Dört tarafı ormanla çevrili şehrimizde sağlıksız hava sebebiyle zehir soluyoruz, “verem” oluyoruz, kan kusuyoruz, kızılcık şerbeti içtiğimize sayıyoruz, ülkemizin havası en kirli 7’inci şehri olduğumuz yabancı hava ölçüm istasyonları tarafından tescilli, medet, medet, medet…
Dün itibarıyla bakanlığın hava ölçüm istasyonu da havamızın “hassas” olduğunu gösterdi.
Yabancı hava kalitesi ölçüm istasyonu dün sabah itibarıyla “169” seviyesinde “Sağlıksız” havamız olduğunu kayda geçirdi, önceki gün sabah “168” idi rakam, 1 puan daha kötüye gitti hava kalitemiz…
Nedir bu çile?
(Dünkü yazımdan hatırlayalım…
“Sağlıksız” hava neyi getiriyor?… “Herkes sağlık etkileri yaşamaya başlayabilir, hassas gruplar için ciddi sağlık etkileri söz konusu olabilir.”)
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kışla parkı havalisindeki ormanlık alandaki ölçüm sensoruna göre önceki gün “96” ile “Orta” kalitede olan havamız dün itibarıyla “irtifa” yükselterek “104” rakamına ulaştı ve “Hassas” seviyeye ulaştı…
Günahımız ne?
Hava “Hassas” olunca ne oluyor?…
Bakanlık uyarıyor aynı sayfada, “Hava kalitesi yaşlılar, çocuklar ve solunum rahatsızlığı olanları etkileyebilecek seviyededir.”
(Komedi tarafı da var, aşağıdaki değerlendirme bakanlığa ait, vatandaş can derdinde, bakanlık spor ve piknik derdinde…
“Açık hava sporları için iyi bir hava değil
Bisiklet sürmek için iyi bir hava değil
Açık havada yürüyüş yapmak için iyi bir hava değil
Dışarıda piknik yapmak için iyi bir hava değil.”)
Yabancı hava kalitesi ölçüm istasyonlarının yıllık değerlendirme tabloları göz önüne alındığında Kastamonu’nun hava kalitesi yılın büyük kısmında “Orta” seviyede, “Hassas” ve “Sağlıksız” seviyelere düştüğü zamanlar var, “İyi” hava ise nadir…
Kömür madenindeyiz resmen.
Şehrimizdeki sağlıksız hava kalitesinin sebepleri var illaki…
İmardan trafiğe, ısınmadan coğrafi etkenlere kadar bir cümle.
Sorun bu durumun farkında olmamamız yahut görmezden gelmemiz…
Kadere teslimiyet ya da.
Açıkça uyarıyor yabancı ölçüm istasyonları…
Türkiye’nin 7’nci sağlıksız havasına sahip şehir olduğumuzu yaz babam yazıyorlar.
Yerelde kamudan meslek odalarına kadar ses yok…
Ölüyoruz ölüyoruz.
Ne olacak Kastamonu’nun havası?…
“Sıkıntı yok” bunda da sanırım.
MUSTAFA AFACAN