Denizcilik tarihiyle ilgili araştırmalarıyla tanınan akademisyen Dr. Erol Mütercimler’in yeni okuma fırsatını bulduğumuz Bu Vatan Böyle Kurtuldu (4.bs., İstanbul 2005, 725 s. Alfa Yayıncılık) kitabında; “İnebolu’dan Anadolu’ya Dağılan Kadınlar” (s.248-259) alt bölümü şu paragrafla başlamaktadır: “ Hem Gülcemal Vapuru hem de İnebolu Limanı yalnıza silah ve cephanenin taşınıp indirildiği bir yer değildir; bunun dışında da pek çok yolcuya kucak açmıştır, çok önemli işlev görmüştür. Bu yolcular her zaman erkekler olmamış, zaman zaman kadın konukları da ağırlamıştır. Kurtuluş Savaşı’nın kahraman kadınlarından Fikriye Hanım ile Gazi Mustaf Kemal’in adını koyduğu Kara Fatma bunlardan yalnızca ikisidir.”
Bu ifadeden yola çıkarak Fikriye Hanım ve Kara Fatma (Fatma Seher) Hanım’la ilgili kısa bir araştırma yaptık. Fikriye Hanım’ın İnebolu Ankara İstiklal Yolu’nu kullandığına dair belge ve bilgiler vardı. Fikriye Hanım bilgilerini, 33 numaralı, bir önceki yazımızda yayımladık. Ancak, Kurtuluş Savaşı’nda Milis Üsteğmen rütbesine kadar yükselen Erzurumlu “Kara” lakaplı Fatma Seher Hanım’ın bu yolu ne zaman ve nasıl kullandığına dair belge, anı bizim gördüğümüz kaynaklarda yoktu. Sadece kuvvetli bir ihtimal vardı. Dr. Erol Mütercimler’in verdiği ipucunu irdelemek, kesin sonuca bağlamak Kastamonu Üniversitesinde görevli değerli tarih öğretim üyelerine düşer görüşündeyiz. Biz bu yazımızda Kara Fatma’nın Kastamonu’yla başka bir ilgisine ve İnebolu – Ankara seyahatiyle ilgili ihtimal olaya değinmekle yetineceğiz (1Mayıs 1922 Çiçek ve Amele Bayramı).
Erzurumlu Fatma Seher, 1888 yılında Erzurum’da doğdu. Babası Yusuf Ağa, annesi ise Aişe/Ayşe Hanım’dır. Annesi, ikinci oğlu Süleyman’ı doğururken ölünce Fatma Seher’in çileli hayatı başladı. Henüz yedi yaşındayken babası Yusuf Ağa ile kardeşleri Mehmet ve Süleyman’la başbaşa kalmış; evin kadını, annesi olmuştu. Balkan Savaşları öncesi Bnb. Derviş/Ezdeşin(Erden)’le evlendi. Kocasını çok sevmişti. Seyfeddin ve Fatma adlarında iki çocukları dünyaya geldi. İlk silahı, kocasıyla birlikte Balkan Savaşları sırasında Edirne’yi korurken eline aldı. I. Dünya Savaşı çıkınca kocası Sarıkamış Harekâtı’nda görevlendirildi. Eşi ve çocuklarını Erzurum’da Yusuf Ağa’nın yanına götürdü. Fatma Seher, Erzurum’dan kadın erkek gönüllüler toplayıp Sarıkamış’a kocasına yardıma gitti. Kadın gönüllülerin komutanı Fatma Seher’di. Bnb. Derviş Sarıkamış’ta şehit düştü. Fatma Seher, kardeşi Mehmet’le I. Dünya Savaşı sonuna kadar Doğu Anadolu’da Ermeni çeteleriyle savaştı. Mütareke’den sonra baba ocağına dönüp iki çocuğunu da yanına alıp İstanbul’a gitti. Babası Yusuf Ağa’nın ölümü, onu bu seyahate zorlamıştı.
İstanbul’a kardeşleri de geldi. Anadolu’da Millî Mücadele’nin başladığını öğrenince M.Kemal Paşa’yla görüşmek, görev almak istedi. Gülcemal Vapuru’yla Samsun’a, oradan da Sivas’a gitti. Sivas Kongresi sırasında M. Kemal Paşa’yla görüştü. Paşa, adının Fatma olduğunu söyleyen bu cesur kadına “Kara Fatma” diye hitap etti. Türkçede “Kara” lakabı cesur, kahraman kişilere verilir. Kara Fatma, Millî Mücadele’ye silahıyla katılmak için görev istedi. Paşa, ona imzaladığı bir kâğıdı verip İstanbul’da bir kişiye gönderdi. Kara Fatma’nın okuma yazması yoktu. İstanbul’da bu kâğıdı götürdüğü kişiler ona silahlı, gönüllü insanlar bulup bir müfreze oluşturmasını söylediler. Kardeşi Mehmet dâhil 15 kişi kadar topladı. Görev yeri İzmit’ti. İzmit’te Rum ve Ermeni çeteler ile Millî Mücadele’ye karşı olanlarla çatıştı. Müfrezesinin bir kısmı kadınlardan oluşuyordu. Müfrezesi 93’ten, önce 300’e, sonra da 700’e yükseldi. Kocaeli Grup Komutanı Deli lakaplı Kastamonu Taşköprülü Halit Paşa (Karsıalan) en büyük destekçisiydi. Müfrezesinde zamanla diğer kardeşi Süleyman’la oğlu Seyfeddin ve Kızı Fatma da görev aldı. Müfrezesiyle I. ve II. İnönü Savaşlarına (1921) katıldı. Çavuş rütbesini aldı. Düzce Hendek Bolu İsyanlarının bastırılmasında önemli görevler yaptı. Sakarya Meydan Savaşı’nda kahramanca savaştı. Büyük Taarruz öncesinde Ankara’ya gidip 1 Mayıs 1922 Çiçek ve Amele Bayramı’na katıldı. Gazi Mustafa Kemal Paşa’yla görüştü. Paşa ona teğmen rütbesini verdi. Kara Fatma, işte bu Ankara seyahatini İnebolu üzerinden yapmış olmalıdır. Çünkü, İzmit’ten Ankara’ya Eskişehir, Bolu üzerinden gelmesi mümkün değildi.
Milis Teğmen Kara Fatma Müfrezesiyle Büyük Taarruz’a da katıldı. Batı Cephesinde Yunanlılara esir düştü. 19 gün esarette kaldı. Kaçıp müfrezesine döndü, Bursa’nın geri alınmasında görev aldı. Bursa harekâtında oğlu Seyfettin şehit dütü. Kardeşlerini daha önce Kocaeli’deki çatışmalarda şehit vermişti. Kendisi de dört defa yaralanmıştı. Büyük Zafer’den sonra rütbesi üsteğmen (mülâzım-ı evvel) oldu. İstiklal Madalyası ve Harp Madalyası verildi. T.C. kurulunca maaş bağlandı ama kabul etmeyip Kızılaya bağışladığını bildirdi.
Kara Fatma ve kızı Fatma, Erzurum’a gidip anne, baba ve kocası Bnb. Derviş’in Sarıkamış’taki mezarını ziyaret ettiler. İstanbul’a dönüp bir eve yerleştiler. Kara Fatma kızını okutmak için bir okula yazdırdı. Kızı, savaşlarda sağ elinin bazı parmaklarını kaybetmişti. Utanıyordu. Okumak istemedi. Akıl hastanesinde tedavi gördü. İyileşince sevdiği bir gençle evlendirildi. İki oğulları dünyaya geldi. Damadı bir cinayete kurban gidince Kara Fatma bir kez daha sarsıldı. Kızı, yine şuurunu kaybetmişti. Torunlarının okumasını istiyordu. 1946 yılında torunları devlet himayesine alındı. Yatılı okumaya başladılar. Kara Fatma’ya da İstanbul Defterdarlığında bir iş verildi, ancak yoksul, perişan hayatı devam etti. 1954 yılında TBMM’de bir kanun kabul edilerek kendisine maaş bağlandı (17 Şubat 1954). Darülacazede 2 Temmuz 1955 tarihinde hayata veda etti. Kasımpaşa Kulaksız Mezarlığı’na gömüldü.
Hakkında kitap yazan yazarların da belirttikleri gibi, sağlığında anlattığı anılarında verdiği bilgilerde tarih, yer isimleri bakımından bazı çelişki ve abartmalar vardır. Biz bu yazıyı kaleme alırken şu kitaplardan yararlandık: Dr. Erol Mütercimler: Bu Vatan Böyle Kurtuldu (İstanbul 2005); Fevziye Abdullah Tansel: İstiklal Harbi’nde Mücâhit Kadınlarımız (Ankara 1988); Gonca Elmas Akay: Kara Fatma (İstanbul 2010).
Erzurumlu Fatma Seher Erden (Kara Fatma), İstiklal Savaşı’nın en önemli kadın kahramanlarındandı. Milis kahramanlarından Topal Osman Ağa, İnebolu-Ankara İstiklal Yolu’nda yürümüştü. 1922 yılında Kara Fatma’nın da yürüdüğüne inanmak istiyoruz. Eşi, kardeşleri ve oğlu vatan uğruna şehit düşen Kara Fatma’yı saygıyla anıyoruz. Mekânı cennet olsun!
NAİL TAN