Merhaba dostlar. Öncelikle merak etmeyin Akça’ya yeni nazar boncuğu taktım. Ve daha önemlisi ben nazar boncuğunu alanları değil de tuttukları iki balıktan birini Akça ile paylaşan çifti hatırlıyorum. Çünkü ne olursa olsun bu dünyada güzel gönüllü insanların daha kalabalık olduğuna yürekten inanıyorum.
Kaç günlerdir zihnimde “Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi” kitabı dolanıyor. Nobel ödüllü Peter Handke’nin yazdığı çok ilginç bir kitaptır. Yeniden okuyayım dedim ama fark ettim ki çaldırdığım kitaplarım listesinde bu kitap da varmış. Kitabı düşünürken aklım kaleciye kaydı. Sahiden penaltı anında ne yapıyor kaleci? Bence kalecilerin penaltı anındaki endişeleri gol yememek üzere değildir. Golü nasıl kurtaracaklarını düşünürler. Çünkü penaltı taraftarından, penaltı atışını kullanacak olan futbolcuya kadar zaten gol olmuş bir vuruştur. Madem bu kadar kesin penaltının gol olacağı neden direkt santraya gitmiyorlar? Nedeni basit. Hayatta her zaman kaybedilmiş gibi görünen şeylerin bir anda zafere dönme ihtimali gibi ilginç bir durumları var. Yeter ki eyleme geçilsin. Zaten hayatı da bir futbol maçı kadar heyecanlı kılan şey de bu ihtimaller değil mi?Kaleciler hakem penaltı cezasını verdiği andan vuruşun yapıldığı ana kadar kaybedeceği neredeyse kesin bir mücadeleye hazırlar kendini. Endişelidir çünkü kaçınılmaz sonu değiştirmek için bir hamle hakkı vardır ve o an için geri dönüşü de yoktur. Buna rağmen kaleci “tamam, zaten bu gol oldu” deyip öylece bekliyor mudur? Kesinlikle hayır.Karşısındaki futbolcuyu tartıyor. İnceliyor, neler yapabileceğine bakıyor. Hangi kaleciydi ve hatta hangi maçtı sahiden hatırlamıyorum ama maç penaltılara kalmıştı ve kaleci rakibin olası penaltı vuruşu kullanacak futbolcularının genelde hangi köşeye vuracaklarını maç öncesinde su şişesine yazmış ve ona göre hamle yapıyordu. Sanırım beş vuruştan üçünü de bu sayede kurtardı. Yani hiçbir kaleci penaltı tüm ihtimaller kendi aleyhlerine olmasına rağmen tamam bu gol oldu diye pes etmiyordur.İşte vuruşla kesin kararlarını verdikleri o milisaniyeler içinde içlerindeki endişeye rağmen bir karar verirler ve eyleme geçerler. Kurtarırsa ne ala, kurtaramazsa zaten bu durum herkes tarafından ön kabul durumunda olduğu için onu suçlayacak kimse yok. Yani kurtarırsa kahraman ama kurtaramazsa problem değil.
Benim kişisel görüşüme göre eğer yaşam bir futbol maçı olsaydı hepimiz kaleci olurduk. Çünkü yaşamımız bize karşı kullanılan penaltı atışları ile mücadele etmekle geçiyor. Milyonlarca farklı olayla hayat her seferinde bizim aleyhimize penaltı düdüğü çalıyor. Biz de tıpkı gerçek kaleciler gibi o vuruşları kurtarmaya çalışıyoruz. Ve yine bana göre kalecilerden farkımız şu; biz aleyhimize penaltı düdüğü çalındığında tamam bu gol oldu deyip bırakıyoruz. Ya kurtarırsam endişesini bile duymuyoruz. Halbuki kalecilerin endişesi golün olması değil golü nasıl kurtaracağı üzerine kuruludur. Gönül isterdi ki hayat oyunundaki rolümüz forvet olsaydı. Hep rakiplere karşı şutlar çekebilseydik ama maalesef öyle değil. Yine kalecimize geri dönelim, diyelim ki golü yedi, tamam ben gol yedim zaten diye sonrasında gelen şutları direkt kaleye almıyor. Ne olursa olsun gol yememeye uğraşmaya devam ediyor. Böyle büyük fark atılmış maçlarda hep dikkatimi şu çekmiştir. Sahanın içindeki on oyuncu maçtan umudunu kesmiştir ama kaleci isterse altı tane gol yemiş olsun yedinciyi yememek için takım arkadaşları uğraşmasa bile uğraşmaya devam eder. Çünkü onun görevi gol yememektir. Yediği gollerin hiç önemi yoktur. Her defasında kurtarmak için çabalar. Özellikle de penaltı anlarında… Tıpkı bizim yaşamın kriz noktalarında tamam pes demememiz gerektiği gibi…
- Başarılı kaleci; daima çözümün bir parçasıdır.Başarısız,daima sorunun bir parçasıdır.
- Başarılı kaleci; her zaman bir programıvardır.Başarısızın ise her zaman bir mazereti vardır.
- Başarılıkaleci, “işine yardım edeyim” der.Başarısız, “bu benim isim değil” der.
- Başarılıkaleci her soruna bir çözüm bulur.Başarısız, her çözüme bir sorun bulur.
- Başarılıkaleci, en olumsuz durumda bile çıkışnoktasınıgörür.Başarısız kaleci, en olumluya bile engel olur.
- Başarılıkaleci “zor olabilir, ama imkânsız değil” der.Başarısız kaleci, “mümkün olabilir ama çok zor” der.
BİR KÜÇÜK RİCA : Yukarıdaki “başarılı kaleci” ifadelerini bir kez de hatırım için kaleci yerine kendi adınızı söyleyerek yüksek sesle okuyun Jkendinizi penaltı kurtarmış kaleci gibi çok iyi hissedeceksiniz emin olun JCumartesi günü görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın…
NOT: Bugün maalesef “Aklımdakiler” kısmı yok çünkü dürüstçe itiraf edeyim iki yazı arasında o kadar dünyevi şeyle uğraştım ki aklımı bir şeylere takamadım. Ama söz diğer yazıda telafi edeceğim.
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU