Sahil hattında inci tanesi misali dizilmiş sıra sıra ilçelerimiz yokmuşçasına, denizin ekonomik getirisi hiç umurumuzda değilmişçesine, kadim deniz kültümüz hiç olmamışçasına…
“Denize sıfır” kayıtsızlık halindeyiz.
Geçmiş zamanlarda çok yazdık çizdik sahilimizde kültür balıkçılığının dünya standartlarında yapılabilecekken neden yapılmadığını…
Vaktiyle Kastamonu Valiliği tarafından hedeflenen uluslararası ölçekli projeleri az mı kanıt gösterdik.
Geçtik denizde kültür balıkçılığından…
Deniz balıkçılığı gitti gider hale geldi bugün.
Zaten öyle ele kola gelen bir balıkçılığımız yok…
Olana da rahmet git gide.
İşin ekmek parası tarafını da geç…
Gözümüzün önünde ölüyor deniz.
Karadeniz ekosistemi can çekişme kulvarında…
Balık türleri hızla yok oluyor çeşitli nedenlerle.
“Yanlış avlanma, kirlilik, dışarıdan gelen canlılar” vesaire derken…
Deniz suyunun ısınması çıktı bir de piyangodan.
Bilim insanları yıllardır feryat figan…
Sivil toplum örgütleri canhıraş.
Kastamonu ise “denize sıfır”…
Hiç umurumuzda değil.
(Taa 2017 yılında, Akçakoca Belediyesi misal, “Karadeniz’de Nesli Tükenmek Üzere Olan Canlı Türleri, Sebepleri ve Alınacak Önlemler” konulu panel düzenledi, bilim insanları ve sivil toplum örgütleri fikirlerini açıkladı, ortak görüş olarak “Karadeniz’de yaşayan bitki ve hayvan türlerinin çok ciddi tehlike altında olduğunu, Karadeniz”in can çekiştiği” çıktı…
O tarihte 161 balık türünden 59’unun tükendiği kaydedilmişti, aradan geçti 5 koca sene, çeteleye yeniden bakmak lazım, o günler Karadeniz’in henüz iyi günleriymiş.
“Karadeniz koruma altına alınsın” çağrısı yapılmıştı…
Lafta kaldı.
Benzer toplantılar başka illerde de yapıldı…
Kastamonu hiç oralı olmadı.
Denizle derdimiz ne acaba?…
Zorla yerleştirilmiş gibiyiz deniz kenarına.
Vakit geç olmadan bir toplantı da biz yapalım…
En azından tarihe not düşülmüş olsun.)
Not: İnternet arama motoruna “Urla Uzunkuyu Köy Yaşam Merkezi” yazdığınızda onlarca sayfa dökülüyor ekrana…
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Samsun’un ardından açtığı ikinci “köy yaşam merkezi”.
Haberleri okuduğunuzda “köy yaşam merkezi” ötesinde malumata ulaşıyorsunuz aslına bakarsanız zihninizin arka sahnesinde…
Urlalıların eğitime ve kültüre verdikleri desteğin farkına varıyorsunuz.
Pencereden içeri Urla güneşi giriyor…
İçiniz aydınlanıyor.
Hep soruyorum “Kastamonu ne zaman güzel haberlerle ulusal medyaya konu olacak?” diye…
Bakın bir köy yaşam merkezi yetiyor oysa.
MUSTAFA AFACAN