İstiklal Savaşı yıllarında İnebolu-Ankara İstiklal Yolu’nda yürüyüp Ankara’ya ulaşarak Millî Mücadele’ye katılanlar arasında Rusya Kazan Tatar Türklerinden Prof. Yusuf Akçura’nın ayrı bir önemi vardır.
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eski’nin Açıksöz gazetesindeki haberlere dayanarak yazdığı makalesine göre (Atatürk Arşt. Mer. Dergisi, S 45, 1999 s. 1056-1057); Yusuf Bey, ünlü şair Mehmet Emin (Yurdakul) Bey’le birlikte II. İnönü Zaferi’nin kutlandığı günlerde (1-2 Nisan 1921) İnebolu’ya geldi. 3 Nisan 1921 tarihinde İnebolu’da düzenlenen kutlama törenine katıldı. Mehmet Emin Bey’den sonra kısa fakat heyecan yüklü bir konuşma yaptı. 6 Nisan 1921 günü Kastamonu’ya geldi. Posta Müdürü Enver Bey’in evinde misafir edildi. 7 Nisan 1921 günü başta Havali Kumandanı /Bölge Komutanı Muhittin Paşa olmak üzere; Açıksöz gazetesi, Sultanî/Lise, Taş Mektep/Sanayi Okulu, Dârülmualllimat/Kız Öğretmen Okulu ve hastaneyi ziyaret etti. Yanında dostu Mehmet Emin Bey bulunmaktaydı. Gece Sultanîde düzenlenen müsamereye katıldı. Millî kültür konusunda öğretmen ve öğrencilere bir konferans verdi. 8 Nisan günü Mehmet Emin Bey’le Ankara’ya hareket etti. İstiklal Yolu’nun Kastamonu-Ankara arasını tamamladı.
Yusuf Bey, Rusya Kazan Tatar Türklerinden bir ailenin oğlu olarak 1876 yılında Simbirsk şehrinde doğdu. Babası kumaş fabrikatörü Hasan Süleymanoğlu, annesi ise Bibi Kamer Hanım’dır. Babası ölünce 1883 yılında annesiyle İstanbul’a göç etti. İyi bir öğrenim gördü. Harbiyeyi bitirip subay oldu (1896). Jön Türklerle ilişkisi sebebiyle aynı yıl Trablusgarp’a sürüldü. Üç yıl sonra Paris’e kaçıp (18999 siyaset bilimi öğrenimi gördü. Paris’teki Jön Türklerden Ahmet Rıza’nın yayımladığı Şura-yı Ümmet ve Meşveret gazetelerinde yazmaya başladı. Yüksek öğrenimini tamamlayıp 1903’te Kazan’a döndü. Medresede tarih ve coğrafya dersleri verdi. Kazan Muhbiri gazetesini yayımladı. Rusya Türklerinin siyasi haklarını savunan “Cedidciler Hareketi” içinde yer aldı. Eniştesi Gaspıralı İsmail’in Tercüman gazetesinde Sa’fes takma adıyla makaleler yazdı. Çarlık Rusyası yöneticilerinin emriyle tutuklandı (1906). 43 gün hapis yattı. II. Meşrutiyet’in ilanından (1908) sonra İstanbul’a döndü. Türkçü şair ve yazarlarla dost oldu. Türk Derneği, Türk Yurdu Derneği ve Türk Ocağının kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu dergisinin uzun süre (1911-1917) müdürlüğünü yaptı. Bu yıllarda Dârülfünun ve Harbiyede tarih derslerini okuttu. Mondros Mütarekesinden sonra İstanbul’da Millî Türk Fırkasının kurucularından biriydi.
Kastamonu üzerinden Ankara’ya geldikten sonra, önce Maarif Vekaletinde görevlendirildi. Sonra Kur. Yzb. rütbesiyle Kâzım Karabekir Paşa’nın karargâhında görev yaptı. 1924 yılında İstanbul Milletvekili seçildi. Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti/Türk Tarih Kurumu kurucuları arasında yer aldı (1931). Ertesi yıl Atatürk’ün onayıyla Kurum Başkanlığına getirildi. Öldüğü 1935 yılına kadar başkanlık görevini başarıyla sürdürdü. Milletvekilliği görevinin yanı sıra Prof. unvanıyla İstanbul Ü Edebiyat Fakültesinde tarih dersleri verdi.
“Pantürkizmin Babası” unvanıyla anılan tarihçi, yazarın eserleri ilk baskı yıllarına göre şöyle sıralanabilir: Ulum ve Tarih (1906), Mevkufiyet Hatıraları (1907), Üç Haziran Vak’a-i Müessifesi (1907), Üç Tarz-ı Siyaset (1911), Cemiyet (Oyun, 1911), Eski Şurâ-yı Ümmet’te Çıkan Makalelerim (1913), Osmanlı Saltanatı Müessisatı Tarihine Dair Bir Tecrübe (1913), Şark Meselesine Ait Tarih-i Siyasi Notlarım (1920), Muasır Avrupa’da Siyasi ve İçtimai Fikirler ve Fikrî Cereyanlar (1923), Siyaset ve İktisat Hakkında Birkaç Hitabe ve Makale (1924), Tarih-i Siyasi Notları I-IV (1927-1935), Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri (1940), Tâ Kendim yahut Defter-i Âmâlim (1944).
Prof. Yusuf Akçura Kars Milletvekili iken 11 Mart 1935 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. Mezarı Edirnekapı Şehitliği’ndedir.
İstiklal Savaşı’nda yurt dışı Türklerinin para yardımlarının ancak bir kısmı Ankara’ya ulaşabildi. Ancak, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura gibi Ankara’ya gelip Millî Mücadele’ye aktif katılanlar da görüldü.