Kastamonu’da, tarihi 365 yıl öncesine dayanan İzbeli Çiftliği’nde bulunan antika silah ve eşyalar ile çiftlikteki yapıların eski anahtarları özenle saklanıyor.
İzbeli Çiftliği’ne 64 yıl önce gelin gelen Sabiha İzbeli (84), Kültür ve Turizm Müdürlüğü kayıtlarına göre çiftliğin yaklaşık 400 yıla yakın geçmişi bulunduğunu, Osmanlı padişahı 4. Mehmed tarafından 365 yıl önce İzbeli ailesine tımarlı sipahi arazisi olarak verildiğini söyledi.
Çiftliğin İzbeli ailesine verildiğinde 10 bin dönüm arazi üzerine kurulu olduğunu, içinde 13 küçük köy evi ve çalışanlar bulunduğunu belirten İzbeli, “Sultan Abdülmecid’in fermanıyla tımarlı sipahi ocaklarının kapatılmasının ardından çiftlik İzbeli ailesinde kalmaya devam etti. Bugün Türkiye’de ayakta kalmayı başaran tek tımarlı sipahi ocağının burası olduğunu biliyorum.” dedi.
İzbeli, çiftlikte sipahi ocağından kalma 10’a yakın antika silah, en az 200 yıllık kama ile çeşitli eşyalar bulunduğunu ifade ederek, aradan uzun süre geçtiği için hangilerin tımarlı sipahilerden, hangilerinin ailesinden kalma olduğunu tespit edemediklerini anlattı.
Kayınpederi ve diğer büyüklerinin bu eserleri özenle sakladığını dile getiren İzbeli, şöyle devam etti:
“Eskiden kalan silah gibi eşyalar arasında çiftliğin yapılarının anahtarları da var. Özellikle ambar anahtarları şifrelidir. Konakların dış ve oda kapılarının anahtarları da var. Bazıları halen kullanılıyor. Aslında 50 civarında anahtar olması lazım ama biz 37’sini muhafaza edebildik. Bunları da çiftlikte duvara asarak sergilemeyi uygun gördük. Elimizdeki anahtarlardan bazıları 200 yıldır aynı kapıda kullanılıyor.”
– Tarihi çiftliği turizme kazandırdı
Sabiha İzbeli, eşini kaybettikten sonra hacca giderek çocuklarına devretmeyi düşündüğü çiftliği gelen talepler dolayısıyla kapatamadığını söyledi.
Kentin ileri gelenlerinin çiftlik ve içindeki konakları turizme kazandırmasını istediklerini belirten İzbeli, “Daha önceleri çiftliği ve konağı gezmeye gelenlere ikramda bulunurdum. Sonra yetkililer insanların daha rahat gelmesi için çiftliği turizme kazandırmamı istedi. Ben ‘nasıl olur, insanlardan para isteyemem’ dedim. 2002 yılında çiftliği turizme açınca da günlerce gelenlerden ücret almadım. Sonunda beni ikna ettiler. Şimdi konağımızda kahvaltı ve yöresel ürünler veriyoruz. Çok sayıda üst düzey misafir de gelerek çiftliği ve konağı gezdi. Asıl amacının anahtarları dahi el yapımı olan Osmanlı’dan kalmış bu çiftliği yaşatmak.” diye konuştu.