“Şu ana kadar olmaması, olmayacağı manasına gelmez”
Belediyecilikte yeni bir dönemin başladığını, görül belediyeciliğine geçildiğini belirten hattı Hakkı Köylü, Cumhur İttifakı çerçevesinde Kastamonu’da şu ana kadar AK Parti ile MHP arasında tek aday üzerinde anlaşma sağlanan bir ilçe olmadığını, ancak henüz adaylar YSK’ya bildirilmediği için bunun olmayacak manasına gelmeyeceğini söyledi ve “Belki ileride olabilir. Şu an bir şey diyemiyorum, parti yöneticileri bir araya geldiklerinde bunu değerlendirebilirler” dedi.
“Cemaatler ekonomik ve siyasi güç devşirme peşinde”
“Kenevir için ümit varız ve peşini bırakmayız” diyen, SEKA’yı satın alan MOPAK’ın kendir işlemeye hazır olduğunu, bu arada teşvik sisteminde değişikliğe gidilme hazırlıkları yapıldığını açıklayan Köylü, cemaat ve benzeri yapılanmalarla ilgili görüşlerini dile getirirken de “Ben yıllardır söylerim, FETÖ bir dini cemaat falan değil. Bugünkü cemaatlerin büyük bir kısmı, belki istisnalar olabilir, ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindedir. Din ile fazla alakaları yoktur” diye konuştu.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, dün Öğretmenevi’nde gündeme dair bir basın toplantısı düzenledi.
Hakkı Köylü açıklamalarında, 31 Mart seçimleri, Kastamonu’da ittifak çalışmaları, kenevir, Cemal Kaşıkçı cinayeti, teşvik yasası, FETÖ, Etkin Pişmanlık Yasası ve adalette güven duygusu gibi konulara değindi.
“BELEDİYECİLİKTE YENİ DÖNEM”
Belediyecilikte yeni bir dönemin başladığını ve buna da AK Parti olarak gönül belediyeciliği dediklerini söyleyen Hakkı Köylü, şunları söyledi: “Belediye başkan adayları ile birlikte teşkilatlarımız, Belediye Meclis Üyeleri ve İl Genel Meclis Üyesi adaylarını belirlemeye çalışıyorlar. İsteğimiz şudur; Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı üzere artık belediyecilikte yeni bir dönem başlıyor. ‘Gönül belediyeciliği’ deniliyor buna. Altyapı büyük ölçüde bir çok yerde tamamlandı. Ancak tamamlanmayan yerlerde elbette ki devam edecek. Ama altyapının dışında, artık insanlara daha çok hitap eden, insanların emniyetini, huzurunu göz önüne alan ve onların sosyal alanlarını ön plana çıkaran bir takım düzenlemelere ihtiyaç var. Bundan sonra belediyeler daha ziyade bunlar üzerinde ağırlıklı olarak çalışacak. Esasında hükümetin programından da anlaşılacağı üzere yine altyapı konusunda, Türkiye genelinde çok önemli mesafeler kat edildi. Belki bundan sonra altyapıya çok daha az para ayrılacak ve halkın sosyal gelişimi ve refahı üzerinde daha çok çalışılacak. Buna göre bütçe ayarlanacak. Halkın refah seviyesini yükseltmeye dönük projeler uygulanacak.”
“KASTAMONU’DA İTTİFAK
GÖRÜŞMELERİ BİTMİŞ DEĞİL”
Kastamonu’da Cumhur İttifakı çatısı altında hâlâ bazı adımların atılabileceği sinyalini de veren Hakkı Köylü, “Cumhur İttifakı çerçevesinde bizim Kastamonu’da şu ana kadar henüz özel bir düzenleme yapılmadı. Yani her yerde ittifaka dahil iki parti adaylarını belirleyip seçime giriyorlardı. Önümüzdeki günlerde değişiklik olur mu bilemiyorum. Çünkü daha YSK’ya ya da il veya ilçe seçim kurullarına başkan adayları henüz bildirilmedi. Türkiye’nin birçok yerinde ittifak gereği bazı il veya ilçelerde biz aday göstermiyoruz. MHP’nin adayını destekliyoruz. MHP’de bazı yerlerde aday göstermiyor ve bizi destekliyorlar. Kastamonu’da henüz şu ana kadar bu konuda bir gelişme kaydedilemedi. Ama bu böyle bir gelişme de olmayacak manasına gelmez. Belki ileride olabilir. Şu an bir şey diyemiyorum, parti yöneticileri bir araya geldiklerinde bunu değerlendirebilirler” diye konuştu.
“SEÇİMLER ARTIK DAHA
KALİTELİ HALE GELDİ”
Seçimleri daha kaliteli hale getirdiklerini de ifade eden Hakkı Köylü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu seçim çalışmalarında çevre kirliliğine özellikle çok dikkat edeceğiz. Çevreyi kirletici materyal ve malzemeler artık bizim partimiz tarafından yasaklandı. Zaten YSK da artık buna dönük tedbirler almaya başladı. Ben, siyasete girdiğim günden beri her şeye mantık çerçevesinde bakan birisiyim. Bu işe başladığımdan beri ‘niye bayrak asıyoruz sağa sola? Bu çulları niye dağıtıyoruz? Bunun ne manası var? Bunun yararından çok zararı var’ diye hep söyledim. Mesela daha önce konvoy yapılıyordu hatırlarsınız. 2002 seçimlerindeki konvoya ben de katıldım. Ama ısrarla karşı çıktım. Dediler ki, ‘olmaz, işin şatafatı bu.’ O zaman bakılıyor kimin arabası çoksa o kazandı gibi bir algı vardı. Bununla ne alakası olduğunu düşünüyordum… Siyasete yeni girdiğimiz için ‘peki’ dedik katıldık. Belki de siyasetin raconu bu, biz bilmiyoruz… Daha sonraki seçimlerde yine ben karşı çıktım konvoya. Dediler olmaz ama ben katılmayacağımı belirtip, ‘siz yapın konvoyunuzu’ dedim. Partime söyledim ve katılmadım. Sonra bir daha seçim geldi, yine ısrar ettim. Arkadaşlar konvoy yapmayalım, bu halka zarar veriyor, şehrin hareketini, trafiğini engelliyor, insanları engelliyor… Konvoydan ne kazancımız olacak ki? Bir sürü masraf. Sağdan soldan getirilen bir sürü araç… Ve artık her geçen gün seçimleri daha kaliteli hale getirmeye başladık. Bu arada çevreye ve halka zarar verici faaliyetler nelerse onları da önlemeye başladık ve en sonunda kafamızda yer eden, benim de yıllardır dile getirdiğim bu bayrak asma sorunu Sayın Cumhurbaşkanımızın da desteğiyle ortadan kalktı. Artık Batı’daki gibi olması lazım bu işlerin. Kavgasız, gürültüsüz olsun istiyoruz. Bunu bir spor dalı olarak değerlendirip, centilmence yarışmamız lazım. Kimsenin kimseyi kırmadan, incitmeden, aşağılamadan; herkesin yapacaklarını anlatması, kendi projelerini oraya koyması bu işin mantığı gereğidir zaten… Bunun dışındakiler zaten halkında beklediği ve istediği şeyler değildir. Artık öyle eskisi gibi kimin daha çok bağırdığının, daha çok sesinin çıktığının bir önemi yok. Halk onlara kulak asmıyor. Neyi yapıp, yapamayacağına bakıyor. Dinliyor ve karar veriyor. İnşallah Kastamonu’da bu şekilde sakin ve huzurlu bir seçim yapılacağını düşünüyoruz. Zaten bizim şehrimizde seçimler öyle gürültülü patırtılı geçmiyor.”
“TAŞKÖPRÜ’DEKİ FABRİKA
KENEVİR ALIMINA HAZIR”
Kenevirle ilgili düşüncelerini de aktaran Milletvekili Köylü, bu konuda da şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız kenevir ile ilgili açıklamalarını yaptı. Bizim şu ana kadar bu konuya ilişkin bir çalışmamız olmadı. Yalnız biz geçtiğimiz hafta Ankara’da Sanayi Bakanımız ile bir görüşme yaptık. Bu görüşmede kenevir konusunu da ele aldık. Kenevir konusunu Bakanlık çok ciddiye alıyor. Kenevirin anavatanının Kastamonu olduğunu ifade ettik. Keneviri çiftçi pazar bulamadığı için ekmedi. Yeterli pazar bulunursa ve teşvik edilirse çiftçi ekecektir diye düşünüyoruz. Arazilerin sulanması konusunda da bir sıkıntı yok. Üretici, ekim yaparken hangi ürün daha kârlı oluyor ona bakıyor. Keneviri ekilecek noktaya getirebilmek için, diğer alternatif ürünlerden daha cazip hale getirmeliyiz ki vatandaş kenevir eksin. Aksi taktirde ekmez. Kenevir için ümitvarız ve peşini bırakmayız. Taşköprü’deki fabrika şu anda düşük kapasitede çalışıyor. Kendileri, kenevir ekildiği zaman alım yapmaya hazır olduklarını söylediler. Kapasiteyi yükselteceklerini ve çalışabileceklerini söylediler.”
YENİ DÖNEM
Teşvik Yasası hakkında da değerlendirmede bulunan Hakkı Köylü, konuşmasına şu cümlelerle devam etti: “Sanayi Bakanımız ile görüşmemiz de teşvik konusu da ele alındı. Teşviklerin artık şeklinin değiştirileceği ifade edildi. Sınıflandırma kaldırılacak denildi. Sayın Bakanımız ‘biz belli sektörlere teşvik vereceğiz’ dedi. Mesela Kastamonu’da ahşaba dönük sektörlere teşvik verilebilecek. Teşvikler bundan böyle sektör olarak değerlendirilecek. Bu şekilde olursa kendir de öne çıkabilir.”
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
Ülke gündemiyle ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kaşıkçı cinayetinde fail olarak görünen kişilere ilişkin soruşturma İstanbul’da devam ediyor. Bu soruşturmanın gereği olarak, burada yargılanmaları için biz bu faillerin iadesini istiyoruz. Suudi Arabistan’da ‘hayır, ben yargılayacağım’ diyor. Bunların ikisi de mantıklı. Biz isteyeceğiz, onlar da vermeyecekler. Böyle bir durum da biz de vermeyiz. Bizim kanunumuzda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iade edilmez diye bir madde var. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, başka bir ülkede suç işlediğinde Türkiye’de bulunduğu andan itibaren biz onu yargılama hakkına sahibiz ve başka bir ülkeye vermeyiz. Arabistan’da vermez, Bir şey diyemeyiz. Dünya’nın üzerinde durduğu konu aslında şudur, Arabistan bu kişileri adil yargılayacak mı, yargılamayacak mı? O noktada bir takım şüpheler uyandırdılar.”
FETÖ İLE MÜCADELE
“10 yıllardır söylüyorum… Benim 10 yıl önce söylediğimi insanlar 10 yıl sonra idrak ediyor. Bu FETÖ meselesinde ben yıllardır söylerim. FETÖ bir dini cemaat falan değil. Bugünkü cemaatlerin büyük bir kısmı, belki istisnalar olabilir, ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindedir. Din ile fazla alakaları yoktur. Neden yoktur? Bir dini cemaat diyelim ve başında da birisi var diyelim. Peki, bunların başında bir kişi varsa, arkadaş bunun başka bir yerde şubesi olur mu? Aygaz bayisi midir bu? Kastamonu, Çankırı, Çorum temsilcisi diyorlar, nasıl oluyor bu iş? Şeyh Şa’ban-ı Veli’nin başka bir yerde temsilcisi mi vardı? Böyle bir şey olmaz. Ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindeler. İnsanların da buna dikkat etmesi gerekiyor. Bir örgüt üyesi var, bir de örgüt sempatizanı var. FETÖ bir terör örgütü olarak ortaya çıktı. Örgüt üyesi olanlar, hangi faaliyetlerde bulunduysa örgüt üyesi sayılır bunları kanun belirliyor. Bunun dışında kalanlar örgüte sempatizan olarak görülebilir. Örgüt sempatizanı olanların, bu örgütten kaynaklı suç işlemeleri söz konusu olmaz. Bunların yargılanması gerekmez. Ancak örgütün propagandasını yaparsa, bir de suç örgütü olduğu tespit edildikten sonra propagandasını yaparsa örgüt propagandası yapmak suçu olur. Bu tarz insanlar varsa bunların cezalandırılması gerekmektedir.”
ETKİN PİŞMANLIK YASASI
“Herkesin en tabii hakkıdır, Etkin Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak. Herkes bu yasadan yararlanarak, bir takım şeyler söyleyebilir. Fakat mahkeme sanığın verdiği ifadeye bakarak, Etkin Pişmanlık Yasası’ndan faydalanmasını gerektirecek bir ifade vermediyse bu kapsama almaz ve ona göre karar verir. Etkin Pişmanlıktan maksat kişinin örgütle ilgili mahkemenin bilmediği, örgütün çökertilmesine dönük bilgiler vermesi gerekmektedir. Eğer mahkemeyi ikna edecek derecede bilgi vermediyse, Etkin Pişmanlıktan istifade edemez. Verdiği bilgiler çok önemliyse faydalanır. Maksat örgütlerin çökertilmesidir. Örgüt üyesi örgüt adına bir suç işlediyse, örgüt üyeliğinden cezasından indirim yapılır ama işlediği suçtan cezayı aynen alır.”
AF TARTIŞMASI
“Partilerin bu konuda bir çalışma yapıp, konsensüs sağlaması gerekir. Bu gelmeden önce gündeme alınması pek mümkün değil. MHP yetkilileri bunu gündeme almamızı istediler ancak özellikle AK Parti’nin bu konuda söyleyeceği bir söz ortaya çıkmadan gündeme almamız doğru olmaz. Böyle bir çalışma olur, beraber çalışırlarsa seçimden sonraya kalır. Bunu bir seçim propagandası haline de getirmemek lazım. Bunu seçim sonrasında görüşürüz.”
ADALETE GÜVEN DUYGUSU
“Halk arasında adalete güven duygusunun azaldığı yönünde böyle bir düşünce kısmen de olsa var. Bunun asıl sebebi Türkiye’de hakimlerin kıdem ortalamasının 3,5 yıl olması. Bu birçok yerde yeni göreve başlayan hakimler olduğunu gösteriyor. FETÖ olayından sonra 5 bine yakın hakim ihraç edildi. O zaman büyük bir boşluk doğdu. Bu boşluğu kapatmak için çok sayıda hakim alındı. Yeterince tecrübe kazanmadan hakimler göreve başladı. Haliyle bu hakimlerin verdikleri kararlarda bazı sıkıntılar var. Bunun çözüm yeri de yargının kendi içinde. İstinaf Mahkemelerinde bu kararlar düzeltebilir. Mesela, Hizmet Sebebiyle Emniyet Suiistimal suçu var. Bu kapsamda ceza oranında düzenleme yaptık. Alt sınırını 1 yıl, üst sınırını 7 yıl olarak düzenlendik. Çünkü bu malın değerine göre verilecek cezadır. Bizde şu sıkıntı var. Bazı hakimlerimiz bir kamyon dolusu malı satana da alt sınırdan ceza veriyorlar. Gerekli kriterleri de koymuşuz. En pahalı malı satanları da alt sınırdan ceza veriyorlarsa, bu adaletsizliktir. Hakimlerimizin daha dikkatli olmaları lazım.”