“Kadın çalışanlarımızın sendikal mücadeleye daha fazla ilgi göstermelerini istiyoruz”
Hak-İş ile KKTC Kamu-Sen üyesi kadınların buluştuğu eğitim programında konuşan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Kadın çalışanlarımızın sendikal mücadeleye de daha fazla ilgi göstermelerini istiyoruz” dedi.
Hak-İş Kadın Komitesi ile KKTC Kamu-Sen Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi, Kastamonu’nun Ilgaz Dağı Milli Parkında bir araya geldi. Kastamonu’nun yanı sıra Ankara, Karabük ve Çankırı’dan gelen sendika üyelerine verilen eğitim programında konuşan Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş’in kadın üye sayısının 200 binin üzerinde olduğunu belirterek, Türkiye sendikal hareketinde sayısal anlamda en fazla kadın üyeye sahip konfederasyonun Hak-İş olduğunu ve bu bağlamda en büyük sorumluluğun da Hak-İş’e düştüğünü kaydetti. Arslan, “Kadınların üzerine giydirilmek istenilen ve asla onlara uygun olmayan elbiselerin aslında gerçeği yansıtmadığını görüyoruz. Onun için Hak-İş olarak kadınların sendikal faaliyetlerde aktif rol olmalarını, kadınların daha çok çalışma hayatında kimlik kazanması ama aynı zamanda kadınların tarihi yürüyüşümüzdeki rolünü ve misyonunu da içine katarak yeni bir yaklaşımı bütün dünyaya armağan etmemiz gerekiyor. Onun için Hak-İş kuruluşundan bu yana son yıllarda daha etkin hale getirdiğimiz kadın çalışma hayatı, kadın sendikal hareketleri, kadın sosyal hayatımız, kadın aile ilişkileri, çalışma yaşamıyla uyum çalışmaları, kadın çocuk, kadın toplumsal cinsiyet gibi bir sürü konularda çalışıyoruz, tartışıyoruz, hepsi hakkında da Hak-İş’e özgü çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bu bizler için asli görevlerimizden bir tanesi. Toplumun yarısı kadın, çalışma hayatında yaklaşık 4 milyon civarında kadın var. Bunlardan 400 bin tanesi sendikalı, bunların 205 bin tanesi de Hak-İş sendikasına üyedir. Dolayısıyla Türkiye, sendikal hareketinde sayısal anlamda en fazla üyeye sahip konfederasyon Hak-İş’tir. Onun bu sorumlulukta bizlere düşüyor. Çünkü sendikal çalışan kadınların 205 bin tanesi bize üye. O zaman 850 bine yaklaşan üyemizin, yaklaşık yüzde 26’sını kadınlar oluşturuyor. O zaman bizler hem üyelerimizin bu konudaki taleplerini hem topluma ait olan sorumluluklarımızı hem dünyaya ait sorumluluklarımızı, evimize ailemize ait sorumluluklarımızı da bu mücadelenin bir parçası, onun devamı olarak görüyoruz” dedi.
“Kadın ve emek bizim birinci önceliğimiz”
Kadınların sendikal mücadelede daha etkin yer almalarını sağlamak için gerçekleştirilen eğitim çalışmaları ve etkinliklere değinen Arslan, “Kadın ve emek bizim birinci önceliğimiz. Üyelerimizin iş yaşamı ve aile yaşamı arasındaki dengesini kurmak bizim görevimiz” diye konuştu.
Geleceği birlikte inşa etmek için kadınların çalışma hayatında ve sendikal alanda daha çok yer almaları gerektiğine değinen Arslan, “Kadın çalışanlarımızın sendikal mücadeleye de daha fazla ilgi göstermelerini istiyoruz. Erkeklerin izin verdiği kadar değil, erkeklerin bütün engellemelerine rağmen iş yerlerinde kadınların daha çok sendikal mücadeleye girmesini istiyoruz. Bütün kapılar, bütün alanlar sizin için açıktır. HAK-İŞ olarak bunun böyle olması için de birçok çalışma gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
“İş yerlerinde kadınların yüzde 90’ı uğradıkları şiddeti ve tacizi paylaşmıyor”
Kadınların iş yerlerinde yaşadıkları sorunlar için çözüm ürettiklerini belirten Arslan, “Çalışma hayatında iş yerlerinde yaşadığınız zorluklar, taciz ve şiddetin en çok muhataplarısınız ama bu sorunların, zorlukların üstesinden gelmek için sizin de elinizi taşın altına koymanız gerekiyor. Her şeyi bizler yapamayız. Şiddete maruz kalan kadınların yüzde 90’ı uğradıkları şiddeti, tacizi paylaşmıyor. Diyorlar ki ‘paylaşırsam zararını ben görürüm.’ O zaman ne olacak, şiddet ve taciz devam edecek. Bunu ortadan kaldırmak için yüreklice ortaya çıkmak gerekiyor. Bu haksızlığa, adaletsizliğe uğradığınız zaman korkmayacaksınız çekinmeyeceksiniz ve ‘buradayım’ diyeceksiniz, itiraz edeceksiniz. Çünkü bizler, yargı süreçlerini başlatmak istediğimizde, bu konudaki disiplin hükümlerini başlatmak istesek muhatap bulamıyoruz. Bizimle paylaşıyorsunuz ama bu paylaşımın hukuki zemine taşınmasına gönlünüz razı değil, çünkü ‘ben zarar görürüm’ diyorsunuz. ‘Eşim beni işyerinden alır’ diyor. ‘Bu sorunlarla uğraşırsam ben çalışamam, işyerlerinde bana karşı farlı bir tutum ortaya konulur’ deniliyor. Arkadaşlar bu zorlukları beraber aşacağız. Çünkü onurumuzu, haysiyetimizi, emeğimizin, alın terimizin karşılığını kimseye çaldırtmayacağız. Kimseye bu haksızlıklara karşı paye vermeyeceğiz. Kim ne yapıyorsa karşılığını, bedelini ödemeli, o da bize bağlı. O yüzden birey olmak, işyerinde çalışan kadın olmak, sendikalı kadın olmak, lider kadın olmak, bütün bu süreçlerdeki dik duruşumuza bağlı. Her birinizin iş yerinde karşılaştığınız sorunları var, işyerinizde ve evlerinizde yaşadığınız sorunlar, saatlerce anlatabilirsiniz. Bunların hepsi doğru ama bizler, bunu değiştirmek, dönüştürmek zorundayız. Onurumuzla, haysiyetimizle, işyerlerimizde alın terimizi akıtarak çalıştığımız ve elde ettiğimiz kazancın helal kazanç olduğuna yürekten inanıyorum, sizlerde inanın, kendinize haksızlık etmeyin. Kendinize haksızlık yapıp bu yapıya, bu anlayışa mahkum olursanız inanın kaybetmeye mahkumsunuz” ifadelerini kullandı.
“Bizi biz yapan değerlerimizden vazgeçmeden yeni bir kadın anlayışını inşa etmemiz gerekiyor”
“Bize dayatılan bölgesel bir kısım gelenekleri, bölgesel bir kısım anlayışları, bize kadın hakları diye dayatanlara itiraz etmeliyiz” ifadelerine yer veren Arslan, “Bizi biz kabul ederek, bizim değerlerimizle çatışmadan ama değerler etrafında kadınları örgütleyerek haklarımızı, hukukumuzu, bedenimize kimsenin müdahale etmesine izin vermeden ve bizi biz yapan değerlerimizden vazgeçmeden ama aynı zamanda yasal, uluslararası evrensel hukukun bize sağladığı bütün hakları kullanarak yeni bir kadın anlayışını inşa etmemiz gerekiyor. Bu mümkün müdür? Evet, mümkündür. Bunu ise bizler yapacağız. Birlikte yapacağız, o yüzden işyerlerinde, hastanelerde, sağlık bakanlığında, belediyelerde, fabrikalarda, özel sektörde çalışan kadın emekçilerimizin Hak-İş kadın stratejisindeki anlayışının arkasında durmasını bekliyoruz. Bunu başarabilirsek çalışan kadınların yaşadığı pek çok sorunları ortadan kaldırmış olacağız. Biz güçlü olursak birilerinin oyununu bozacağız. Özel bankalarda dayatıyorlar sözleşmeyi, ‘5 yıl, 10 yıl süreyle doğum yapamazsınız’ diyorlar. ‘Dünyaya çocuk getirmeyeceksiniz’ diye kadınlardan imza alıyorlar. Bu ne vahşi bir sistem, bu nasıl bir anlayış. Sermaye ürememize müdahale ediyor. Buna da itiraz edeceğiz, bizi biz yapan değerlerimizden vazgeçmeden mücadelemizi sürdüreceğiz. Mevzuatı öğreneceğiz, işverenin karşısına çıktığımız zaman boynumuzu bükmek yerine başımız dimdik haklarımızı savunacağız” ifadelerini kullandı.
“Hak-İş öncülük yapmaktadır”
Hak-İş’in kadın çalışanların iş hayatında uyumu yakalaması ve eşit şartlarda varlıklarını sürdürebilmesi için sürekli mücadele verdiğini belirten Arslan, “Bugünden yarına her şey değişmiyor. Ama şunu biliyoruz. Son on yıl içerisinde Hak-İş’in kadın konusundaki ayrıcalıklı ve farkındalık oluşturan çalışmaları, bizi Türkiye’de bir numaraya taşıdı. Eğer çalışma hayatıyla ilgili bir sorun ve bu soruna yönelik çözüm arayışı varsa Hak-İş’e danışıyorlar. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde kadın ve aile konusundaki bütün etkinliklerde bütün çalışmalarda mutlaka Hak-İş vardır ve orada öncülük yapmaktadır” dedi.
“Uluslararası sendikal alanda Türkiye’yi, Hak-İş’li kadınlar temsil ediyor”
Uluslararası sendikal alanda Türkiye’yi Hak-İş’li kadınların temsil ettiğini vurgulayan Arslan, “Bu nasıl sağlandı? Bu sendikal mücadeleye kadınların daha fazla dahil edilmesiyle başladı. Uluslararası alanda ITUC ve ETUC bazı sendikalarımızın bağlı olduğu federasyonlar, Asya Pasifik Örgütü ve daha pek çok uluslararası alanda Türkiye’yi temsil eden kadınlar sadece Hak-İş’li kadınlardır. Uluslararası temsil çok kolay değil önce dil bileceksiniz. Sonra Hak-İş’in çalışmalarından haberdar olacaksınız. Sonra uluslararası düzeyde kadınla ilgili olup bitenleri bileceksiniz. Ardından orada uluslararası düzeyde liderlik yapacaksınız. Bu liderler aramızda da onları gerçekten tebrik ediyorum” diye konuştu.
“KKTC Kamu-Sen, Kıbrıs’ın en güçlü ve etkin sendikası”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en güçlü ve en etkin sendikası KKTC Kamu-Sen sendikasının Hak-İş Konfederasyonunun en eski üyelerinden biri olduğunu ifade eden Arslan, “30 yıla yakındır KKTC Kamu-Sen, Hak-İş’in üyesi ve biz bu sendikayla çok önemli tarihi başarılara imza attık. O sendikanın mensuplarıyla ortak pek çok projeleri gerçekleştirdik. Bugün KKTC Kamu-Sen başkanı, değerli dostum, kardeşim Metin Atan ve ekibiyle beraber gerçekten son yıllarda emsali görülmemiş bir ortak anlayışı, ortak birlikteliği ortak çalışmayı başardık. Bunu daha da geliştireceğiz. İnşallah daha da güçlü bir Kamu-Sen’i Kıbrıs’ta inşa etmek için birlikte mücadele edeceğiz. Birlikteliğimizi, dayanışmamızı, kardeşliğimizi daha da güçlendireceğiz” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Halil Çukutli ise eğitim programının Hak-İş ve KKTC Kamu-Sen açısından önemine değinerek, eğitimlerin sosyal hayatta karşılık bulacağına inandığını belirtti. Kadınların çalışma hayatında hak ettikleri değeri göremediğini belirten Çukutli, bu anlayışın kabul edilemez olduğunu ifade ederek, kadınların çalışma hayatının tüm kademelerinde aktif rol alması gerektiğini söyledi.
İnebolu’dan Ankara’ya İstiklal Yolu üzerinden kağnılarla mühimmat taşınmasından bahseden Hak-İş Kastamonu İl Başkanı Mustafa Çağlı da kadınların Kurtuluş Mücadelesinde de en ön safta her zaman yer aldığını kaydetti. Çağlı, her yıl çeşitli etkinlikler kutlanan 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingine salondaki bütün katılımcıları mitinge katılmaya davet etti.
Eğitim programına AK Parti Kastamonu Milletvekili Halil Uluay, Genel Başkan Yardımcıları Devlet Sert ve Halil Çukutli, Hak-İş Kastamonu İl Başkanı Mustafa Çağlı, Hak-İş Genel Sekreter Yardımcısı ve Kadın Komite Başkanı Fatma Zengin, KKTC Kamu-Sen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sekreteri, Kadın ve Çocuk Hakları Komitesi Başkanı Seher Güneş, Davranış Bilimleri ve İletişim Uzmanı Ceren Doğan, Doç. Dr. Oğuz Göksu, Doç. Dr. Ahmet Sarıtaş, Dr. Öğretim Üyesi Kürşat Tutar, Hukuk Müşavirleri Hacer Türk Albayrak ve Hamdi Abdullah Koçoğlu ile sendikaların genel merkez yöneticileri ve üyeleri katıldı.
Vedat Yunus İkizoğlu (İHA)