Türkiye’nin en köklü sanat kuruluşlarından İstanbul Kültür ve Sanat Vakfının kurucularından Dr.Nejat Eczacıbaşı’nın gelini, Bülent Eczacıbaşı’nın eşi ve ülkemizin ilk çağdaş sanatlar müzesi İstanbul Modern’in kurucularından Oya Eczacıbaşı’nın başarılarla dolu hayat hikâyesi, Hürriyet gazetesinin 22 Kasım 2020 Pazar günkü baskısının 10. sayfasında yayımlandı. Gurur duyduk. Kastamonulu hemşehrilerimizin çoğu İstanbul’daki bu Kastamonu esintisinden haberdar olmayabilir…
30 Ağustos 2020 tarihinde kaybettiğim ağabeyim Özdemir Tan’la birlikte kaleme aldığımız on ciltten oluşan Gurur Kaynağımız Kastamonulular adlı biyografi ansiklopedimizin V. Cildinde (Ankara 2005, s.100-101) babası ünlü hukukçu ve T.C. Çalışma Bakanı (1974-1975 ve 1980-1983) Prof.Dr. Turhan Esener’in özgeçmişini yazarken kızı Oya Eczacıbaşı ve oğlu Prof.Dr. Sadık Esener’den kısaca söz etmiştik.
Prof.Dr. Turhan Esener, 1925 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Küreli I. Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı Komutanlarından Alb. Cemal Esener (TBMM kayıtlarına göre Alb., ailesine göre Tuğg.), annesi ise Cavit Paşa’nın kızı ve Ord.Prof.Dr. M. Fuad Köprülü’nün baldızı Kâmile Hanım’dır. Cemal Esener (1876 doğumlu), 1935-1939 yılları arasında Balıkesir Milletvekilliği yapmıştır.
Ankara Mimar Kemal İlkokulu, TED Ankara Koleji Ortaokulu ve Gazi Lisesinden sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitiren (1947) Turhan Esener aynı fakültede asistanlığa başladı. İsviçre Cenova Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktorasını tamamlayıp (1951) Ankara’daki görevine döndü. 1955’te doçentliğe, 1960 yılında da 35 yaşında profesörlüğe terfi etti. 1971-1975 yılları arasında Fransa’nın Strasbourg Üniversitesinde hukuk dalında öğretim üyeliği yaptı. Ankara, Boğaziçi ve Marmara Üniversitelerinde medeni hukuk ve iş hukuku dersleri veren Esener, iki kez Çalışma Bakanlığına getirildi (1974-1975, 1980-1983). Genel Ağdaki taramalarımızda sağ olup İstanbul’da yaşadığını gördük. Uzun ömür diliyoruz.
İyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Prof.Dr. Turhan Esener, 1955 yılında eski Kastamonu Milletvekili Necmettin Kocataş’ın kızından torunu Sabiha Ürgüplü (2012’de öldü) ile evlendi. İki çocukları dünyaya geldi. Oğlu Sadık, ABD’de tıp profesörüdür. Kızı Oya ise Eczacıbaşı Holdingin patronu Bülent Eczacıbaşı ile evlendi. Emre ve Esra adlarında iki çocukları bulunmaktadır.
Buraya kadar verdiğimiz bilgiler Gurur Kaynağımız Kastamonulular’dan.. Sadece eşinin ölüm tarihini Genel Ağ’dan öğrenip ekledik. Şimdi asıl konumuza, kızı Oya Eczacıbaşı’nın çok başarılı hayat hikâyesine geçelim. Hürriyet muhabiri İnönü’nün torunu Zeynep Bilgehan’a anlattıklarından kısa özet bir bilgi hazırladık.
Oya Esener Eczacıbaşı, 1959 yılında İstanbul’da doğdu. Babasının yurt dışındaki öğretim üyeliği dolayısıyla çocukluğu Türkiye ve Fransa arasında gidip gelmelerle geçti. İlkokul, ortaokul ve liseyi Strasbourg’da okudu. Yaz tatillerini İstanbul’da, Büyükada’daki evlerinde geçirdiğini belirtiyor.
Liseden sonra Türkiye’ye dönüp Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesinde yükseköğrenimini tamamladı ve diplomasını üniversitenin hocası babası Prof.Dr. Turhan Esener’in elinden aldı (1981). Turhan Bey, o tarihte Çalışma Bakanıydı ama üniversitedeki derslerini ücretsiz olarak sürdürüyordu. Üniversite son sınıfında, ilerde eşi olacak Bülent Eczacıbaşı ile tanışmıştı. Üniversiteyi bitirince evlendiler. Emre ve Esra adlarında iki çocukları dünyaya geldi. 1986’dan sonra annelik dışında sanat olaylarıyla ilgilenmeye başladı. Kayınpederi Dr. Nejat Eczacıbaşı 1987 yılında onu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfına götürdü. İlk İstanbul Bienali’nin hazırlık çalışmalarında görev aldı. Bienal sonunda İstanbul’a bir modern sanat müzesi kazandırma düşüncesi ortaya çıktı. Annesi de resim yapıyordu. Fransa’daki resim ve heykel müzelerinin benzerlerinin İstanbul’da da açılması çocukluk ve gençlik hayaliydi. Hayalinin nasıl gerçekleştiğini Zeynep Bilgehan’a şöyle anlatmış:
“2002 yılında Boğaziçi Üniversitesinde yüksek lisans öğrencilerine Müze İşletmeciliği dersi vermeye başladım. Sanat Müzesi fikrini öğrencilerle birlikte âdeta bir laboratuvar çalışması yaparak gerçekleştirdik; ‘Eğer bir gün ütopik bir fikir olarak, Modern Sanat Müzesi olursa nasıl kurarız? Kütüphanesi nasıl olmalı, fotoğraf bölümü nasıl olmalı? 2004’te dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 8. İstanbul Bienali mekânlarından biri olan 4 nolu antrepoyu ziyaret etti ve müzeye dönüştürülmesine yeşil ışık yaktı. Antrepo, örümcek ağlarıyla kaplı, sinema filmlerinin çekildiği bir yerken, 11 Aralık 2004’te Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak açıldı.” Müze, 16 yılda 67 koleksiyon ve süreli sergi, 39 fotoğraf sergisi, 13 video sergisi ve pandemi dönemindeki iki çevrimiçi sergiye ev sahipliği yaptı. Şu ana kadar 8 milyonu aşkın ziyaretçisi oldu. Kraliçe Elizabeth, Türkiye ziyaretinde İstanbul Modern’i gezdi (2008).
Oya Eczacıbaşı, kadın sanatçıların ve mağdur kadınların en büyük destekçilerinden biri oldu. İş dünyasından bazı değerli kişilerle Kadın Sanatçılar Fonu’nu kurdu. Bu fonla modern ve çağdaş sanat alanında kadın sanatçıların ve eserlerinin çoğalması hedefleniyor.
1980 yılında binicilik sporuyla da ilgilenmeye başladı. Eşi Bülent Eczacıbaşı ile birlikte hafta sonlarını genellikle Atlı Spor Kulübünde geçirdiler. 1992 yılında Millî Takıma girmeyi başardı.
Ona ve ailesine Türkiye olarak ne kadar teşekkür etsek az. Ömrü sanat gibi daima güzel olsun. Yazımızı onun bir sözüyle bitirmek istiyoruz: “Sanat her yaşta herkese iyi gelir…”
NAİL TAN