Hababam Sınıfı filminin orijinal romanından farklı olduğunu vurgulayan Aydın Ilgaz, “Hababam Sınıfı romanını okuyanlar o günkü eğitim sistemiyle günümüzdeki eğitim sistemi arasındaki farkları görürler. Hababam Sınıfı romanı Kastamonu’nun tarihini, eğitim düzenini ve mizah anlayışını anlatıyor. Kitabın namusunu korumak adına patent başvuruları yapıp, mahkemelerde mücadele veriyoruz.” dedi.
Çınar Yayın Evi Sahibi Aydın Ilgaz Kastamonu Tanıtım Günlerinde babası Rıfat Ilgaz’ın yaşamından kesitler paylaştı.
Hababam Sınıfı romanın kurgusunda babasıyla birlikte kendi eğitim hayatında da örneklemeler olduğunu anlatan Aydın Ilgaz, “Babam Abdurrahmanpaşa Lisesinde başlayan eğitimine dedemin vefatıyla parasız yatılı olan Kastamonu Muallim Mektebinde devam ediyor. Şimdilerde Kastamonu Rektörlük Binası olan Abdurrahmanpaşa Lisesi’nin paralelindeki anıt heykellerin olduğu yerde Kastamonu Muallim Mektebi bulunuyordu. Kitapta yer alan karakterler öğretmenlik ve öğrencilik dönemlerinde tanıdığı insanlardı. Hatta benim Kabataş Lisesinde yatılı okuduğum dönemdeki öğretmenlerimden bazıları da o karakterler arasında yer alıyor. Kitaba karakterleri farklı yansıttığı oluyordu. Sorduğumda ise ‘Ben öğretmen olarak da öğrenci olarak da anılarımı da seninkiyle pekiştirdim bir prototip yaptım’ derdi. Rıfat Ilgaz, hem öğretmen hem de edebiyatçı olarak kendini bilen, öğretmen öğrenci arasındaki saygı sınırını hiçbir zaman aşmayan biriydi. Kitabında da ne öğretmeni ne de öğrenciyi küçük düşürücü ifadeler kullanmamıştır. Ne yazık ki filmlerde farklı yorumlar yapılıp, farklı karakterler eklenerek aslından uzaklaşıldı. Hababam Sınıfı romanı okunursa o yıllardaki ve bugünkü eğitim sistemi arasındaki farklılıklar görünür.” dedi.
Mesele kitabın namusunu korumak
Ilgaz konuşmasında şöyle devam etti: “Hababam sınıfı birçok bakımdan hep farklı yorumlanıyor. Popülaritesi artsın diye filmdeki roller daha abartılı, saygısız öğrenciler olarak aktarılıyor. Günümüzde de köfteci dükkanı Hababam, eğlence mekanı ismi Kel Mahmut konulabiliyor. Gerek patentlerle gerek hukuksal mücadelemizle bunları durdurabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hababam Sınıfı romanı Kastamonu’nun eğitim düzenini, deyimlerini ve mizah anlayışını anlatıyor. Bütün mesele kitabın namusunu korumak, bu sebeple hukuksal mücadelemiz devam ediyor. Kastamonulu hemşerilerimizden de bu konuda destek bekliyoruz.” diye konuştu.
Cide’de sarı yazmayı konu olan özel projelerinin olduğundan da bahseden Ilgaz “Sarı yazma Cide’nin simgesi olmadan önce ilk olarak Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kitabında orada yaşayan kadınların mücadelesini, kendi hayatından kesitleri, Birinci ve İkinci Dünya Savaşına dair politik adımları anlatıyor.Cide ve Sarıyer Belediyesinin de girişimleriyle bu alanda özel projeler hazırlayacağız.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Aydın Ilgaz, Rıfat Ilgaz’ın bölge ekonomisini canlandırmak için girişimleri olduğuna de değinerek “Babam üretim olmadan kalkınmanın olamayacağını savunurdu. Cide’nin kentleşmesi için birçok adımı olmuştu bunlardan biri de defne yaprağının değerlendirilmesiydi. Cide’nin defne yaprağı Ege ve civarındakiler gibi ince ve esansız değildir. Mevsim şartlarının çetin olması, Cide’nin defne yaprağını daha dayanıklı ve aromalı yapıyor. Defne yaprağı ilaç sektöründe ve sabun sektöründe değerli bir ürün. Özellikle bölge kadınlarının toplayıp, yağını çıkartması konusunda bilgilendirmeler yapmıştır. Maalesef günümüzde defne yaprağı Kastamonu’da endüstriyelleşemedi. Dışarıdan gelen tüccarlar, gayri resmi yollarla yabancı işçilere toplatıp Ege’nin defne yaprağı olarak satıyorlar. Babamın arzusu Kastamonu ve Cide’nin gelir elde ederek göçü engellemesiydi. Hemşerilerimizin bu noktadaki adımları çok önemli.”