İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AFAD İl Müdürleri Eğitim ve Değerlendirme Toplantısı’nda “Bir devrim, bir değişim, bir dönüşümle birlikte artık ‘nerede bu devlet’ kavramı milletimiz tarafından artık söylenmemektedir. Çünkü her şeyden ve herkesten önce devlet bütün kurumları, bütün cüssesi, bütün kapasitesi ve kütlesi ile orada bulunmaktadır” dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde bir otelde düzenlenen AFAD İl Müdürleri Eğitim ve Değerlendirme Toplantısına katıldı. Gerçekleşen toplantıda konuşan Süleyman Soylu, afetle mücadelede Türkiye’nin afetle mücadelede eskiye göre çok daha iyi duruma geldiğini söyledi. Bakan Soylu, afetle mücadelede gönüllülerinin ve sivil toplum kuruluşlarının önemine dikkat çekerek bu konularda çalışmaların artarak devam edeceğini vurguladı.
Devletin, doğal afetlere artık çok kısa zamanda yardıma koştuğunu belirten Bakan Soylu, “Yıllarca hep şunun acısını çektik; Televizyonların siyah beyaz olduğu dönemlerden itibaren, her afette her vatandaşımızın karşı karşıya kaldığı zorlukta ‘nerede bu devlet’ diye, devletin geç gelmesinden, zamanında bir afete müdahale edememesinden kaynaklanan itirazlar, kırgınlıklar, küskünlükler, yalnızlıklar bu cümle ile ifade ediliyordu. Bir devrim, bir değişim, bir dönüşümle birlikte artık ‘nerede bu devlet’ kavramı milletimiz tarafından artık söylenmemektedir. Çünkü her şeyden ve herkesten önce devlet bütün kurumları, bütün cüssesi, bütün kapasitesi ve kütlesi ile orada bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“10 bin 135 konut,
18 işyeri ve 87 ahır
tamamlanıp
hak sahiplerine
teslim edilmiştir”
Türkiye’nin afetle mücadele açısından her geçen yıl daha da tecrübelendiğini ve her geçen yıl bu konuda kaynak yönetiminde mesafe kaydedildiğini söyleyen Soylu, “AFAD’ın sadece yatırım programına aldığı ani deprem, sel, kaya düşmesi ve birçok afetten etkilendiği için yeniden yapmak durumunda kaldığı konut sayısı 38 bin 574’tür. Bunlardan 10 bin 135 konut, 18 işyeri ve 87 ahır tamamlanıp hak sahiplerine teslim edilmiştir. Sadece son 2 yıl ve sadece bir başlıkta yaptığımız yatırımdan bahsediyorum. Bana göre en büyük kazanımlarımızdan birisi de milletimiz nezdinde afetlerde bir umutsuzluk, bir çaresizlik anlayışını hep birlikte, devletimizin, hükümetimizin yüksek kabiliyetiyle bu anlayışı silmiş olmamızdır. Artık vatandaşımız biliyor ki bir afet olduğu zaman, devlet ilk andan itibaren yanındadır ve her ihtiyacını karşılayacaktır” şeklinde konuştu.
İl Afet Risk Azaltma Planlarının sonuca ulaştığını ve İstanbul hariç 80 ilde tamamlandığını söyledi. İstanbul’un ise aralık ayında tamamlanacağını bildirdi.
“Dernekler ve
sivil toplum kuruluşları
çok ciddi bir
kapasite üretiyorlar”
Afet ile mücadele Sivil Toplum Örgütleri’nin de önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Bakan Soylu, “Afet yönetiminde emniyetle, jandarmayla, sahil güvenlikle, belediyelerle, valiliklerle, il özel idareleriyle birlikte çalışıyorsunuz. Herkesin kendine ait alanı ve kabiliyetleri var. Bu noktada dernekler ve sivil toplum kuruluşları çok ciddi bir kapasite üretiyorlar ve afet yönetiminde çok büyük hizmetler görüyorlar. Dolayısıyla tüm bu yapının çatısı altında uyum içinde çalışabilmesi önemliydi ve bunu başarmaya çalıştık. Afetlerde arama kurtarma çalışmalarında görev alacak ekiplere akreditasyon eğitimi ve sertifikası verdik. Şu ana kadar 14 kurum ve kuruluş ekibi, bunlara bağlı 382 personel akredite edilmiştir. Müracaatta bulunan 8 kuruluşun eğitim ve inceleme süreçleri de devam etmektedir” diye konuştu.
“Afetle mücadelede
bilinçli olmak önemli””
Afet ile mücadelede bilinçli olmanın hayatta kalma oranlarına da yansıdığını ifade eden Bakan Soylu şunları kaydetti:
“Toplumumuzun afet bilincini yükseltmek adına önemli adımlar attık. Toplumda bir afet refleksi oluşturmaya gayret ettik. Çünkü yaşadığımız afetlerde, özellikle depremlerde, insanların afet anında ne yapacağını bildiği ölçüde, hayatta kalma oranının arttığını gördük. Mesela enkazdan canlı çıkarttığımız vatandaşlarımızın, bilimsel olarak doğru şekilde davranmış insanlar olduğunu gördük. Onun için bir slogan geliştirdik ve dedik ki ‘afet bilgisi, eşittir hayat bilgisi’ bu çerçevede 2021 yılını afetlere hazırlık yılı ilan ettik ve yılsonuna kadar 51 milyon vatandaşımıza ulaşmayı hedefledik. Bu amaçla kampanyalar, eğitim materyalleri, videolar ve çeşitli kurumlarla işbirliği protokolleri imzaladık. Şu ana kadar 42 milyon 534 bin 328 vatandaşımıza afet farkındalık eğitimi; 15 bin 588 personele afet farkındalık eğitmen eğitimi; 101 bin kişiye KBRN, yani kimyasal biyolojik, radyolojik nükleer tehditler farkındalık eğitimi verdik. Afet konulu eğitim videolarımızın sosyal medyadaki görüntülenme sayısı da 14 milyona yaklaşmıştır. Bunun yanı sıra mobil simülasyon tırlarımız şu ana kadar çeşitli illerde toplam 233 bin kişiye canlı ortamda afet eğitimi vermiştir. Bunun yanı sıra 41 bin 794 muhtar, 100 bin aza, 22 bin çarşı ve mahalle bekçisi, 95 bin özel güvenlik 139 bin dernek üyesi gibi farklı gruplara eğitim verdik. Sadece camilerde verdiğimiz eğitimlerle 5 milyon vatandaşımıza ulaşma imkanı bulduk.”
“Acil toplanma alanlarının
paylaşılması demek,
bir eğitim çalışmasıdır”
İl Afet Müdürlerinden önümüzdeki dönemlerde somut olarak daha fazla adım beklendiğini belirten Soylu şöyle devam etti:
“Sadece kendi ilinizdeki afetler için değil, çevre illerdeki afetlere destek anlamında da hazırlıklı olmanız lazım. Öncelikle merkezle iyi koordine olun, adımlarınızı illerinizde uygulayın. Mesela sayısallaştırma çalışmalarını hızlıca tamamlamamız lazım. Bu sayede afete maruz kalan bölgelerin tespiti, detay bilgileri hızlıca kamuoyu ve karar alıcılarla paylaşabilmemiz mümkün olacaktır. Özellikle ilinizdeki endüstriyel tesisleri lütfen çok iyi tanıyın. Bunların afet risklerini, afetlerde bunların zararı arttırıcı bir risk taşıyıp taşımadıklarını çok iyi analiz etmemiz ve tedbir almamız lazım. Bir taraftan mahalleler, bir taraftan endüstriyel tesisler, sokaklara kadar her yeri avucunuzun içi gibi sizin ve arkadaşlarınızın bilmesi gerekiyor. Ayrıca; il risk azaltma planlarını mutlaka başucu kitabı haline getirin. Şehirde afet anlamında atacağımız her adımda, sadece afet değil, diğer imar çalışmalarında da bu planların gözden geçirilmesini, ilgili kurumların bunu gözetmesini temin etmek durumundayız.
Bir diğer konu, acil durum toplanma alanlarıyla ilgilidir. Bu alanların afişlerinin, panolarının mutlaka güncel tutulması, bu alanlarla ilgili bilgilerin de vatandaşlarımızla sıklıkla paylaşılması lazım. Sakın bunları ihmal etmeyin. Acil toplanma alanlarının paylaşılması demek bir eğitim çalışmasıdır. Bir öncelik anlayışıdır. Bunu bütün vatandaşlarımızla birlikte paylaşabilme kabiliyetine sahip olacaksınız.
İklim değişikliği
Bir başka konu, iklim değişiklikleriyle ilgilidir. Hepiniz biliyorsunuz, son yıllarda iklim davranışları sürekli uç noktalarda. Yağmur yağıyorsa da bugüne kadar görülmemiş derecede yüksek seviyede yağıyor, görülmemiş sellere sebep oluyor. Keza hava sıcaklıkları hembizde, hem dünyada artıyor. Dolayısıyla meteoroloji tahminlerini mutlaka çok takip etmek ve bu noktada kurumsal ilişkileri arttırmak, tedbir almak, burada hiçbir boşluk bırakmamak lazım. Tabi bu arada vatandaşla ilişkilerimizi de mutlaka arttırmak, kampanya ve yeni gelişmelerimizi de duyurmak lazım. Özellikle AFAD mobil uygulamasını inşallah çok kısa sürede devreye alıyoruz. Bu uygulamanın çalışan her cep telefonunda olmasını istiyoruz. Hedefimiz budur.”