Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu açıkladı, “Kanal İstanbul” projesi kapsamında Karadeniz’de “lojistik liman” yapılacak, “600 milyon ton” kapasiteli hem de…
Karadeniz’e “talih kuşu”.
Karadeniz bir uçtan öbür uca limanlarla sıralanıyor zaten halihazırda, “Rize İyidere”, “Trabzon”, “Giresun”, “Ordu”, “Samsun”, “Sinop”, “Zonguldak Filyos”, “Sakarya”, “Kocaeli”…
Her birinin hedef ve vizyonu birbirinden iddialı.
Bakan Karaismailoğlu’nun ipucunu verdiği “lojistik liman” mevcutların haricinde ve hepsini katlayacak boyutta…
“600 milyon ton” kapasite ile dünyanın en büyük üçüncü limanı Singapur ile eş değer.
Filyos Limanı’nın “25 milyon ton” kapasitesi olduğu göz önüne alındığında “24” katı büyüklükte olacak…
Hayal alacak gibi değil.
Keza…
Ülkemizde yük kapasitesi en büyük olan “Kocaeli Limanı” 73 milyon ton.
“Kanal İstanbul lojistik ihtiyaçtan doğdu. Lojistik hareketlere yön vermek, küresel hareketleri karşılamak için hem Türkiye’nin hem dünyanın ihtiyacıdır. İstanbul Boğazı’ndaki yoğunluk azaltılacak. Güvenlik sağlanacak. Proje ile Karadeniz’de lojistik liman yapacağız. Bu lojistik liman da Singapur gibi 600 milyon tonluk büyük bir liman olacak” diyor Bakan Karaismailoğlu…
Vizyon proje.
Karadeniz Bölgesi, ulaşım altyapısı ve dolayısıyla ticaret altyapısı ile, kayda değer bir noktaya doğru ilerliyor…
Son liman projesi, zincirin en önemlisi halkası olacak besbelli, dünya ölçeğinde hem de.
Karadeniz illerinin topyekun irade gösterdikleri kalkınma ve gelişme rotasında Kastamonu ne halde?…
Pastadan pay alabilecek gibi mi?
(Aylar öncesinde havadis vermiştik Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın “Ulaştırma Master Planı” hakkında…
2053’e kadar Kastamonu’ya demiryolu gözükmüyor.
Bakan Karaismailoğlu yukarıda pasajını verdiğim açıklamasının diğer bölümlerinde demiryolu ağının uzunluğunu 28 bin kilometreye çıkaracaklarını da kaydetti…
OSB ve limanlar demiryolu ağına bağlanacak, 500 milyon dolar kredi sağlandı, projeler kısa sürede tamamlanacak.)
Not: Karadeniz illerinin “ekonomik kalkınma” ve “sosyal gelişme” yolunda verdikleri mücadeleyi “parça parça” bu satırlarda dile getiriyoruz…
Karadeniz’in “doğu” kesimleri günlük güneşlik.
Kastamonu’yu ortaya aldığımızda, “batı” kesimleri, zaten her dem yaz bahar…
“Düzce, Sakarya, Kocaeli”.
Sinop, Bartın ve Zonguldak’taki kıpırdanma da dikkate değer…
“Umut var”.
“Arada derede” bir Kastamonu…
Ne hal?
Hedefi, vizyonu, beklentisi nedir?…
Ne umar, ne bulur?
Umut eder mi?…
İrade gösterir mi?
MUSTAFA AFACAN