Birçok şey gibi iyilik dediğimiz kavram hem çok geniş hem de çerçevesi herkese göre değişebilen bir içeriğe sahip. Ama bu değişebilen çerçevede, çalışkan olmak, sürekli üretmek, olanını herkesle paylaşmak, bu paylaşımın sürekli ve daha çok olması adına yorulmaksızın didinmek, hayırlar yapmak, hayratlar bırakmak, nezaketli olmak, insan odakta olsa da tüm canlılara eşit saygı ve sevgi beslemek, kendisine kalan tüm iyi niteliklerin çıtasını yükselterek geleceğe daha bir iyiyi bırakmayı amaç edinmek sanki her iyi kavramı için kabul edilebilecek özelliklerdir.
İşte böylesi bir tanımlama hatta daha fazlasına sahip bir yaşam öyküsü var hayatımızda. O yaşam, Kastamonulu olmayı ekstra bir gurur haline getiren bir Don Kişot olarak Profesör Sakine Eruz…
Kendisinin kökleri 18. yüzyılın başlarında Osmanlı’nın en önemli ilim ve devlet ailelerinden olan Reiszadeler’den Reisülküttap Hacı Mustafa Efendiye kadar geri gidiyor. Dedesi Osmanlı’nın ilk meclislerinden olan Meclisi Mebusan’da Kastamonu vekili Salim Efendi, babası ise hem İstanbul’a hem de Kastamonu’ya sağlık alanında çok önemli miraslar bırakan Kastamonu Devlet Hastanesi KBB Kliniği kurucusu, Kastamonu DP milletvekili ve Numune Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği şefi Opr. Dr. Şükrü Esen ve onun eşi Zekiye Esen’in kızı Sakine Hocamız.
***
Sakine Hocamız, yaşamı Almanya ve Türkiye arasında bölüşülmüş gerçek bir kosmopolit yani bir dünya vatandaşı. 1950’li yılların başında başlayan yaşam öyküsünde, Kastamonu, Ankara, İstanbul ve Almanya zaman zaman kalıcı zaman zaman da geçici ikametgâhı olmuş. Çok kültürlü bir yaşama sahip olmuş yani. 1972 yılında Avusturya Lisesi’nden mezun olunca ver elini Almanya deyip İşletme, Alman Dili Edebiyatı ve İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dallarında yüksek eğitimini sürdürürken 1977 yılında İstanbul Üniversitesi’nden Alman Dili ve Edebiyatı, Pedagoji Eğitimi, Avrupa Sanat Tarihi Anabilim Dallarından da eğitim alarak mezun olur.
Eğitimi sonrasında iş hayatına Almanya’nın Frankfurt Başkonsolosluğunda çevirmen olarak başlayan Sakine Hocamız, burada birçok kurumda Almanca ve Türkçe dersler vererek yaşama ilişkin tecrübelerini geliştirirken 1986 yılında tekrar Türkiye’ye dönüp İstanbul Üniversitesi’nde akademisyenlik hayatına başlar. Alman Dili ve Edebiyatı, Almanca Eğitim Bölümlerinde dersler veren Sakine Hocamız, ülkemizin ismini dünya literatüründe de duyuran çeviribilim uzmanlarından biri olmuş. Bir dönem dünyanın en önemli üniversitelinden olan Avusturya Graz Üniversitesi Çeviribilim Bölümü’nde davetli öğretim üyeliği de yapan Hocamız, 2014 yılında İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 2017 yaşına kadar da Yaşar Üniversitesi, İngilizce Mütercim Tercümanlık Anabilim Dalı Başkanı olarak akademisyenlik görevine devam etti.
***
Akademisyenlik dünyasından ayrılması hayatı boyunca bilgi üretmeyi yaşamına amaç edinmiş, bilgiyi tüm dünya ile paylaşmayı ilke edinmiş Sakine Hocamız için elbette ki bir son değildi. Devam eden projeleri, kurgulanmış işleri, yakın geleceğe planlanmış birçok uğraşı ile hala dopdolu bir yaşamı kucaklıyor kendisi.
Şu ana kadar beşi akademik olmak üzere birçok kitabı, sayısız bilimsel ve popüler makalesi olan Hocamızın, son kitabı ise “Evrensel Kastamonu Öyküleri” birkaç gün içinde elimizde olacak. Sadece ürettiği bilgiyi kitap-makale gibi akademik düzeyde bırakmadı Sakine Hocamız; birçok projeyi ise dünya ile paylaştı ve birçok sergi ile de olabildiğince çok insana ulaşmasını sağladı.
***
Avrupa’da ve ülkemizde birçok yerde açılmış işte bu sergilerden biri de Ekim ayı ortasında ilimizde açılacak. 2009 yılından bu yana temel bir konu odağında ancak her bir yeni açılışta binbir yenilik ve içerikle olan bu serginin ana teması “Osmanlı Devleti’nde Çokkültürlülük ve Çevirmenler”.
Şu ana kadar Napoli, L’Orientale Üniversitesi, Avusturya Graz ve Viyana Üniversitesi, Frankfurt Johannes Gutenberg Üniversitesi ve Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu gibi yurt dışında sergi ve sunumu gerçekleştirilirken; ülkemizde İstanbul, Marmara, Yaşar, Dokuz Eylül, Özyeğin, Yeni Yüzyıl, Okan, Yıldız Teknik gibi üniversitelerin yanı sıra bir çok STK etkinliğinde de yer aldı.
Sakine Hocamızın bu çok ses getiren ve alanında ünik sayılabilecek sergisi her açıldığı yere göre ana konusundan sapmadan önemli eklentilerle çeşitlenmekte. İşte bu noktada serginin Kastamonu ayağında hem Osmanlı Devletinde çokkültürlülük ve çevirmenler hakkında bilgi alacağız hem de bu kültür kaynaşmasının Kastamonu’daki yaşamına dair sürprizlerle dolu bilgiler edineceğiz. Hem Hocamızın köklü ailesinden tecrübeleri ve yaşanmışlıkları hem de uzun yıllardır sürdürdüğü Kastamonu araştırmaları ile zenginleşen sergisi, 2018 Türk Dünyası Başkenti etkinliklerine bir katkı olarak da bizlerle buluşacak.
***
Sayın Prof. Sakine Eruz’dan bahsedip saygı değer merhum eşi Aytaç Eruz Bey’den de bahsedilmeden olmaz. 1976 yılında ömürleri bir hale gelen Aytaç ve Sakine çifti, bugüne kadar sayısız hayır, bağış ve destek işini birlikte yürütmüşlerdi. Yüksek İnşaat Mühendisi olan ve iş yaşamında hem Türkiye’de hem de Almanya’da çok önemli eserlere imza atan Aytaç Bey de hayatındaki en büyük arzularından birini memleketimiz Kastamonu’ya armağan etmişti. Aytaç Eruz Bey, 2009 yılında 32 derslikli Aytaç Eruz Anadolu Lisesini yaptırmış ve eğitim hayatına kazandırmıştı. Bu okulun açılışın töreninde yaptığı konuşmasında Aytaç Bey’in ne kadar ulvi bir amaca hizmet ettiği görülecektir sanırım: “ Sözlerimi, bu projeyi birlikte hayata geçirdiğimiz Sayın Vali Mustafa Kara Beyefendi’ye ve emeği geçen herkese teşekkür ederek bitirmek istiyorum.Ama yüreğimdeki asıl teşekkür, bu okulda okuyup Türkiye’de çok daha büyük projelere imza atacak, sorumluluk sahibi öğrencileredir.”
Yaşamları boyunca “iyiliğin” tanımı olmuş Aytaç ve Sakine Eruz çifti. Hep iyi olmak için çalışmışlar, hep iyiliğin içini doldurmak için bilgi üretmişler ve evrene iyiliği yaymak için paylaşmışlar hayattan aldıkları tüm güzellikleri. O nedenle iyi ki varsınız Sakine Hocam ve elbette iyi ki var oldunuz Aytaç Bey…