Mine Akçakoca Özgür
10 Aralık Kadın Mitinginin öncülerinin, ulaşımın ve iletişim araçlarının son derece sınırlı olduğu yıllarda binlerce kişiyi –üstelik kadını- bir araya getirebilmeleri ve devlet başkanlarının eşlerine telgrafla seslerini duyurmayı düşünmeleri; aklın, yüreğin, sağduyunun ürünü olarak dikkat çekiyor.
104 yıl önce, Kastamonu’da görev yapan bürokratların eşlerinin öncülüğünde ve Kastamonulu kadınların da yoğun bir şekilde katılımı ile gerçekleşen, olanaksızlıklar içindeyken bile binlerce kadını eğitim kurumunun bahçesinde toplayan bilinç, tüm insanlığa örnek olmalı.
İlk Türk Kadın Mitinginin 104. Yıl kutlamasında, İnebolu’dan, Devrekani’den, Cide’den, Tosya’dan, Kastamonu’nun değişik kesimlerinden ve farklı illerden gelenler, Kışla Parkı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdüler. İstiklal Marşı’nı hep bir ağızdan söylediler. Atatürk Anıtı’na çelenk koydular, sergi gezdiler, konferans dinlediler.
10 Aralık Kadın Platformu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Kızıltan, Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı konuşmada, 10 Aralık 1919’un sadece Kastamonu için değil Dünya kadınlar tarihi için çok önemli bir gün olduğunu söyledi.
89 yaşındaki Sabiha İzbeli; ”Cumhuriyet için yerlere yatsak, ne kadar dua etsek yeridir. Allah’a bin kere şükrediyorum” dedi.
Kastamonu Valisi Meftun Dallı, Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, , AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Halil Uluay ve Fatma Serap Ekmekci, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, AK Parti İstanbul Milletvekili Rabia İlhan, CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Resmi dairelerin müdürleri, bazı bürokratlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri yürüyüşte yer aldılar.
Ancak Kastamonu’da halkın katılımının, ilgisinin az olması dikkat çekiyordu. Bunun nedeninin, katılmak isteyip de işi nedeniyle ya da başka zorunluluklardan dolayı gelememeleri olduğuna inanmak istiyorum.
Böylesine özel bir güne sahip olan, 104 yıl önce 3 bin kadın ile tarihe imzasını atmış olan Kastamonu, bu yıl dönümünde on binler, yüz binler olarak sokaklarda, yürüyüşte olmalıydı.
Cumhuriyet ve Türk Kadını konulu panel, Anadolu Kadını isimli fotoğraf sergisi, Erzurum Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen ANA-DOLU adlı tiyatro eseri, Ya İstiklal Ya Ölüm sergisinde salonlar hıncahınç dolmalıydı.
Düşünün ki; Programa Diyarbakır’dan, Çankırı’dan, İstanbul’dan, Ankara’dan gelen konuklar var. Kastamonu’da evden çıkıp, meydana inmek hiç zor olmamalı.
İlk Kadın Mitinginin önemini kavramış olan konuklardan, TRT İzmir Radyosu Sanatçısı Ethem Kaya İzmir’den selam getirdiğini ifade etti ve sözlerine; “Bu özel günde karşınızda olmaktan şeref duyduk, onur duyduk” diye devam etti.
İstanbul radyosu saz sanatçıları solistlere eşlik etti. Grup Şefi Osman Aktaş, Kabak kemanede Burhan Elmas, Bas gitar Emrah Günaydın, Bağlamada Mustafa İpekcioğlu ve ritimde Can Akın TRT sanatçılarına yakışan güzel bir konser sundular.
“İlk Kadın Mitingini gerçekleştiren Kastamonu ile gurur duyuyoruz” diyen TRT İstanbul radyosu Halk Müziği Sanatçısı Gülcan Kaya konuşmasına şöyle devam etti:
“ 3 bin yürekli kadın el ele, omuz omuza verip, ‘insanlar ölmesin, bu işgal bitsin’, demiş. Bu aslan yürekli Zekiye Hanım’ı, Kamuran Hanım’ı, Saime Hanım’ı, Bedriye Hanım’ı, Münire Hanım’ı, Refika Hanım’ı, Neyire Hanım’ı, Şerife Bacı’yı, Halime Çavuş’u saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve sevgi ile selamlıyorum” diyerek Çanakkale Türküsü ile programını sürdürdü.
Gülcan Kaya; “Ben anayım bu sesimde yerin göğün derdi var/ Sulha gelin ey insanlar yoksa dünya mahvolur” sözleriyle yürekleri dağlayan Azeri türküyü Dünya’da katledilen tüm çocuklar için söyledi.
“Türküler varsa, umut her zaman vardır” diyen Sanatçı, Tiridine adım türküsünü söyleyerek, salonu coşturdu.
Kastamonu İmam Hatip Lisesi Din Dersleri Öğretmeni Mustafa Özkan, her zaman olduğu gibi düzgün diksiyonu ve sahne hakimiyetiyle programın sunumunu gerçekleştirdi.
Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Yurt, sanatçılara çiçek takdim ederken; “Dernek Başkanı ve tüm emek verenlere teşekkür ediyorum. Hepsi gönlünü koydu. Uzak yoldan gelen misafirlerimize de ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
Kastamonu Vali Yardımcısı Aydın Ergün emek verenlere, katılım sağlayanlara, TRT sanatçılarına ve ses düzenine emek verenlere teşekkür ederken;
“Kutlamalar ile ilgili her yıl yaptıklarımızdan dersler çıkararak, git gide daha geliştirerek gelecekte çok daha kapsamlı bir şekilde devamını diliyoruz” dedi.
10 Aralık 1919 tarihindeki duyarlılık, bu günkü kadın platformunun tohumlarını atmış. Şehirli, köylü, ev kadını, bekâr, evli, anne kadınlar… Sesini duyurmaya çalışan, üstünlük kurmak için değil, tüm sevdikleri ile mümkün olduğunca mutlu huzurlu, eşit, barış dolu bir dünya için mücadele eden kadınlar…
Onlar, yüreklerinde filizlenen bağımsızlık arzusu, dillerinde isyan ile düşman işgaline baş kaldırarak tüm dünyaya seslendiler.
Yurdumuzun her yerinde, isteklerini kararlılıkla dile getiren, doğruluğuna inandığı zaman; erişebileceği noktanın ötesine geçme isteğini eyleme dönüştürme yürekliliğine sahip kadınlarımızın var olduğunu biliyoruz.
29 Kasım 1918’de Milli Kongrenin kurucusu 50 örgütün 10’dan fazlasının kadın cemiyeti oluşunu ve İzmir’in işgali ile ilgili olarak İstanbul’da düzenlenen mitinglere kadınların yoğun katılımını, etkileyici söylevleri ile Halide Edipleri, Şükufe Nihalleri unutmak olası mı?
Dünya’daki tüm çelişkilere karşı; umudu, sağduyuyu hep canlı tutmayı başarabilen ‘kadına yakışan bir türküydü’ bu Anadolu kentinden10 Aralık 1919 tarihinde söylenen…
“Tam Bağımsızlık için” atılan adımın bu öncü ve yürekli kadınlarını bir kez daha anarken sözü Azeri türkü ile sonlamak istiyorum:
“Men anayım, bu sesimde yerin göğün derdi var
Sulha gelin ey insanlar, yoksa dünya mahvolar
Silahları yandırın arşa çıksın tütsüsü
Her obada, her bir evde kanat açsın sulh sözü
Yüzü gülsün insanların, bayram etsin yeryüzü
Ben anayım bu sesimde yerin göğün derdi var
Sulha gelin ey insanlar yoksa dünya mahvolar”