Eğitim alanında ülkemizin medarıiftiharı Prof. Dr. Selçuk Şirin’e ait başlıktaki cümle, ilimizdeki maarif yetkililerine okul öncesi eğitimin önemini anlatabilmek için bir cümle yetmez düşüncesiyle aşağıdaki yazıyı paylaşıyorum…
Sonuna kadar okumaları ümidiyle.
(Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından önceki gün yapılan okul öncesi eğitime ilişkin açıklama bile şehrimizin bu alana ilişkin bir dünya sorununu “itiraf” ediyor…
Geçtim her mahallede anaokulunu, şehrin ortasından itibaren güney istikametinde kamunun bir tane anaokulu yok, kuzeydeki kamu anaokullarının yarı kapasitesi boş vs.
Pırlaklar’da ikamet eden dar gelirli bir aile, çocuğunu Kuzeykent’teki anaokuluna nasıl gönderecek?…
Köylerde ikamet edenlerin hali başlı başına dert.)
Görülen o ki ne söylersek söyleyelim derdimizi anlatmak olası değil şehrimizdeki yetkililere…
İyisi mi alanında duayen bir isimden medet umalım.
New York Üniversitesi’nde (NYU) Profesör olarak davranış bilim ve istatistik dersleri vermekte olan Şirin’in, Hürriyet.com’daki 17 Nisan 2016 tarihli yazısı…
“ÇOCUĞUNUZA YAPACAĞINIZ
EN KIYMETLİ YATIRIMI AÇIKLIYORUM!
Amerikan Bilimler Akademisi’ndeki ilk görevlendirilmemde 0-8 yaş çocuklarına destek için atılması gereken adımları belirliyoruz.
Bu rapor kamuoyuna duyurulunca ben de bu köşede sonuç önerilerini paylaşacağım sizlerle ancak şimdiden bilmeniz gereken birkaç veriyi aktarayım.
OKUL ÖNCESİNDE ZEKA DEMEK KELİME HAZİNESİ DEMEKTİR!
Yıllar evvel Türkçe okula hazırlık testi hazırlarken bu alanın uzmanı arkadaşları İstanbul’da bir uluslararası konferans için toplamıştım. Zeka testi geliştirenlerin, zeka üzerine kuramsal çalışma yapanların hemfikir olduğu bir nokta vardı: Okul öncesi gelişme döneminde zeka dediğimiz şey aslında kelime hazinesidir! Bu çağda zengin bir kelime hazinesine sahip çocuklar hem kendilerini daha iyi ifade ediyor, hem ifade edileni daha iyi anlıyor hem de daha yaratıcı bir şekilde hüküm yürütebiliyor. Peki çocuklar nasıl kazanıyor bu kelime hazinesini? Doğuştan mı? Sonradan mı?
‘ZEKA DOĞUŞTANDIR’ DEMEK
AİLEYİ VE OKULU HİÇE SAYMAKTIR!
‘Zeka doğuştan mı yoksa sonradan mı kazanılıyor?’ sorusunun anlamsız detaylarıyla kafanızı yormak istemiyorum. Zira her iki faktörü birbirinden ayırmak kolay değil. Daha çocuk doğmadan evvel annenin diyetinden stres seviyesine kadar ‘çevresel’ faktörler çocuğun genetiğini dönüştürebiliyor. Ama sorumuza dönersek çocuklar kelime hazinesini çevreden ve ilk başta tabii ki aileden kazanıyor.
30 MİLYON KELİME FARKI!
Bu alanda elimizdeki en iyi kaynak Hart ve Risley tarafından gerçekleştirilen klasik çalışma: Farklı gelir seviyelerinden aileleri çocuklarıyla birlikte ayda 1 saat izleyen araştırmacılar çocuk ve ebeveynler arasındaki diyalogda geçen kelimeleri saymışlar aylarca. Aşağıda o araştırmanın en önemli grafiği var. Farklı sosyoekonomik seviyelerden ailelerin çocukları benzer potansiyelle hayata başlarken her geçen ay aralarındaki fark açılıyor. Varlıklı ve eğitimli ailelerin çocukları 36 aya geldiğinde aradaki kelime hazinesi farkı ciddi oranda açılıyor. Literatüre ‘30 milyon kelime farkı’ olarak giren bu fenomenin nedeni üst sosyoekonomik seviyeden ailelerin çocuklarıyla daha çok ‘kaliteli’ zaman geçirmesi, daha çok diyalog kurması ve o diyaloglarda daha çok kelime sarfetmesi. İşte 30 milyon kelime!
OKULA BAŞLADIKLARINDA
MAÇI KAYBEDEN ÇOCUKLAR!
İlk 36 ayda aralarında bu denli derin bir uçurum olan çocuklara yönelik eğer bir okul öncesi programla müdahale yapılmaz ise bu fark okula taşınıyor ve gerisi bildiğiniz hikaye. Yoksul ve az okumuş ailelerin çocukları bir ömür boyunca bu farkı kapatmak için uğraşıyor. Bir kısmımız kapatıyoruz bu farkı, birçoğumuz ise maalesef kapatamıyor.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ŞART!
İşte tam da bu nedenle tüm başarılı eğitim reformları okul öncesi eğitim ile başlıyor. Ekonomi Nobel’ini kazanan James Hackman’in eğitimde geri dönüşü en yüksek yatırımın okul öncesi olduğunu söylemesi bu yüzden. Bu bağlamda ülkemize bakınca maalesef okul öncesine katılım noktasındaki istatistikler insanın umudunu kırar nitelikte. Aşağıdaki OECD verilerinde göreceğiniz gibi bizde çocukların ancak üçte biri okul öncesi eğitim alırken bu oran hiçbir AB ülkesinde yüzde 80’in altında değil.
İşte bu nedenle sevgili okurlar gelin duruma el atalım. Ülkenin haline inat çocuklarınızın geleceğine yatırım yapalım. Bir taraftan okul öncesi eğitimde reform talep ederken diğer yandan çocuklarımızla yeni bir kontrat yapalım. ‘Erken yaş’ diye bir şey yok. Doğduğu andan itibaren onlarla konuşalım, şarkı türkü söyleyelim. Onlara yeni ve uçuk masallar okuyalım. Beraber oyunlar oynayıp sonucunu bizim de bilmediğimiz projeler yapalım. Ve gezelim. Keşfedecek bir dünya onları bekliyor, yardımcı olalım.”
Yazının içindeki görseller için: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/selcuk-sirin/cocugunuza-yapacaginiz-en-kiymetli-yatirimi-acikliyorum-40089897