da herhalde 20-25 bin kişi vardı. Akşam hava kararırken parktan çıktık. Hem size para harcattırıyor hem de sizi o coğrafyada gezdiriyor. Biz de öyle hayal ettik, nereye yapabiliriz dedik. Arşivde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e kalan bir yer var. Bin 50 hektar bir alan var, 100 bin dönüme yakın. Biz kolları sıvadık, haritaları hazırlattırdık, 2B çalışması hazırlattık, bu çalışmadan 144 dönüm imar yapılabilir alan çıkarttık. Turizm imarını yaptık, proje aşamasına getirdik. İnşallah bu proje yapılır, bu projenin yapılması herkesin boynunun borcudur. İstedik ki Kastamonu’nun kültür yapılarını sergileyelim. Hem kültür yapısın sergileyelim hem Kastamonu gastronomisini sunalım, hem de Kastamonu’nun kimliğine uygun içerisinde yaban hayatlarını gözleyebileceğimiz mekanlar yapalım.
Güzel bir siyez değirmeni yapalım, yanında siyez ürünlerinin satıldığı bir stant olsun. Yanında bir restoran olsun, onun yanında taş fırın olsun, yanında bir kurutma konağı pastırma evi olsun, yanında bir Tosya bağ evi olsun, Tosya’nın pirinci satılsın, yanında bir Taşköprü konağı olsun, yanında bir Taşköprü Sarımsağıyla ilgili market olsun. Yani kişi oraya girdiği zaman hem alışverişini yapsın, hem kültürümüzü görsün. Böyle bir eser Kastamonu’ya değil, Türkiye’ye yapılmış bir eserdir ve yapılmalıdır. Rutin işlerle Kastamonu’yu bir yere taşıyamazsınız, benden sonraki arkadaşlara emanet ettiğim birinci iş budur.” Cengiz MUHZİROĞLU