“Önlem alınmazsa Dilovası’ndan farkı kalmaz” • Seydiler ORSEY’deki sanayi tesislerinin arıtmasızlık yüzünden yolaçtığı çevre kirliliği ve bunun sonucunda Yukarı Arslanlı Çayı’ndan adeta zehir akmaya başlaması sorunu Bakanlığa taşındı. • Emekli Öğretmen Hakkı Yılmaz, gazetemizde de haber konusu olan ve balık ölümlerine yol açan kirlilik konusunu bir dilekçeyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na iletirken, “Önlem alınmadığı takdirde, yakın bir gelecekte bu coğrafyanın da bütün Türkiye’nin bildiği Gebze/Dilovası’ndan bir farkı kalmayacaktır” uyarısında bulundu. Seydiler ORSEY’deki sanayi tesislerinin arıtmasızlık yüzünden yolaçtığı çevre kirliliği ve bunun sonucunda Yukarı Arslanlı Çayı’ndan adeta zehir akmaya başlaması sorunu Bakanlığa taşındı. Emekli Öğretmen Hakkı Yılmaz, köyünde ağır biçimde yaşanan sorunu bir dilekçeyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na iletirken şu ifadeleri kullandı: “Kastamonu ili Seydiler İlçesi Yukarı Arslanlı Mahallesinde kırk yaşıma kadar yaşamış bir emekli öğretmenim. Şu anda ise kış aylarında İstanbul’da yaz aylarında ise burada yaşamaya devam ediyorum. Yıllarca öğrencilerimize çevre duyarlılığı, doğal ve tarihsel değerlerimizi korumamız gerektiğini öğrettik. Ancak son birkaç yıldır, mahallemizde yaşamak işkenceye dönüştü. Şöyle ki; mahallemizin içinden geçen ve Aşağı Arslanlı’da Devrekani Çayı ile buluşan Yukarı Arslanlı Çayı’ndan zehir akmaktadır. Nedeni de mahallemizin hemen doğusunda yer alan Seydiler Organize Sanayi Bölgesinde faaliyette bulunan bazı sanayi üretim işletmelerinin kimyasal atıklarını; havaya, suya ve toprağa arıtmasız ve filtresiz bir şekilde bırakıyor olmalarıdır. Ayrıca inanılmaz ve dayanılmaz bir koku da aşırı derecede rahatsız edicidir. Balık, kurbağa gibi bu çayda yaşayan canlıların can çekiştiğini ve öldüğünü her an gözlemlemek mümkündür. Nitekim eşimle birlikte bu durumu sık sık görmekteyiz. Ayrıca bacalardan yine arıtmasız ve filtresiz bırakılan atıklar da özellikle sabahları toprağa, havaya ve suya karışmakta, insanlarla birlikte bütün doğa ve canlı yaşamını tehdit etmektedir. Öyle ki; önlem alınmadığı takdirde, yakın bir gelecekte bu coğrafyanın da bütün Türkiye’nin bildiği Gebze/Dilovası’ndan bir farkı kalmayacaktır. Bunları ilgi duyan her kurum ve kişi yerinde her an görebilir. Bu konuyu gündeminize taşımakla vicdani ve insani bir görevi yerine getirdiğim inancını taşıyorum. Gerekli araştırma ve inceleme ile ve alınacak tahlil sonuçları ile durumun ciddiyeti anlaşılacaktır. Durumun incelenerek gereğini saygılarımla arz ederim.”