Yolumuz, öğrencisi olarak sekiz ay gibi kısa bir süreliğine kesişti…
Ama…
Adını, düşünme biçimimin köşe taşlarından en önemlisini sağlamlaştıranlar arasında andım hep…
Ömrü boyunca, hayata insan merkezli baktı…
Bu uğurda sürekli olarak nitelikli eğitimin önemini vurguladı…
Ülkemizin yoksulluktan kurtuluşunun başka yolu olmadığını kavrayanlar arasında en ön saflardaydı her daim…
•••
Cumhuriyet değerlerimizin ışıltısını taşıyordu…
Marabanın çocuğu da birdi, ağanın çocuğu da onun gözünde!
Yetişmelerine katkıda bulunduğu binlerce öğrencisine kazandırmaya çalıştığı en temel duyarlılık buydu.
•••
Öğretmenlerin öğretmeniydi.
•••
Kastamonu Eğitim Enstitüsü’nden, 2. sınıfa geçmişken, gazetecilik öğrenimimiyapmak üzere 1981 yılında ayrıldım.
Vedalaşırken beni şaşırtan bir isteğini dillendirdi:
“Yücel, senden dersimde tuttuğun defterini istiyorum.”
Sınıfta bir yandan ders anlatıyor, bir yandan da sürekli gelip gelip başımda bekliyordu…
Nedenini anlayamıyordum…
Meğer…
Kırmızılarla, mavilerle, siyahlarla…
Başlıklarla, spotlarla…
Adeta bir dergi mizanpajı yaparcasına tuttuğum notları imrenerek izliyormuş!
“Hocam, bu bendeki hatıranız olarak kalsın” diyerek vermemiştim.
Boynunu bükerek, “peki, öyle olsun” demiş ve eklemişti:
“Kalemin bir eğitimci hassasiyetiyle yazsın her zaman!”
•••
O defter her gözüme iliştiğinde, sözleri kulaklarımda çınladı…
•••
Örnek bir eğitimciyi…
Her şeyden önce iyi bir insanı kaybetmenin derin üzüntüsünü hissediyorum…
Mekânın cennet olsun Hocam…
Mehmet Yücel