Kastamonu’yu bilgisayarla ilk tanıştıran isimlerin başında gelen İhsan Bayındır’ı da gurbet ellere veriyoruz.
Birkaç yıl önce sektör değişikliğine gidip, eşi Ebru Bayındır’la birlikte Eğitim Fakültesi karşısında, kendine has güzelliği ve özelliği olan Gülfizan Cafe’yi açan Bayındır, şehre vedasını işyerinin kapısına astığı iç burkan bir notla yaptı: “Şehir değişikliği sebebiyle kapalıyız”…
Notun altında, öğrencilerin, ailelerin bir araya gelip özel günlerin kutlama yapıldığı, güler yüzlü hizmetin verildiği bir buluşma, sohbet etme adresi olan “Gülfizan” imzası vardı.
İşyerinin hemen yakınlarında karşılaştığım Bayındır çiftiyle selamlaşmamazını hemen ardından gelen “Abi buralardan gidiyoruz” cümlesi içimi burktu, ardından da Gülfizan’ın önüne geldiğimizde karşılaştığım bu not duygularıma tuz bastı…
“Nereye gidiyorsunuz” soruma aldığım “Fethiye” cevabından sonra “Neden?” diye soramadım…
Bu soruyu sorma hakkını bir Kastamonulu olarak hem kendimde bulamadım, hem de dertlerini depreştirmek istemedim.
O an aklıma gelen, ama soramadığım bir diğer soru da şu oldu: Bu şehrin yerlileri, iş güç sahibi isimleri neye küsüp de başka şehirlere gitmek zorunda kalıyor?
TURGUT YILMAZ