- İnebolu’da ilçe teşkilatının düzenlediği mitinge katılan MHP İl Başkanı Yüksel Aydın, “İnsanları sıkıştırmayın, vatandaşın üç hilali destekleyip desteklemeyeceğini siz mi belirleyeceksiniz? Siz böyle davrandıkça millet inadına akın akın Milliyetçi Hareket Partisine geliyor, haberiniz olsun” diye konuştu.
- “ Karayolları’ndaki, Devlet Su İşleri’ndeki kardeşlerim; Müftülük, kamu da kim varsa, hastane, postane… Hiç kimseden çekinmeyin. Kimi tercih edecekseniz onu tercih edin. Kimsenin zoruyla hareket etmeyin” uyarısında bulunan MHP İl Başkanı, “Kimse size bir şey yapamaz. O devir bitti, merak etmeyin” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İnebolu İlçe Başkanlığı tarafından İnebolu İlçesinde Açık Hava Mitingi düzenlendi. Mitinge katılan Kastamonu İl Başkanı Yüksel Aydın, “İnsanları sıkıştırmayın, vatandaşın üç hilali destekleyip desteklemeyeceğini siz mi belirleyeceksiniz? Siz böyle davrandıkça millet inadını akın akın Milliyetçi Hareket Partisine geliyor haberin olsun” diye konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kastamonu İl Başkanı Yüksel AYDIN’ın açıklamaları şu şekilde:
Siyasetin bir ölçüsü var. Vatandaşa ne yapacağınızı, nasıl bir hizmet getireceğinizi anlatacaksınız. Ama bunların tek anlattığı şey vatandaşı kandırmaya çalışmak. İnebolu yolunu yapacağız, TOKİ yapacağız, Doğalgaz getireceğiz diyorlar. Ya bunları devlet yapıyor devlet. Taşköprü’deki arkadaş gibi bunlarda şaşırmış. Ona da çok sordum,‘sizin doğalgaz üretim tesisiniz mi var’ diye. Bu hizmetleri devlet getiriyor. Size ne oluyor. Bunun sınırı belli, burada da müracaat etmişler. 2015’te imza toplanırken Engin Başkan ‘imza verin’ diye size de gelmiş, O zaman niye imza vermediniz? İşiniz gücünüz dalavere. Bugün de gelmiş doğalgaz getireceğiz. Nasıl getireceksin doğalgazı? İnsanların aklıyla oynamayın. Hakikaten hünerlisin Başkan adayı. Bak yapma, yapma! İnebolulara yakışmıyor yaptıkların. İnsanları sıkıştırma. Vatandaşın üç hilali destekleyip desteklemeyeceğini sen mi belirleyeceksin? İnebolulu neyi, ne zaman, nerde yapacağını bilir. Siz böyle davrandıkça millet inadını akın akın Milliyetçi Hareket Partisine geliyor haberin olsun.
Kastamonu’daki yerel siyasetçilere hep anlatıyorum. Ama bunlar anlamamakta ısrar ediyor 15 Temmuz’u. Bu memleket elimizden kayıp gidiyordu. İki lider çıktı. Biri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, diğeri Milliyetçi, Ülkücü Hareketin Lideri Devlet Bahçeli. Bu iki lider yedi düvelle mücadele ediyor. 24 Haziran itibari ile de hukuksal altyapısı oluşturulan bir Cumhur ittifakı var. Dolayısıyla 24 Haziran seçimlerinde bizim Cumhurbaşkanı adayımız da Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dı. Ama bundan aşırı derece de rahatsızlık duyuyorlar. ‘Kardeşim biz de oy verdik. Bizim de Milliyetçi Hareket Partililer olarak Cumhurbaşkanımızın seçilmesinde katkımız var. Benim de Cumhurbaşkanım’ diyorum, adamlar çıldırıyor hala. Sizin partinizi sizin adınıza ben savunuyorum ya. Çünkü liderinizi dinlemiyorsunuz siz. Cumhurbaşkanı bu ittifak pazara kadar değil, mezara kadar diyor. Bundan hiç mi bir şey çıkarmıyorsunuz? Bunlar sizin anlatmanız gereken şeyler, ama her yerde sizin yerinize ben anlatıyorum.
“Babaş çıldırdı”
“Kastamonu’ da Tahsin Babaş çıldırdı artık. Söylüyorum, söylüyorum cevap yok. Cevap vermeyince hadiseyi kabullenmiş oluyorsunuz değil mi? Ciddi ciddi de şeyler söylüyorum. İki gün öncede tabiri caizse bizim kafamızı attırdı. ‘Varsa belge’ yayınla dedi. Bende bir canlı yayın programında dedim ki, ‘Yayınlayacağımız belgeler toplumu çok ciddi şekilde rahatsız edici belgeler. Bir tane iki tane değil ki. Ama dedim hatırınız için bir tanesini yayınlayacağım. Yayınlayacağım derken Cumhuriyet Savcılığına götürüp vereceğim’… Aha da verdim, Tahsin Babaş. Hadi göreyim artık seni, bakalım ne yapacaksın? Hadi cevap ver bana. Şimdi patırtılı gitmek istiyor, ama ben ayarı bozmayacağım. Ben Kastamonu halkına seni anlattım, anlatmaya da devam edeceğim.
Birde,‘Yüksel Aydın’a çok güvenmeyin. 1 Nisan’da o çekip gidecek’ diyorlarmış. Yok, Yok. Ben 5 senedir buradayım. Ben bu memleketin evladıyım. Beni daha yeni geri döndü zannediyorlar İstanbul’dan. Ben 5 senedir buradayım, burada. Bundan sonrada doğduğum toprakta öleceğim, haberiniz olsun. Gitmeyeceğim buradayım. Sizi buradan arındırana kadar Kastamonu’dayım haberiniz olsun.
Karayolları’ndaki, Devlet Su İşleri’ndeki kardeşlerim; Müftülük, kamu da kim varsa, hastane, postane… Hiç kimseden çekinmeyin. Kimi tercih edecekseniz onu tercih edin. Kimsenin zoruyla hareket etmeyin. Kimse size bir şey yapamaz. O devir bitti, merak etmeyin.”