Ali Kemal!
Kanıtlı, belgeli işbilikçiliği ile ihanet sembolüne dönüşen bir kişilik. İşgal Istanbul’undaMihran Efendi’nin çıkardığı Peyam-ı Sabah gazetesi başyazarı. Milli Mücadelenin amansız düşmanı. Adı tiksintiyle anılan, halkın “Artin Kemal” adını taktığı onursuz kalem.
İngiliz doğumhanesinin ürünü İngiliz Muhipleri ( dostları) Cemiyeti, Hürriyet ve İtilaf Partisi gibi ihanet odaklarının önde gelen üye ve yöneticisi. Bu arada ne olur ne olmaz diye ABD’ yi de ihmal etmeyip, Wilson Prensipleri Cemiyetinin kurucu yönetim kurulu üyesi bir canbaz.
Sadrazam Damat Ferit’in kurduğu Mütareke Hükümetlerinin Maarif ( Eğitim ) ve Dahiliye ( İçişleri ) bakanı!
Sivas Kongresinin engellenmesi,Mustafa Kemal’in tutuklanması için kumpaslar kuran bir millet düşmanı. Milli Mücadeleyi eşkıya hareketi,Mustafa Kemal’i eşkıya başı olarak aşağılayan bir dolma kalem.
Tarihin tecellisine bakın ki ulusuna ihanetin, işgalciye sadakatin sembolü Ali Kemal’in torunu Boris Johnson, yenilenen seçimle tekrar İngiltere Başbakanı oldu.
Bu uzun girişten sonra sözü, Boris’in seçim zaferine İngilizlerin, Kalfat muhtarı kadar sevinip sevinmediğine getirmenin zamanıdır. İstanbul 1889 doğumlu Ali Kemal’in ataların göçtüğü Çankırı’nın Orta İlçesinin Kalfat Köyü ‘ne kadar uzanıp, Muhtar Bayram Tavukçu’ya kulak verelim:
“Hemşerimizin başarısı bizi de gururlandırdı.Seçim sonuçlarını öğrenince mutlu olduk.Kendisini Türkiye’ye, dedesinin memleketine davet ediyoruz. İngiltere Büyükelçisi DominickChilcott kısa süre önce köyü ziyaret etti.Johnson’u köyümüze davet ettiğimizi büyükelçiye de söyledik.Bu davetimizi sayın Johnson’a iletmesini istedik.Kendisini ağırlamaktan onur duyacağız”.
Şimdi de Kalfat sakinlerinden Selvinaz Demirtaş’ı dinleyelim:
“Onların kızı bizim amcamızın gelini.Köyümüze gelmesini isteriz.Dedesi gelmişti zamanında. Kendisinden pek haberimiz olmuyor, ama seçildiğini duyunca çok sevindik. Gelsin, köyünü, memleketini görsün, sılayı ziyaret etsin,misafirimiz olsun isteriz”.
Boris’in seçim zaferini kutlamak için neredeyse zil takıp oynayacak şaşkın muhtarı Kalfat’ta bırakıp, kendimizi sorgulamanın zamanıdır:
– Türk Milletini ayakta tutan milli şuuru ne zaman, niçin, nasıl kaybettik?
– Milli bilinci buharlaştırıp, daimi bellek kaybına yol açan zehiri kimler, nasıl şırıngaladı?
– Milli kimlik yerine yöreciliğin,bölge şovenizminin özendirilmesi ahaliyi tescilli bir haini beraat ettirecek ölçüde aymazlaştırıp, sevindirik delisi olmuş yeni Kalfatlar yaratmaz mı?
– Eğitimin milli olmaktan çıkarılması, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin müfredattan ayıklanması, kuş gribi misali Tavukçuların klonlanmasına yol açmaz mı?
– Bu gidişle toplum algısında hainler kahramana, kahramanlar haine dönüştürülmez mi?
– Bu aymazlıktan bir an önce vazgeçilmez ise tekmil milleti etkisine alacak toplumsal Alzheimer illetiyle tarih sahnesi terk zorunda kalınmaz mı?
Av. Hüseyin Özbek