Yatıp kalkıp Küre’ye dua etmeli Kastamonu…
Başına bir “musibet” geldi de koca ilin top yekûn ne halde olduğu ortaya çıktı!
Neden mi?
Hani… Üzerinde yaşadığı coğrafyanın yeraltı zenginliğinden doğan nimetler “uçup gitti…” Üretimi bin yıldır süren cevherin türevlerini göz göre göre Mardin Mazıdağı’na kaptırdı ya Küre…
1200 kişinin doğrudan, 5000 kişinin dolaylı olarak istihdam edileceği 1.2 milyar dolarlık yatırımın ardından yaslı ve yaşlı gözlerle bakakaldı ya…
Teşvik denilen şey meğer ne kadar önemliymiş… Görmemizi sağladı ya!
Onu diyoruz işte…
● ● ●
Küre örneği…
İlimiz için bir “turnusol kâğıdı” işlevi görüyor…
Yapılan ve yapılması gereken tüm işlerin en ince ayrıntısına kadar projelendirildiği, planlandığı günümüzde, Kastamonu olarak sağlam bir zemine ve sağlıklı bir diyalog ortamına ne çok ihtiyacımız olduğunu gözler önüne seriyor…
Yani…
Eğer doğru bakabilirsek bize şunu söylüyor:
Geleceğe güvenle yürüyebilmek, attığımız adımlara uyumlu bir süreklilik kazandırabilmek için tüm ilimizi kapsayan bir “Kastamonu Sosyo-Ekonomik Master Planı”mız olmalı.
● ● ●
Mesela…
● Kendirimizi ne yapacağız?
● Özelleştirildikten sonra âtıl kalan Taşköprü SEKA sorunumuzu nasıl çözeceğiz?
● Tarımda, hayvancılıkta nasıl bir yol haritası izleyeceğiz?
● Pancar tarımımızı eski parlak günlerine döndürebilmenin yolları neler?
● Şeker fabrikamızın üzerinde dolaşan “ha satıldı ha satılacak” karabulutlarını nasıl dağıtacağız?
● Küre örneğinde yaşadığımız gibi, ekonomi biliminin doğrularını hiçe sayan gelişmeler gündeme geldiğinde sözümüz ne olacak?
● Karadeniz’in en uzun sahil şeridine sahipken, denize ve deniz ürünlerine seyirci kalmamızın akıl ve mantıkla izah edilebilir yanı var mı?
● Yaz, kış, tarih ve inanç turizminde senkronize bir organizasyon imkânı yaratabilmemizin yolları neler?
● Yatırım tecihlerimiz… İstihdama bakışımız nedir?
Bunlar ya da bunlara benzer pek çok hayatî konuda, başta kamu kurumlarımız olmak üzere, üniversitemiz, sanayi ve ticaret odalarımız, sivil toplum kuruluşlarımızla “hedefe nasıl kilitleneceğiz?”
● ● ●
Bu anlamda, Kastamonu adına sosyal sorumluluk almış olanların “yükü” daha da ağır…
Düzenlenen seremonik buluşmalarda sık sık arz-ı endam etmenin ötesinde, olup bitenleri tüm detaylarıyla inceleme, çözüm yollarını araştırma ve sorunlarımızın çözümüne “adım adım” öncülük etme sorumluluğu var omuzlarında!
● ● ●
“Dünyanın efendileri” hızla bambaşka bir hayata evrildi…
Ülkemiz, dünyanın dört bir yanında çıkış yolları arıyor…
Pek çok il, can havliyle “markalaşma”ya giden mesafeler katediyor…
Peki Kastamonu ne yapacak?
Can alıcı soru bu!
Hazır seçim sath-ı mailine girmişken…
Kafalar “memleket meselelerine yoğunlaşmışken”…
Bırakalım sütre gerisinden birbirimize “lâf saydırma”yı…
Bu soruya cevap arayalım.
● ● ●
Adımızı fiilen “Hastamonu”ya dönüştürüp “Allah sağlığımızı versin…” demenin ötesinde yapabileceğimiz bi dünya iş var…
Yeter ki, bu topraklara olan borcumuzu unutmayalım!