Yeni bir yıla girerken yayınlanan bütün mesajlar da iyi dilek ve temenniler yer aldı.
Savaşların, acıların, hüzünlerin olmadığı ocakların sönmediği anaların ağlamadığı yeni bir yıl temennisi vardı bütün paylaşımlarda.
Bu güzel ülkemizi seven herkesin ortak düşüncesi bu temennilerin gerçekleşmesi bir daha ülkemizde hatta tüm dünyada terör olaylarının olmaması dileğimizdi.
Ancak, yeni yılın ilk saatlerinde İstanbul’da bir eğlence mekanında meydana gelen terör saldırısı ile bir kez daha sarsıldık.
Dini, inancı, mezhebi ne olursa olsun bir insanın yaşam hakkı başka biri veya birileri tarafından sonlandırılamaz.
Bu canilerin esas amacı, başkalarına satılmış olmayan beyinleri, insanlıktan çıkmış halleri ile yeni yılda da terör ve kargaşa ortamı oluşturmaya devam etmek.
Polis, asker, erkek-kadın, çocuk, hiç farketmiyor bu canavarlar için, güvenlik güçlerine düzenledikleri hain saldırılarla birlikte bir bakıyorsunuz bir düğünü kana bulayabiliyorlar.
Bu terör olaylarına karşı, terörle karşılaşan dış ülkelere nazaran daha çabuk toparlanıyoruz.
Bu toparlanmanın yanı sıra kaygılarımızın olmadığını da söylemek mümkün değil. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiş olduğum özellikle terörden etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor.
Sultanahmet Camii saldırısı, Ayasofya saldırısı vb. turistik yerlerde yapılan saldırılar son olarak da İstanbul’un en önemli eğlence mekanına yapılan saldırı turizme dolayısı ile de ekonomimize yapılan bir saldırıdır.
Turistler her ne kadar Madrid, Brüksel, Londra gibi diğer ülkelerde yaşanan terör olayları ile birlikte ülkemizde yaşanan olayları da küreselleşen dünyada global bir terör eylemi olarak kabul etseler de bu olayların devam etmesi halinde turizmciler için bu yıl da beklentiler istenilen seviyelerin çok altında gerçekleşir.
Ülkede turizmin yeniden canlanabilmesi için terör olaylarının bir an önce bitirilip kriz ortamından sıyrılıp turiste güven ortamının sağlanması gerekiyor.
Can ve mal kaybının yanı sıra verilen mücadelede harcanan kaynakların büyüklüğü ve yatırımların aksaması ile bu terör laneti ekonomimizi kemiren bir virüs gibi.
İnsanlığa karşı işlenen bu terör olaylarında artık terörizm ulusal olmaktan çıkıp uluslararası bir boyuta geçmiştir. Türkiye’nin yanı sıra diğer ülke turizm destinasyonları da geçen yılı beklentilerinin çok altında geçirmişlerdir.
Turistlerin gidecekleri yerler arasında tercihlerini belirlerken olumlu olan doğal, fiziki ve sosyal koşullar, tarihi zenginliklerin yanı sıra savaş ve terörizm gibi olumsuz koşulları da göz önünde bulundururlar.
Olumsuz koşullar nedeniyle gelen turist sayısında meydana gelen azalış ile tesislerini satmak, işine ara vermek veya kapatmak zorunda kalan işletmeciler haricinde varlıklarını sürdürebilmek adına tesisler pazarlama stratejilerini daha çok iç pazara yöneltmiş durumdadır.
Bu nedenle turizm piyasasında artan maliyetlere karşı yapılan promosyonlar, bir türlü benimseyemediğim herşey dahil konaklama ve erken rezervasyon indirimleri gibi çok çeşitli ve tüketiciye cazip gelebilecek teklifler sunulmaktadır.
Bu cazip teklifler ise işletmeciler açısından günü kurtarabilmek adına yapılan uzun sürdüğü takdirde birçok tesisi ve mal alımı yaptığı kişileri mağdur edecek bir duruma gelebilir.
Küm ne derse desin ateş düştüğü yeri yakıyor, bizim tek isteğimiz sağlık, barış, huzur ve istikrar.
Kastamonu için beklentimiz bir turizm cenneti olan bu şehre gelen turist sayısında artış ve dolayısı ile esnafımızın yüzünün gülmesi, gelenlerin Nasrullah Meydanında yaptıkları kısa bir yürüyüş değil konaklamalı turizm ve turizmde işinin ehli kişiler ile işbirliği, elbirliği, güçbirliği.
İyi Yıllar mı? İnadına evet ve iyi yıllar; acıların, savaşların, ölümlerin, hüzünlerin olmadığı, yatırımların durmadığı, barış, huzur, mutluluk, sağlık, herkesin beklentilerinin gerçekleştiği, kardeşliğin ve insani duyguların ön plana çıktığı bir yıl olsun.