İlimizin muhtelif bölgelerinde dağlar aşağı iniyor, dereler taşıyor, ağzını kocaman açan canavar misali heyelan, önüne ne çıkarsa yutuyor…
Kastamonu için “bütçe” başta olmak üzere “ek önlem paketi” elzem.
Kastamonu İl Özel İdaresi liderliğinde kamu kurumları “ellerindeki imkan” ölçüsünde gerek “önlem” gerekse “onarım” konusunda cansiperane mücadele veriyor ilimizin dört bir köşesinde, emeklerine bin sağlık…
Kamunun “elinin” çok daha güçlendirilmesi lazım ne var ki.
Kırsal yerleşim şampiyonu olan ilimizde kamuya verilen bütçe ezelden beri zaten “kuş” misali…
İklimde “yeni normal” olarak adlandırılan dönemin getirdiği “ek” handikaplarla birlikte özellikle İl Özel İdare bütçesi ne yazık ki “tüysıklet” seviyesine düşmüş durumda artık.
Bir il düşünün, yekun coğrafyası farklı nedenlerden dolayı “risk” altında, bir gün kuzeyinde heyelan oluyor, bir gün güneyinde yol çöküyor, ilçeler arası yolları ulaşıma kapanıyor, köprüleri sel suyunda tarumar oluyor…
Kastamonu misali ikinci bir il var mıdır?
İlimizde bu yıl “doğal afet” nedeniyle henüz can kaybı yaşanmamış olması, önümüzdeki günlerde ciğerimizin yanmayacağının garantisi değil…
İlimizin halihazırda “birinci” gündemi “heyelan” başta olmak üzere “afet” silsilesidir.
İl Özel İdaresi başta olmak üzere ilimizdeki kamu ödeneğinin, insan kaynağının, makine parkının acilen “gerekli” ve “yeterli” seviyeye çıkarılması için yekvücut emek vermemiz lazım…
Mevcut imkanlar ile heyelana yem olmayı sürdürürüz aksi halde.
(Heyelan canavarının yuva kurduğu mesken, ilimizi de içine alan “Karadeniz Bölgesi”…
Bölgede bir uçtan diğer uca “toprak kayıyor”, “yer yarılıyor”, önüne ne gelirse “yutuyor”.
Karadeniz Bölgesi’ndeki heyelan başta olmak üzere “doğal afet” riski üzerine bilim insanları birbiri ardına “teyakkuz” açıklamaları yapıyor…
Gazetemizde bilimsel çevrelerce yapılan açıklamaları gün gün veriyoruz, gayemiz “felaket tellallığı” değil, vazoyu kırılmaktan kurtarmak, kırıldıktan sonra yapıştırıcı tutmuyor malum, muhakkak “iz” bırakıyor ardında, yürekleri ilelebet kor ateşte yakan.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi ve Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, “kritik 5 ay” uyarısında bulundu geçtiğimiz günlerde, yağışların bölgedeki heyelanları tetikleyeceğini belirterek “önümüzdeki 5 ay sel ve heyelan açısından son derece kritik aylardır. Bilindiği gibi seller, heyelanlar 2 doğal olay ama biz bu doğal olayları doğal afete dönüştürüyoruz” dedi…
Prof. Dr. Bektaş Nisan ve Mayıs aylarında dağ zirvelerindeki karların eriyeceğini, yağmur suları ile birlikte derelerin debisinin artacağını ve sele yola açacağını, Haziran ve Temmuz aylarında sıcaklığın artması ile yükselen nemli havanın yol açacağı ani yağmur dalgaları ile birlikte sel ve heyelan riskinin daha da fazla olacağını kaydediyor.
Bilimsel öngörüler tutar veya tutmaz…
Biz önlemimizi alalım da diz dövmeyelim sonrasında.)
Not: “Bilim dünyası” yanı sıra “kamu” da teyakkuzda…
Mart ayı sonunda İçişleri Bakanlığı 81 il valiliğine gönderdiği uyarı yazısında, yoğun kar yağışı görülen bölgelerde havaların ısınmasıyla birlikte oluşabilecek sel, heyelan, kaya düşmesi ve çığ olaylarına karşı dikkatli olmalarını istedi.
Bakanlık uyarmakla da kalmadı, karların erimesiyle birlikte oluşabilecek “sel, heyelan, kaya düşmesi ve çığ olayları” konusunda alınacak önlemleri bir bir sıraladı…
Her bir maddesi “kulak küpesi”.
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 2019 Temmuz ayında yayımladığı “Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetimi Planı” zaten “başucu kitabı” olacak kıymette…
İlimiz sokak sokak incelenmiş ve olabilecek felaketler sıralanmış durumda, daha ne olsun.
E tabii şükran ile yad edelim bir kez daha, Kastamonu Valiliği’nin 2000’de MTA’ya hazırlattığı “Kastamonu Deprem Riski Haritası” çalışmasını…
Vali Enis Yeter tarafından hazırlatılan raporda deprem yanı sıra diğer felaket senaryoları da işli.
MUSTAFA AFACAN