Hikmetinden sual olunmaz kadim kültürün “meslek” ismi olarak tedavüle soktuğu ancak madalyonun arka yüzüne asıl deruni anlamını yüklediği bir kavram “hemşire”…
“Sağlık çalışanı” tarafı görünen yüz.
Aynaya değil…
Sırrına bakmak gerek.
Buzdağının üstü “sağlık çalışanı”…
Duyu organlarımızın önümüze koyduğu bilgi, bakış, görüş bu kadar.
Buzdağının altında ise “kardeşçe sevgi” dağı yükseliyor derinlemesine…
Kalp gözünün toplumsal hayata kattığı bilgi, bakış, görüştür bu da.
Asl’olan kalp gözü…
“Hemşirelik” meslek olarak gelip geçici olabilir, insanlar arasındaki “kalbi” ilişki anlamı olarak kalıcı ama.
Duyu organlarımızın işi “algı” üretmek…
Kalp gözünün işi ise “olgu”.
Kadim kültürün ince eleyip sık dokumakta üstüne yok…
“Hemşire”, Farsça kökenli bir kelime, “birlikte” anlamındaki “hem” ile “süt” anlamındaki “şir” parçaları bir araya getirildiğinde ortaya “aynı sütü içen”, “kardeş”, “karındaş” anlamları çıkıyor, kullanım yerleşkesinin en gözde mekanında ise “Kız kardeş” oturuyor.
“Hemşire” kelimesi kadim kültürün üst kültür seviyesinde “saygı” ve “sevgi” içeren kavramlarından birisidir…
Anadolu’dan Avrupa’ya.
Var edilen kimlikte “aidiyet” ustalıkla “ari” kılınmış…
Herkesin “kardeşi” çünkü.
“Kimliksiz” bir nevi…
Her evin mensubu.
Erkek yahut kadın her iki cinsle de aynı memeden süt içmiş yegane insan “hemşire”…
Gel de hikmetinden sual eyle isim babası eskilerin.
Evrenin ortak geleceği namına emek sarf edildiği her meslek “kutsaldır” elbette…
“Kız kardeş” tahtına yükseltilmiş hemşerilik mesleği rekabette emsallerinin önünde olsa gerek.
Bugün “12 Mayıs Dünya Hemşireler Günü”…
Kutlu olsun insanlığın kız kardeşlerine.
MUSTAFA AFACAN