Kastamonu OSB’de Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sarımsak fabrikasını kuran Şükrü Göksoy, gösterdikleri tüm çabalara rağmen iflasın eşiğine geldiklerini açıkladı.Hürriyet gazetesi yazarı Vahap Munyar da Göksoy Gıda’nın çığlığını dünkü köşesinde okuyucularına aktardı.
Kastamonu OSB’de kurdukları sarımsak fabrikasının ardından hızla işlerini büyüten Göksoy Gıda, iflasın eşiğine geldi. Bankaların kendilerine herhangi bir kredi vermediklerini söyleyen Göksoy Gıda’nın sahibi Şükrü Göksoy, personel sayısını yarıya indirdiklerini, çocuklarını özel okuldan devlet okullarına verdiklerini belirtti. Dört büyük marketin kendilerine ödeme yapamadığını ifade eden Göksoy, bu marketlerinde iflas erteleme istediklerini söyledi. Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar da bu olayı köşesine taşıdı.
Vahap Munyar’ın konu hakkındaki köşe yazısı şöyle:
FABRİKA İÇİN ÇOCUKLARI ÖZEL OKULDAN ALDIK BİZE NEFES VERİN
Şükrü Göksoy’dan bana ilk mesaj 10 Ocak 2016’da geldi:
– Sarımsak sanayisine gönül vermiş bir iş adamıyım. Kastamonu OSB’de Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük sarmısak fabrikasını kurduk.
Mesajı yakınma doluydu:
– Başıma devlet, siyaset, finans, pazar, üretici ayağında gelenleri bilmek bile istemezsiniz. Bu ülke kendi girişimcilerini öğütüyor. Sizin yazdıklarınızı okuyunca, “Galiba sadece benim ailem hışıma uğruyor” diye düşünüyorum.
Göksoy Gıda A.Ş.’nin patronu Şükrü Göksoy, ikinci mesajını 9 Temmuz 2016’da gönderdi:
– 8.5 milyon lira ve 30 yıllık birikimle yatırım yaptık. Bankacılık sistemi, bazı devlet kurumları, teşvik sistemi, ekonomiyi etkileyen hukuki yetersizlik ve boşluklar bizi bitirme noktasına getirdi.
Aynı mesajda şu noktanın altını çizdi:
– Bu fabrika, 30 milyon lira ciro yaratıyor. Ancak, sermayemiz yetersiz kalıyor. Fabrikayı kapatma noktasına geldik. Oysa, İtalyan ve İspanyolların hayran kaldığı bir işleme sistemimiz var.
Bankaların yatırımcıyı teminatı kadar değerlendirdiğini kaydetti:
– 4 önemli market zinciri iflas erteleme istedi. O zincirlerden tahsilatlarımız zora girdi.
3’üncü mesaj 15 Temmuz hain darbe girişiminden 3 ay sonra ulaştı:
– 15 Temmuz’dan sonra bizim sorunlar dağ gibi büyüdü. Ürün verdiğimiz marketler arasında zorlananların sayısı arttı.
Bu dönemde SGK’nın haciz işlemiyle karşı karşıya kaldıklarını bildirdi:
– Türkiye genelinde 15 bin noktada malımız var. Biz de iflas erteleme istedik. Ancak, KHK, iflas ertelemeden yararlanmamıza imkan vermedi. “Vahşi faizleri” kabullenerek borç yapılandırdık. Buna rağmen bir banka, “Fabrikanızı sattırırım” deme yolunu seçti.
Giderlerini kısmak için özel hayatlarında da önlemler aldıklarını aktardı:
– Çocuklarımızı özel okullardan aldık, devlet okullarına gidiyorlar.
Derken 8 Mart 2018’de 4’üncü mesajı aldım:
– 10 milyon lira yatırımla 2013 yılında kurulan sarımsak fabrikası için aile olarak 2 yıldır mücadele ediyoruz. Muhatap büyük bir bankadan 2 milyon lira işletme kredisi talep ettik, alamadık.
İlk mesajlarında 70 personelden söz ederken, zamanla yarının altına indiği dikkatimi çekti:
– 30 çalışan, binlerce üretici mağdur olmadan, üstelik teminatımız yeterliyken işletme kredisi bulup yolumuza devam etmek istiyoruz.
Göksoy, 5’inci mesajı da 8 Eylül 2018’de gönderdi:
– … Bankasına iki yıldır ödeme yapıyorum ve yapılandırma talep ediyorum. Fabrikayı yok etmeye çalışıyorlar.
Göksoy, telefonuma da onlarca mesaj attı. Dün kendisine şu soruyu sordum:
– Madem fabrika çok başarılı, verimlilik iyi, pazar da var, yaşadığınız sıkıntılarda sizin hiç mi hatanız yok?
Şu yanıtı verdi:
– Sizinle yazıştığım süreçte bankalara 3 milyon lira ödedim. 2 sezon tarımsal üretim iyi gitmedi, 1.5 milyon lira kaybettik. Batan marketlerde 2.5 milyon lira alacağımız kaldı. Bu arada devlete 1 milyon lira borcumuzu yapılandırdık.
Bir büyük banka ile en önemli sorunu yaşadığını vurguladı:
– Bir yıl ödemesiz 1.3 milyon liralık yapılandırma bize nefes aldıracak.
Kastamonu OSB’deki sarımsak fabrikasından yükselen ses böyle…
İlgili banka, ilgili kurumlar kulak verir mi?
Ya da, girişim sermayesi kuruluşlarının ilgisini çeker mi?