Merhaba; dikensiz, gamsız, kasavetsiz bir hafta dilemeyi isterdim, ama sel felaketinin acısını yaşamaya, yüreğimizde taşımaya devam ederek giriyoruz haftaya. Unutulması pek mümkün görülmeyen günler yaşadı bölgemiz. Bundan dersler çıkartarak tekrarlanmamasını dileyebiliyorum sadece…
- ••
Günümüzde her şeyin muazzam hız içinde tüketildiği bir dönemde fiziksel ve gerçek bir gazete üretiminin parçası olmak çok güzel. İnternet olsa süper hız yapmam gerekirdi ama bu orijinal üretimde yazının üstüne düşünmek, sindirmek ve üretmek için elimde nitelikli zamanım oluyor. Sizin de iyi bildiğiniz gibi internetin hızına yetişmeye çalışırken bazen maksadını aşan cümleler kurabiliyoruz. Sonra da toplamak için kırk takla atıyoruz. En basiti mesajlaşma uygulamalarında bir görsel karakter (emoji) koymadık diye enteresan yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Bu gazetede yazmaya heves etmenin en önemli sebeplerinden biri de buydu. O çocukluğumda eve her gün giren gazetelerin lezzetini alabilmek. Pazarları kahvaltılarda tereyağ, reçel bulaşığı olan gazete için evdekilerle didişebilmek. İşte şimdi çocukken yazılarına özenerek büyüdüğüm yazar büyüklerim gibi kendimi ifade edebilme fırsatı bulmanın heyecanı içindeyim. Geçmişi özenerek ya da nerede o eski günler diyerek yad etmiyorum. Geçmişin her güzel günü keyifli bir anı sadece benim için. Çünkü büyük sporcu ve ilginç düşünce adamı Muhammed Ali’nin de dediği gibi, “Eğer bir insan ellisinde hâlâ yirmilerindeki gibi düşünüyorsa aradaki otuz yıl boşa gitmiş demektir.”
Böylece uzun bir girizgahtan sonra günün konusuna ulaştık. Bizi geliştiren, olgunlaştıran ilham kaynaklarımız. Hepimizin yaşam hikayelerinde ilham kaynakları vardır muhakkak. Benim öncelikli ilham kaynağım annem. Köy Enstitülü değil ama Enstitülerin kapatılmasının ardından 1956 yılında kurulan Ankara Erkek İlköğretmen Okulu ve Lisesi’nden 1970 yılında mezun olmuş. Yani hâlâ eğitimin eğitime benzediği yıllar. Okuma alışkanlığım, sürekli üretime katkı sağlama arzum ve say say bitmeyecek pek çok şeyi ondan aldım. Elbette annem haricinde de şimdiki aklıma ulaşıncaya sayısız ilham kaynağım oldu.
Bu arada ilham almakla özenmeyi karıştırmayalım birbirine. İlham kaynaklarının temel görevi bizlere kendi hayatımıza uyarlayabileceğimiz fikirleri araklama imkânı sunmalarıdır. Ben de öyle yaptım ve arakladım.
İlham aldıklarımın ötesinde hem ilham aldığım, hem de tüm ruhumla özendiğim tek kişi var. Mustafa Kemal Atatürk’ün bilgi birikimi. Büyük komutan, lider, öncü, vizyoner… Evet, tüm bu özellikleri var ama benim özendiğim özelliği entelektüelliği. Keşke onun gibi bir entelektüel olabilseydim. Ya da milyarda bir ihtimal olabilsem. Onun hayatına baktığımda da gördüğüm şeylerden biri o da ilham almaktan çekinmemiş. Tarihteki büyük komutanları, liderleri incelemiş, okumuş. Kimilerinden ilham almış. Asla öykünmemiş. Benim özenme kaynağım kendinden öncekilerden ya da çağdaşlarından yararlanıyorsa ben neden yapmayım ki.
Kimi zaman kendi fikrimmiş gibi sattığım fikirlerin, yaşam önermelerinin ilham kaynaklarını da göstermek de fayda var. Sonuçta şu da bir gerçek ki her şeyi biliyormuş gibi yapmak inandırıcılığınıza zarar verir. O yüzden de elinizdeki bilginin orijinal kaynağını saklamayın. Diğer türlüsü yurdumuzda pek bir meşhur olan intihal hadisesine girer. Bu da doğal olarak şık değil ve sizler gibi iyi insanlara da zaten yakışmaz.
İlham kaynaklarımın sözlerini olduğu gibi yazacağım ki benim sübjektif çıkarımımın dışında size kendi çıkarımınızı yapma fırsatı vermiş olayım. Yoksa didaktik köşe yazarı olurum ki, Allah beni böyle bir şerden korusun! Bugünün ilham kaynağı Muhammed Ali Clay. Kelebek gibi uçan, arı gibi sokan dünyanın (bence) gördüğü en büyük sporcularından biri ve açık ara en iyi boksörü. Tuhaf egosu, ilginç yaklaşımları ile değişik bir insan. Hayata dair seçimlerini olgunlukla kucaklayıp her yıkımdan daha güçlü kalkmayı beceren bir mücadele insanı. Yaşamına dair bir şeyler söylememe gerek yok. İnternetin dipsiz bilgi kuyusunda hepsi mevcut. Ve gelelim bu ilginç ve harika insanın bana ilham veren sözlerinden bazılarına. Ve şimdilik sağlıcakla kalın.
- Başkalarına hizmet etmek, bu dünyada ödediğimiz oda kirasıdır.
- Antrenmanların her dakikasından nefret etmiştim. Ama kendime, “Vazgeçme. Şimdi acı çek ama hayatının geri kalanını bir şampiyon olarak yaşa” dedim.
- Risk alacak cesareti olmayan kişi, hayatta hiçbir şey başaramaz.
- Günleri saymayın, sayılmaya değer günler yaşayın.
- Hayal gücü olmayanın kanatları yoktur.
- Ben en iyisiyim. Bunu gözlerimle görmeden önce de söylüyordum.
- Küflü ekmekten penisilin yapılabiliyorsa, senden de bir şeyler olabilir
- “Övünmek”, bir kişinin bir şey söylediğinde ve yapamadığı zamandır. Ben ne dersem onu yaparım.”
- Yalnızca yenilmenin nasıl bir şey olduğunu bilen bir adam ruhunun derinliklerine inebilir ve maç eşit olduğunda kazanmak için gereken ekstra gücü bulabilir.
Aklımdaki Söz: Bu sefer çoğu yukarıda J
Okuduğum Kitap: Dövüş (Norman Mailler) aslında çok önceden okudum ama bugüne yakıştı.
Tavsiye Filmim: Ali (M. Mann / başrolde Will Smith)
Dinlediğim Müzik : Eye Of The Tiger (beste. Survivor) başka ne dinleyebilirdim ki ?!
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU