Devletlerinin gerilemesini, çaresiz duruma düşmesini, “hasta adam” olarak adlandırılıp ülkelerinin işgal edilmesini, insanlarının ezilip, esaret altında kalmasınıonur meselesi yapanların, ‘Bağımsızlık ve özgürlük benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verilmesini sağladığı Milli Mücadele’nin bir sonucu olarak ve “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” denilerek kurulan ulus devlet Türkiye Cumhuriyeti bugün 95 yaşına giriyor.
Bu topraklarda gözü olanların asla sindiremediği, kendilerini oyalayan 2. Dünya Savaşı’nın bitmesiyle birlikte yeniden kolları sıvayıp,emellerine ulaşma konusunda en büyük engel gördükleri için ortadan kaldırma uğruna en şeytani planları devreye sokarak var güçleriyle çalıştıkları Cumhuriyet, o günden bu yana kuruluş ayarlarının uzağına düşürülmüş olsa da direnmeye, hâlâ kutlanır olmaya, hâlâ kalkan olmaya devam ediyor.
Emperyal güçlerinen bilinen taktiği olan, insanları birbirlerine kin besler hale getirme hedefli “böl ve yönet” projelerine, PKK ve FETÖ gibi Truva atlarının yarattığı tahribata, birikimlerinin elinden alınmasına, kuruluşundaki temel felsefe olan muasır medeniyete ulaşma amaçlı çağdaşeğitim, bilim ve nitelikli üretime takoz üstüne takoz konulmasına, çektiği onca çileye karşın bir biçimde ayakta durmayı başaran Cumhuriyet’in 95. yılı kutlu olsun; ilelebet yaşasın.