Dünya yüzünde çok az şehre nasip olmuştur bol nimetin içinde bir türlü hayattan hak ettiği hakkı alamamış olmak…
Varlık içinde yokluk çekmekte açık ara şampiyonuz vesselam.
Allah vermiş olabildiğince nimeti, bir uçtan diğer uca dört başı mamur donatmış, verdikçe vermiş…
Almamakta diretiyoruz.
Hele son yüzyılımız tam bir akıl tutulması…
Fecaat resmen.
- İstanbul’da Kastamonu Günleri için yedi tepeli şehirdeyim hafta başından bu yana…
Taksiye bin şoför Kastamonulu, lokantaya otur garson hakeza.
Asansörde Kastamonulu…
Yol boyunda Kastamonulu.
Kız vermişiz…
Damat almışız.
Büyüdükçe nüfusumuz büyümüşİstanbul’da…
Artmış eksilmemişiz.
Her ne kadar göç durmuş gibi görünse de…
Bu kez daha fenası, beyin göçü veriyoruz.
Okumuş gençleri ilimizde tutamıyoruz…
Diplomasını ele alan soluğu toprağı altın İstanbul’da alıyor.
Kimsenin geri dönüş planı yok…
Kastamonu’da doymayacağını biliyor ne de olsa.
Bu sarmalın içinden nasıl çıkılır?..
Asıl düşünülmesi gerekli mevzu bu aslında.
Mürekkep yalamış gençlerimize ilimizde nasıl atmosfer sağlarız?..
Kastamonu nasıl üretim şehri olur?
Hakkımız alamıyoruz hayattan…
Yokluktaki az bir azalmayı varsıllaşma sanıyoruz.
Ekonomik kalkınma artmadıkça…
Sosyal gelişme iyiden iyiye güdük kalıyor.
Kültür ve sanattaki yoksunluk, sermaye sahiplerini diğer illerdeki akranlarından sosyal alanda geri bırakıyor…
Arabesk bir iklim tüm şehri kucaklıyor.
Zengin ve hazmetmiş…
Ekonomide kalkınmış, sosyal ve gelişmiş bir il olmalıyız.
Mevcut rotamız iç açıcı değil…
Önümüz duvar.
- ••
Not: 11.
İstanbul’da Kastamonu Günleri etkinliğinin resmi açılışı dün akşam saatlerinde yapılacaktı…
İçişleri Bakanı Soylu’nun kurdeleyi keseceği iddia ediliyordu.
Bakalım binlerce hemşerimizin yaşadığıİstanbul’da lobi gücümüz ne?..
Pazartesi fotoğrafı yorumlarım.