Kültür ve Turizm Bakanlığı, Araç Haber gazetesinden Hakkı Cidal Savaş’ın, başlangıcında yetkilisinin “Göbeklitepe’nin benzeri” ifadesi kullandığı Kahintepe kazısına neden son verildiği, baraj suları altında kalıp kalmayacağı sorularını cevapladı.
Savaş, “Kahintepe ne olacak?” başlıklı haberleri sonrasında bir açıklamada bulunulmadığını belirterek Bakanlığa cevaplanmak üzere şu soruları yöneltmişti:
“Kahintepe arkeolojik kazı çalışmalarına bölgedeki baraj çalışmaları nedeniyle son verildiği söylentileri bulunmaktadır.
– Kazı çalışmalarının durmasının veya iptal edilmesini baraj çalışmasıyla ilgisi var mıdır?
– Baraj tamamlandığında bölge sular altında kalacak mıdır ?
– Kahintepe arkeolojik kazı çalışmasında çıkan tarihi eser niteliği taşıyan herhangi bir buluntuya rastlanmış mıdır? Rastlanmış ise nitelik özelliklerini belirtiniz.
– Kazı çalışmaları yapılan bölge arkeolojik SİT alanı mıdır ?
– Kahintepe Arkeolojik kazı çalışmalarına ne zaman ve neden son verilmiştir ?
– Çalışmalar devam edecek midir?
– Bununla ilgili olarak ilgili kamuoyu ile paylaşabileceğimiz olumlu-olumsuz herhangi bir rapor var mıdır?
Hakkı Cidal Savaş, bu sorularına verdiği cevabı gazetesinin son sayısında yayımladı.
Bakanlığın açıklaması şöyle:
“KASTAMONU İLİ KAHİNTEPE KAZISI
Kastamonu ili, Araç İlçesinde yapım devam etmekte olan Filyos Araç Barajı etki alanında kalan Kahintepe’de yürütülen kazı çalışmaları hakkında bilgi talep eden 15.09.2022 tarihli başvurunuz incelenmiştir.
Kastamonu Müze Müdürlüğü Başkanlığında, Düzce Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümünde görevli Dr. Öğretim Üyesi Nurperi Ayengin’in bilimsel danışmanlığında Ankara I numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 24.03.2016 tarih ve 3192 sayılı kararı doğrultusunda 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescilli alanda 2018 yılından beri devam eden sondaj, jeoradar ve kurtarma kazıları neticesinde M.Ö.
- Bin ile 3. Bin yıla uzanan ana güzergâhlar üzerinde ara istasyon görevi üstlenen akarsu yamacına yayılan Orta-Erken Tunç Çağı yerleşimi gözlenmiştir.
Çevrede doğal kaya oluşumları yer almakta olup bunların üzerinde herhangi bir şekillendirme izine rastlanmamıştır. Mevcut kaya yapısı ve türü de bu tür kullanıma uygun değildir. Kazı çukurlarının çevresinde yer yer MÖ III. Bin ve II. Bin seramik parçalarına rastlanmıştır. Ayrıca bazı kesitlerde yoğun seramik parçaları mevcuttur. Düzlüğün yüzeyinde mimariye ait olabilecek şekillendirilmiş temel taşları tespit edilmiştir. Ancak yüzeyde herhangi bir duvar ya da sur izi görülmemiştir. Anca daha alt seviyedeki duvar ve duvarların temellerine ait olabilecek çeşitli ebattaki dağınık taşlar çevreye yayılmış durumdadır.
Yüzey taramasında taş alet görülmemiştir. Ancak alet yapımında kullanılmış olması muhtemel silex parçalarına rastlanmıştır. Sadece Neolitik ve öncesinde değil Eski Tunç Çağı’nda hatta MÖ II. Bin yılda da silex ve obsidyen alet kullanımı bilinmektedir. Dolayısıyla bu tür malzemenin burada bulunması beklenen bir durumdur. Yerleşiminin en az 2 kültürel seviyeli olduğu belirgindir. Ancak söz konusu dönemlerde ait belirgin bir mimarinin ortaya çıkarıldığı anlaşılmaktadır.
DSİ yetkilileri ile yerinde yapılan görüşmelerde, baraja su tutulma- sının başlandığı ve barajın öncelikli olarak ülke elektrik üretimine sağlayacağı katkı hususlarındaki görüşleri alınmıştır. Kahintepe’nin en üst seviyesinin kısmen su altında kalacağı çok az kısmının su dışında kalacağı da kendileri tarafından ifade edilmiştir. Baraj çalışmalarına parelel olarak Kahintepe Kazısı tam olarak bitirilmiştir. Kazılar sırasında mimari nitelikte çok fazla tespit mevcut değildir. Bilindiği üzere böl genin güneyinde MÖ III. Bin ve II. Bin kültürleri ve mimarileri en iyi şekilde bilinmektedir. Özellikle Çorum ve Çankırı İllerinde böylesine MÖ III. Ve II. Yerleşimleri olan küçük boyutlu yerleşimler mevcuttur. Kahintepe’nin kuzeyde bir yerleşim olarak söz konusu kültürlerin bu bölgedeki temsil eden bir istasyon olmasının bilinmesi önemlidir. Yerleşim konum olarak kuzeyindeki vadiye hakim bir kontrol noktası konumundadır. Vadiden daha yüksekte olması, korunaklı bir yaşam alanı olarak da seçildiğini göstermektedir. Yüzeyde ve kesitlerde bir sel baskınına işaret eden kil tabakası görülmemiştir.
Dolayısıyla güvenli bir yerleşim için uygun bir noktada yer alır.
Halihazırda alınan niteliğinin belirlenmesine yönelik kazı çalışmalarının yapılmış olması ve barajın faaliyete geçmesi için kalan sürenin az kalması da göz önünde bulun- durularak, Müze Müdürlüğünce nihai kazı sonuç raporunun hazırlanarak, yerleşimin kazı çalışmalarının yoğun olarak yürütüldüğü yapı kalıntılarının da yer aldığı kısımların 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmesi önerisiyle ilgili Koruma Bölge Kuruluna sunulmuştur.
Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 25.08.2022 tarih ve 2851 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir.
Alanın su altında kalacak olması nedeniyle koruma önleme projesinin Müze Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü ile koordineli olarak hazırlanarak Bilim Komisyonun görüşleri doğrultusunda İlgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne sunulması, alınacak Kurul Kararı doğrultusunda uygulamada bulunulmasına yönelik süreç devam etmektedir.
Kazılarda ortaya çıkarılan çeşitli hayvan figürlerini andıran objeler ve seramik buluntular Kastamonu Müze Müdürlüğünde bulunmakta olup, Müze Müdürlüğünce kazı bil imsel danışmanı ile koordineli olarak yayın çalışmalarının yapılması planlanmaktadır.”