Uz. Dr. Fatih Kızılkaya / Uzman Tabip, Dağcı
Dağ arama kurtarma konusunda ülkemizde sivil dağcılık kulüplerinin kurulmasıyla farkındalık, imkan ve kabiliyetler artmaya başlamıştır. Mevcut durumda Jandarma Arama Kurtarma(JAK) ve AFAD resmi kurumlarımız olarak bu konuda yetki ve sorumluluk sahibidir.
İlimizin sınırları içerisinde yer alan ve Batı Karadeniz bölümünün en yüksek rakımlı dağı olan Ilgaz Dağı’nda her ne kadar sık dağ kazaları yaşanmasa da yine de tedbirli olmakta fayda vardır. En son 2002 yılında Ilgaz Dağı’nda bir kişinin dağdan kayarak uçuruma düşmesi sonucu hayatını kaybetmiş olduğunu hatırlatmak istiyorum. Dağda tabii nedenlerle (kalp krizi vb.) ölen vatandaşları dağ kazaları kategorisine dahil etmediğimi belirtmeliyim.
İlimizde dağ kazası olduğunda müdahale edebilecek kapasitesi olan ekipler içinde Ilgaz Jandarma arama kurtarma timi ve Merkez AFAD ekiplerini sayabiliriz. Hava şartlarının müsait olduğu durumlarda İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı UMKE ekiplerinin de müdahale edebilecek bir ekibi olduğunu biliyorum. Ancak en kötü senaryo olarak en kötü hava şartlarında bu ekiplerden hangisi kurtarmaya katılabilecek derseniz, maalesef o konuda kocaman bir soru işareti var. Bir defa Ilgaz Dağı zirveye giden araç yolu Çatören köyü içerisinden geçmekte olup kış mevsiminde Alabalık tesisinden itibaren genellikle yol kapalı olmaktadır. Bu sebeple herhangi bir kaza durumunda havadan müdahale dışında arama kurtarma ekiplerinin bölgeye intikali mümkün değildir. Zaten ekseriyetle ölüm ve yaralanmalı dağ kazaları kış mevsiminde olmaktadır. Yoğun karlı geçen hava sıcaklığının sıfırın altında olduğu kış günlerinde hava durumunun kötü olması, sis vesaire sıkça rastlanan bir durumdur bu nedenle birçok dağ kazasında şu haberlere rastlamış olabilirsiniz: “Helikopter hava muhalefeti nedeniyle kurtarma harekatını sonlandırmak zorunda kaldı”, “Helikopter kötü hava şartlarından havalanamadı”… Kısacası dağ yolunun açık olması hayati bir konudur.
Değerli okurlar, hatırlarsanız benzer olay rahmetli Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasında da gündeme gelmişti. Arama kurtarma ekipleri kötü hava şartlarından dolayı kazazedeleri kilometrelerce yürüyerek aramak zorunda kalmışlardı. Üç gün süren arama kurtarma çalışmaları sonunda yerleri tespit edildi edilmesine ancak buz gibi havada normal insanın dahi hayatta kalma şansının çok düşük olduğu bir ortamda hayatlarını kaybettiler. Bu vahim olayda suikast iddiaları da elbette çok mühim ve dikkate alınacak konular olmakla birlikte yazımızın konusu dışında olduğundan bu konuya girmeyeceğim.
Ilgaz Dağı’nda kışın tırmanış yapılacak iki yer var: Biri Çatal Ilgaz (Küçük Hacet Tepesi de deniyor), diğeri de Hacet Tepesi (Büyük Hacet Tepesi) denilen mevkiler. Birinin rakımı 2 bin 550 metre ve diğeri 2 bin 587 metre. Hacet tepesine ve Çatal Ilgaz tepesine kış mevsimi haricinde Çatören köyünden geçen orman yolu kullanılarak araçla çıkılabiliyor. Bu yol eğer kışın en azından 2 bin metre rakıma kadar açık tutulabilse herhangi bir dağ kazasında arazi araçlarıyla ekipler çok rahat bir şekilde hava karlı bile olsa bölgeye ulaştırılabilir. Çığ riski olan bölgeler çok az olduğu için ekipler bölgede seri bir şekilde arama kurtarma çalışması icra edebilirler. Unutmamak gerekir ki dağ kazalarında dakikalar, kazazedenin yaşamı için çok önemlidir.
Burada şunu da yazmadan geçmeyeceğim; arama kurtarma ekipleri konusunda kamu idarelerinin dağcılık kulüpleri ile koordinasyon içinde olmasında büyük fayda var. Tecrübeli dağcıların devletimize ve kazazedelere yardım etmesi herkesin yararına olacaktır.