Ülkemizin gördüğü en beter sel felaketini yaşadık ve korkarım henüz tam olarak da yakamızı kurtaramadık, Bozkurt başta olmak üzere ilimizin kuzey kesimi sel ve heyelana teslim oldu, küçük şehirler devasa su kütlesinin altında kaldı…
“Yüzyılların afeti”.
Kadim yerleşimler sele teslim oldu, önüne kattığını götürdü, yıkılan evler, kökünden sökülen ağaçlar, dün sabah saatleri itibarıyla henüz haber alınamayan kayıp insanlar…
“Büyük acı”.
Bilim-kurgu film senaryoları, ilimizde yaşanan felaketin yanında “merhametli” kaldı…
“Kabus havuzu”.
Yollar “kaydı”…
Ulaşım “sıfır” raddesine düştü.
Yağmur göz “açtırmadı”…
Kulakları “tıkadı”.
Doğa “bitap”…
Hem “yıktı”, hem “yıkıldı”.
Bir yanda can havliyle sel ve heyelana karşı mücadele eden “binler”…
Diğer yanda onlar için kaygılanan “milyonlar”.
Sosyal medya “konuştu”…
Halk “işitti”.
“Şaşkınlık” aldı başını yürüdü…
Panik “takip etti”.
HES “ayyuka”…
Deniz “oto ada”.
Allahvere “Bakan” geldi…
Protokol havalimanında karşıladı.
Afet bölgesinden “sağlıklı” haber ulaşımı kısıtlı olduğu için ne kamuoyunda “velvele” yaratacak ne de sürmekte olanı “hafifletecek” satırlar lüzumsuz…
Yorum namına uzaktan gazel okumanın gereği yok.
Sular çekilince “bakiye” tüm çıplaklığı ile ortaya çıkacak neticede…
Yara sıcakken konuşmak her zaman hataya açık.
“Yüzyılların sel afeti”…
Gelip Kastamonu’yu “buldu”.
Yitirdiklerimize “rahmet”…
Geride kalanlara “sabır”.
MUSTAFA AFACAN