İlkokuldaki çocukların karne törenini izledim, tek mutsuzlukları öğretmenlerinden ayrılmaktı, öğretmeni soracak olursunuz, o eskinin imrendiğimiz idealist öğretmenleri gibi aydınlık yüzüyle adeta güneş saçıyordu…
Böylesi gül bahçesi dünyayı daha sonra imtina ile ısırgan bahçesine nasıl çevirmeyi beceriyoruz anlamak mümkün değil.
Anneler belki evlatlarından katbekat mutlu…
Babalar inceden süzülen gözyaşlarını silmekle meşgul.
İdareci gururlu…
Personel neşeli.
Ta ki okulun kapısından çıkana kadar…
Dışarda şehit haberleri, işsizlik, cinsiyet ayrımı, hak gaspları, terör, devletler arası çelişkiler.
Dünya yüzünde olması istenen evrensel güzellik ve iyiliklerin bir cümlesi ilkokulda var…
Dünyayı yönetenlerde olmasını beklediğimiz tüm özellikler de ilkokul öğretmenlerinin fedakar emeklerinde gizli.
Şefkat var en başta…
Merhamet var.
Küçükle küçük olmak var…
Belki de sırf bu yüzden eğitim namına en unutulmayanlar hep ilkokul öğretmenleridir, öğretmen çok arkadaş oldukları için.
Benim unutamadığım gibi…
Sizin unutamadığınız gibi.
Ve değişime meydan okur ilkokul öğretmenleri…
Toplumların değerleri ne kadar değişirse değişsin, dünya nerden nereye varırsa varsın; onlar doğru, dürüst, iyi bir insan olmayı öğretirler öğrencilerine.
Kendilerinden alırlar…
Öğrencilerine verirler.
Meslek hayatları boyunca isterse binlerce öğrencileri olsun…
İsmi geçtim, her birinin göz rengini bile akıllarında tutarlar.
Vesselam…
Dünya yaşanır ve tahammül edilir olmaktan çıktı artık, tek mutluluk ilkokullardan taşan hayat kaldı.
Ah keşke dünya ilkokul olsa…
Öğretmenler yönetse.
•••
Not: Bir insanın hayatındaki en önemli eksiklerden biri de…
Mezun olduğu ilkokulun günün birinde yıkılması olsa gerek.
Benim başıma gelen gibi…
Önce işlevi ve adı değiştirildi, geçtiğimiz günlerde de tümden yerle bir edildi.
Adı güzel, kendi güzel okulum…
“Cumhuriyet İlkokulu”.
23 Ağustos Ortaokulu’nun önünde…
Yeşil boyalı binaydı.
Rehberlik ve Araştırma Merkezi yapılacak…
Anılarımın üstüne.