“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, kadınlara verilen değeri ve verilmesi gereken değeri bu kısa cümleyle özetlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti muasır medeniyetler seviyesinin üzerine adım adım yükselirken aydınlanma yoluna kadın-erkek aynı şevkle girilirken Türk kadınına dünyadaki tüm kadınlardan önce seçme-seçilme hakkı verilmişken… Geldiğimiz noktayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şu şekilde özetliyor:
“Türkiye’de 2016-2019 Ağustos ayları arasında öldürülen kadın sayısı bin 167’dir. Bu bin 167 kadından sadece 76’sı haklarında bir koruma kararı verilmiş kadınlardır. Toplam içindeki oranı yüzde 6,5. Buradaki faillerin yüzde 86’sının daha önceden sabıkası söz konusu değildir. Faillerin yüzde 63,5’i eş veya partner, yüzde 32’si ise akrabadır.”
İzin verin rakamlarla konuşayım; kadın cinayetlerinde fail ve maktullerin yüzde 46’sı ilkokul mezunu, cinayetlerin yarıdan fazlası ateşli silahlarla gerçekleşiyor bu silahların yüzde 83’ü ruhsatsız…
Yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde 2019’dan kulağımda çınlayan birkaç cümleyi buraya bırakmak istiyorum. Çığlıkları susturur, acıları unutturur, yeni acılara engel olur diye değil… Bir kadın, bir erkek, bir baba, bir eş okur; daha mutlu daha özgür daha sevgi dolu olmaya karar verir diye. Bir umuttur çünkü bu dünyada yaşamak! Kulağımda çınlayan cümleler:
-Ölmek istemiyorum.
-Anne lütfen ölme!
-İyi bir mühendis, iyi bir hukukçu, iyi bir doktor değil iyi bir insan olmaya çalışın.
Ve küçücük bir kız çocuğunun yüzü: “Ağrı’da kaybolan ve bir arazide cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir cinayeti ile ilgili olarak 7 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet talebiyle dava açıldı.” Bir cümlelik haber metniyle verilmiş ya da verilecek bir müebbetle Leyla evinin balkonundan annesine sevgiyle gülümsemeye devam edemiyor.
Kadınlarımızın ne kendilerini ne çocuklarını koruyabildiği bir dünya: “Acıbadem Suç ve Şiddeti Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Oğuz Polat tarafından hazırlanan rapora göre son 13 yıllık sürede çocukta cinsel istismar suçları 10 kat arttı. Rapora göre 2006 yılında çocuklara yönelik cinsel istismar suçunda 2 bin 337 karar verilirken bu rakam günümüzde 21 bin 518’i geçti.”
Yeni bir yıla girerken yeni bir karar almak isteyenleriniz olacaktır: insana, hayvana, ağaca, canlıya zarar vermeyeceğim, insanı, hayvanı, ağacı, canlıyı sadece seveceğim. Çünkü bizi yalnızca sevgi kurtaracak çünkü yalnızca sevginin filizlendiği topraklarda verimli tohumlar yeşerir. 2020 sevginin, barışın, dostluğun, mutluluğun yılı olsun! Bu yıl, Nazım Hikmet yanılsın, bizim kadınlarımız hak ettiği yerde olsun sofralarımızda ve kalbimizde, sade sevgiyle!
“Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yârimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız…”
SEDA NUR KURT