Bahar Akgün için Kastamonu’nun son dönemde görmeye başladığı başarılı kadın profilleri içinde avangart bir isim olduğunu söylemek yersiz olmaz. Yaşam tecrübesi içinde profesyonel bir sporcu ve spor yöneticisi olmanın yanında, donanımlı bir mimar ve iyi bir gezgin olarak çoktan dünya vatandaşı olmuş. Bahar Akgün’ün karakterini oluşturan birçok profesyonel uğraş son birkaç yılda turizm işletmeciliği çatısı altında birleşmiş. Bu uzmanlıkların birikimini de Kastamonu’nun turizm dünyasında nadide bir elmas gibi parıldayan Gölköy Yaşam Resort’ta kendini gösteriyor.
Bahar Akgün, kadının estetik, incelik ve zarafet dünyasının hakim olmasını sağladığı işletmesinde yine kadınlara yönelik pozitif ayrımcı bir tutumdan yana. Aynı zamanda Akgün, kadının toplumsal statüsünün medeniyet göstergesi olduğunu, o nedenle de kadınların önce eğitim, sonra da ekonomik alanlarda pozitif ayrımcılıkla ön plana çıkartılmasının önemine inanıyor.
Kastamonu turizmine taptaze bir soluk kazandıran, turizm anlayışını pozitif anlamda değiştiren ve standart anlayışları yıkan Gölköy Yaşam Resort sahibi ve işletmecisi Bahar Akgün’ün, öncü ve cesur kişiliğiyle Kastamonu ve kadın başlığı altında birçok konuya bakışını ele aldığımız sohbetimiz oldukça verimli oldu.
- Bahar Hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
– 1965 Ankara doğumluyum. Soy kütüğünde 1948’lere kadar görünen katıksız Kastamonuluyum. Gölköy annemin doğduğu köy ve ben buraya ait hissediyorum kendimi.
Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. İlkokul yıllarında oynamaya başladığım basketbol da çok önemli başarılar elde ettim. 20 yıllık profesyonel spor hayatımı A Milli Takım kaptanlığıyla sonlandırdım. Daha sonra altyapı milli takımlarda uzun yıllar antrenörlük yaptım. Türkiye Basketbol Federasyonu’nda iki dönem yönetim kurulu üyesi olarak kadın basketbolunu yönettim. Evliyim 1 kız 1 erkek 2 çocuk annesiyim.
- Çok önemli profesyonel bir basketbol kariyeriniz var. Bu dönemden de biraz bahsedebilir misiniz?
– 1987 yılında 20 yıl aradan sonra tekrar kurulan milli takımda yer aldım. Çok skorer bir oyuncuydum. Oynadığım takımlarda birçok şampiyonluk yaşardım. Bizler o yıllarda profesyonel basketbol oynarken, en üst düzeyde eğitim hayatımızı da tamamladık. Mimarlığı tam anlamıyla profesyonel olarak yapamadım çünkü basketboldaki kariyerime milli takım antrenörlükleri ve Türkiye Basketbol Fedarasyonu’nda Yönetim Kurulu üyesi olarak devam ettim. Yani çok uzun yıllar Türk Basketboluna hizmet ettim.
- Mimar, profesyonel basketbolcu ve turizm işletmecisi… Bu kadar farklı alanlarda başarının yanında bu kadar keskin değişikliklerin olmasının nedeni nedir?
Kastamonu Gölköy’de dedemden kalma 20 dönümlük bir çiftlik vardı. Burada 2015 yılında mimarisi bana ait olan bir otel inşa ettik. Fakat 2019 yılına kadar burayı hiç istediğimiz gibi işletemedik. Ben Türkiye Basketbol Federasyonu’ndaki görevimden ayrıldığımda keskin bir kararla otelin başına geçtim ve Kastamonu da yaşamaya başladım. İlk başlarda zorlansam da zaman içinde verdiğim emeğin karşılığını aldım. GÖLKÖY YAŞAM RESORT artık Kastamonu’nun önemli bir turizm noktası haline geldi.
- Sahip olduğunuz mesleki farklı kimlikler birbirini destekliyor mu?
– Bence uzun yıllar üst düzey spor hayatı insana çok önemli özellikler katıyor. Bir kere her ne olursa olsun sonuna kadar mücadele etmeyi, sabırlı ve dirayetli olmayı, takım olmayı ve takım için de liderliği, stres yönetimini ve doğru iletişim kurmayı öğretiyor. Bu özellikler ise her ne iş yaparsanız yapın fark yaratıyor diye düşünüyorum. Mimarlık eğitimi ise bana hep farklı bir vizyon kattı. Spor hayatım ve yöneticilik dönemin de çok fazla yer görme imkânım oldu. Sanırım dünyada görmediğim çok az ülke kalmıştır. Bu da turizm deki alt yapımı hazırladı.
- İşletmecilik hayatınız Kastamonu ile mi başlıyor?
– Evet, daha öncesinde hiç böyle bir deneyimim yoktu.
- Neden Kastamonu’da böyle bir işletmecilik kurma fikri gelişti?
– Gölköy de dedemden kalan bu çiftlik de tüm aile senenin belli zamanları bir araya geliyorduk ve çiftlikte kendimiz için spor tesisleri ve rekreasyon alanları yapmıştık. Her gelen, ‘Burası şahane bir yer olmuş neden bir otel açmıyorsunuz’ derdi. Bu tarz teşviklerle böyle bir karar verdik. Ayrıca ben Kastamonu’ya bu kadar yakın ama doğanın içinde böyle bir otele ihtiyaç olduğunu da düşünüyorum.
- Kastamonu’da yapmak istediğiniz ya da kazandırmak istediğiniz farklılıklar nelerdir?
– Kastamonu turizm olarak hak ettiği yerde değil maalesef. Bunun en önemli sebebi buraya otobüslerle turist geliyor ama gece konaklamayı tercih etmiyor bir geçiş bölgesi. Neden diye inceleyecek olursanız turist akşamları eğlenmek ister, fakat Kastamonu bu konuda çok yetersiz kalıyor. Dolayısıyla biz Kastamonu’da bu anlamdaki açığı kapatmak için yeni nesil eğlence sektöründe çok önemli bir marka olan Üzüm Kızı markasını otelimiz bünyesine kattık. Haftanın dört gecesi yerel sanatçılarla canlı müzik yapıyoruz. Dönem dönem de çok meşhur sanatçıları Kastamonulu müşterilerimizle buluşturuyoruz. Ayta Sözeri, Rubato, Metin Arolat, Yılmaz Morgül, Lara, Rita bunlardan birkaçı.
- İşletmeniz sadece turizm hizmeti alanında mı çalışıyor yoksa tarımsal üretim alanında da var mısınız?
– Yaz aylarında bahçelerimizde iyi tarım yaparak otelimizin çoğu meyve ve sebze ihtiyacını karşılıyoruz. Misafirlerimiz için bu gerçekten çok değerli oluyor. Ayrıca tesisimize ait atlarımız içinde yulaf ve korunga yetiştiriyoruz.
- Sizinle birlikte işletmenizde bir kadın dominantlığı seziliyor. Bunun özel bir nedeni var mı?
– Bir kadın olarak kadınlara istihdam sağlamak ve onlara ekonomik güç katarak toplumumuz da hak ettikleri bir yaşam sürmelerine destek vermek birinci önceliğim.
- Özellikle Kastamonu’da turizm alanında kadınların pozisyonunu nasıl görüyorsunuz?
– Bence çok yetersiz. Özellikle daha nitelikli pozisyonlarda kadınların görev alması gerektiğini düşünüyorum.
- Kadınların hem turizm hem de üretim ve profesyonel iş yaşamında olmalarının mevcut toplum yapısı içinde avantaj ve dezavantajları nelerdir?
– Kadınların toplum içindeki statüsü o toplumun medeniyet düzeyini belirler. Ben ülkemiz de kadınlarımızın çoğunlukla olması gerekenden çok gerilerde olduğunu görüyorum. Toplum olarak kadınlarımıza önce eğitim de sonra ekonomide pozitif ayrımcılıkla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
- Kastamonu’da turizmin daha da geliştirilmesi için kadın istihdamı ve kadınların daha çok vitrine çıkması konusunda neler düşünüyorsunuz?
– Turizm alanında Kastamonu gibi bir Anadolu şehrinde donanımlı kadınların ön planda olması çok önemli bir artı olarak geri dönecektir. Bu kadınlar başarıları ile bu kısır döngünün yıkılmasın da bir idol ve umut olacaklardır diye düşünüyorum. Özellikle kız çocukları ve onları yetiştiren aileleri için çok önemli bir örnek teşkil eder.
- Yaşam tecrübeniz Kastamonu’da bulunduğunuz süre içerisindeki deneyim ve gözlemlerinizle Kastamonu’da kadının konumu nedir?
– Ben eğitimimle ve özellikle uzun yıllar profesyonel spor hayatım da edindiğim kişilik özelliklerimle Kastamonu’nun hiç alışık olmadığı bir kişiliğim. İlk başlarda biraz yadırganıp şaşkınlık yaratsam da zaman için de hak ettiğim saygıyı ve değeri gördüğümü düşünüyorum. TBF’de 2 dönem tek kadın yönetici olarak görev yapmak bana çok şey öğretti. Umarım memleketimin kadınlarına iyi bir örnek olmuşumdur.
MURAT KARASALİHOĞLU