Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi, köylerde eğitim altyapısına ilişkin önemli bir adım olan uygulama tam da Kastamonu’ya göre, “köy okulları seferberliği” başlatmanın tam zamanı…
Kastamonu Valiliği’nin “sivil toplum” desteğini de terkisine alarak örnek bir projeye imza atacağına kuşku yok.
“Köy ve bağlantılı yerleşim” namına ülkemizin “şampiyon” ili Kastamonu için gökte ararken yerde bulunmuş misali bir yönetmelik…
Yeni uygulamaya göre “nüfusu az ve dağınık olan köy ve benzeri yerleşim yerlerinde öğrenci sayısına bakılmaksızın ilkokul ve en az 5 çocuk bulunması halinde ise ana sınıfı açılabilecek”.
Kırsalda eğitim altyapısı namına…
Tam bir “U” dönüşü.
(Keşke köy okulları kapatılmasaydı, “taşımalı sistem” adı verilen uygulama hiç olmasaydı, kır çiçekleri kendi köylerinde eğitim alabilseydi…
Bakanlığın yeni kararı ile “zararın neresinden dönülse kar”.)
Bir öğrenciye bir öğretmen bile düşse…
Köy okulları olmalı.
Köydeki öğretmen sadece ilköğretim çağındaki çocukların değil, “hayat boyu eğitim” göz önüne alındığında, o yerleşimdeki tüm yurttaşların öğretmeni çünkü…
“7’den 70’e”.
“Kırsal yerleşim” sayısı yanı sıra “yaşlı nüfus” alanında da ülkemizin “lider” illerinden biri olan Kastamonu’da, vaktiyle eğitimden mahrum kalmış “okumaz yazmaz” yurttaşlarımız için de tam bir can suyudur köy okulu…
Yılların mahrumiyetinin önüne bu sayede geçilirse geçilebilir.
Keza…
Kırsal yerleşimlerin en büyük handikaplarından biri olan “okul öncesi” altyapısı da bu sayede onarılabilecek.
Mevcutta, kırsaldaki varlıklı ailelerin çocukları “okul öncesi” eğitimle buluşabilirken, ekonomik gücü olmayan ailelerin çocukları bu “hak” ile buluşamıyorlardı…
“Sosyal eşitsizlik” kalkacak.
Köy okullarına ilişkin ilk adımı Kastamonu’nun atması beklenir doğal olarak…
Ülkemize örnek olmalı.
Kastamonu Valiliği’nin sivil toplum desteği ile birlikte “her köye okul” seferberliğini başlatacağından kuşku yok…
Müjde gecikmeyecektir.
Not: Bayramın ismi “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”…
Ardındaki tarih ise “Kurtuluş Savaşı”.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki bir avuç vatanseverin 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basarak, yurtlarını can pahasına emperyalist işgale karşı savunma iradesi gösteren Anadolu halkı ile buluştukları günü “bayram” olarak kutluyoruz…
İçinde “bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu” simgeleyen bir kavram külliyatı saklı.
“19 Mayıs”…
Asla ve asla, kutlamaları sadece “gençlik” ile sınırlandırılabilecek, içeriği sadece “spor ve güzel sanatlar” ile doldurulabilecek bir “bayram” değil.
Emperyalist efendilerin “ulus devlet” yapısını dünya ölçeğinde ortadan kaldırmaya niyet ettikleri günümüzde…
Bayramlarımızın anlamını kaybedersek, devletimizi de kaybederiz.
MUSTAFA AFACAN