İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı “görev ve yetki” olarak “resmen” olmasa bile, şehrin “sosyal ve ekonomik” kimliğinden dolayı “fiilen” tüm ülke ile “ilintili” bir figür, “Türkiye Büyükşehir Belediye Başkanı” dense yeri…
İmamoğlu’nun gönül ajandasında “Kastamonulular”ın yeri apayrı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz hafta İstanbul’daki “Kastamonulular” iş ve cemiyet dünyası ile bir akşam yemeğinde bir araya geldi, Kastamonuluların “reklam” ile işi olmadığı için “sessiz sedasız” toplanıldı…
Kalburüstü işadamlarımız ve sivil toplum örgütü temsilcilerimiz İmamoğlu ile aynı masayı paylaştılar ve elbette tek konu “Kastamonu” oldu.
İmamoğlu’na İnebolu’nun kadim geçmişini temsil eden “Denk” kayığı hediye edildi…
Anı fotoğrafları çekildi.
İmamoğlu’nun son derece “samimi” olduğu kaydediliyor…
Nisan ayında İstanbul’daki Kastamonuluları bir araya getirecek büyük buluşmaya “destek” vereceği iddia ediliyor.
İstanbul’daki “Kastamonulu” iş ve cemiyet dünyası ezelden beri güçlüdür, her dönem İstanbul belediye başkanları ile son derece “yakın” olmuştur ve görülen o ki İmamoğlu döneminde de aynı ilişki seyri sürecek…
Kazanan elbette “Kastamonulular” olacak.
Ordu’da olan Kastamonu’da neden olmasın?
Yerel yönetimler şehirlerin geleceğinin “birinci” sorumlusu, ister “şehir” ister “büyükşehir” mevzuatında olsun, yerel yönetimlerin kaptanlığında şehirlerin rotası çiziliyor…
Şehirlerin limana ulaşması da, karaya oturması da yerel yönetimlerin “mahareti” sayesinde.
Kıyas yapmayı sürdürelim…
Aynı hatta olduğumuz “Ordu” misal.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, Dünya gazetesine konuştu, “Ordu’nun geleceğini nitelikli tarım ve çağdaş turizmde görüyorum” dedi…
“Belediyecilik denince akla, asfalt, kaldırım, çöp toplama gibi işler gelir. Bunlar belediyelerin asli görevi. Biz bunu en iyi şekilde yapıyoruz ancak bunların dışına çıkmak istiyoruz. Çünkü gerek belediye kanun ve yönetmeliklerinde gerekse belediye görev tanımında; ‘ekonomik ve sosyal kalkınma hizmetleri’ ibaresi vardır. Biz bu kavramları harekete geçirdik. Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince ilk olarak ana felsefemizi ve vizyonumuzu, ‘Düşünen Ordu, Üreten Ordu, Yarışan Ordu’ olarak belirledik” şeklinde sürdürüyor açıklamalarını.
Ordu Büyükşehir Belediyesi kırsal ekonomiyi ayağa kaldırmak için hayvancılık, et-süt üretimi, eko-turizm alanlarına yöneldi ve nitelikli tarım için “ORTAR”, çağdaş turizm faaliyetleri için “ORTUR”, yazılım ve teknoloji için “ORYAZ”, enerji ve altyapı için “OREN” şirketlerini kurdu.
Ünye Limanı’nı “konteynır” limanına dönüştürmek, 3 yeni OSB daha kurarak alanı 30 bin istihdama ulaşma hedefi var.
Ordu’dan alacağımız ders var mı?..
“Var”.
“VAR”a gidelim o halde…
Pozisyonlarımızı yeniden izleyelim.
“Kurul”da Karabük’e mi bağlanıyoruz?
“Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu” kapsamında ilimiz…
Senelerdir böyle.
Çorumlu siyasiler yakın zaman önce ayaklanmışlardı illerine “bölge müdürlüğü” kazandırmak için…
Kastamonu, kapsam altına almak istedikleri illerden biriydi, olmadı.
Komşumuzda “Safranbolu” merkezli Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü var…
Rivayet odur ki Kastamonu, Ankara’dan alınıp Karabük’e bağlanacakmış.
Kastamonu, Ankara’da mutlu…
Karabük’e bağlanmak hem işleri zorlaştırır hem de Kastamonu’ya “ayıp” olur.
Siyasilerimizin dikkatine…
“Oldu bitti” olmasın
MUSTAFA AFACAN