Evvel zaman içinde diye başlayalım yine hikayemize. Ilgaz’ın Yazı Köyüne yerleşen kahramanımızla tanışmıştınız. Hayallerinin peşinden giderken neler olduğunun, nelerle karşılaştığının hikayesinin hayalle gerçeğe dönüşme arasındaki “olmaz öylecilerle” karşılaşmasını anlatalım. Efendim; kahramanımız arıcılığı araştırmaya başladı… Etrafında yöresinde bu işle iştigal eden kişileri bulup sohbet etmeye de çalışıyordu. Kime söylese “çok zor”, “imkansız”, “sen beceremezsin, en iyisi sen yine senaryonu yaz, dersini ver” ve daha neler diyorlardı. Girişimciye girişenlerin özelliği budur. Hiçbir şeyi iyi tarafından görmezler. Hep işler zordur, hep yapılamazdır, 10 yıl önce olsa tamam ama şimdi imkansızcıdırlar. Kahramanımızyine de devam etti, çünkübiliyordu ki “Arıcılık yapılabilir bir uğraş…Sonuçta dünyada hiçbir arıcı doğuştan bu bilgi ile gelmedi ve herkes bir şekilde öğrendi. O halde kendi de öğrenebilir ve yapabilirdi. Her zamanki motivasyon cümlesini kurdu “Ne kadar zor olabilir ki?” Yani “rağmenleri görmezden gelmeyi” becerdi. Nisan’ın son haftasında ilk kovanı geldi. Gerçi arıları getiren arıcı kahramanımızı sağlam dolandırdı ama o da ayrı hikaye…Eveeet, hikayemizin keyifli dinleyicileri, Masalcı Köylü’den bugünlük de bu kadar. Şimdi lafı muharririmize bırakalım bakalım ne anlatacak? Ha, unutmadan şimdilik kahramanımız ermiş kerevetine biz de çıkalım muradına demeyi de unutmayalım…
Üstadımın kelam ettiği gibi bugün girişimcilere girişenlerden söz edeceğiz… Girişimci diyince akla hemen ticari faaliyetler geliyor ama bence girişimcilik sadece kar elde etmek için yapılan eylemler toplamı değildir. Adına “Gündelik Yaşam Girişimciliği” dediğim bir konseptten söz edeceğim. Gündelik yaşam girişimciliği demek günlük planları eyleme dökme sürecidir. Örneğin benim arıcılığa başlamam ticari bir faaliyet olmaktan ziyade yaşam kaliteme, entelektüel sermayeme katkı sağlamasını arzu ettiğim bir girişim…Tatile çıkmak için tur şirketlerini araştırmaya başladığınızda artık “tatil girişimcisinizdir”. Yeni bir araba almak için paranızı denkleştirip araba almak için araştırmaya başladığınızda da “araba satın alma girişimcisisinizdir”. Yani yapmak üzere programınıza, planınıza ve hayallerinize aldığınız her şey “Gündelik Yaşam Girişimciliği” oluyor.
Doğamız gereği ya da toplumsal kodlarımızdan dolayı bir işin başlangıcında nedense hep ters gideceği noktasından değerlendiririz. Hiçbir olumlu ihtimali hesaplamayız. Örneğin; araba alacaksınızdır, tüm araba satıcıları dolandırıcıdır. Etrafınızdaki gizli girişiciler hatta kendi içinizdeki girişici bile başlar. Oarabaların yan sanayi zayıf. O arabaların ikinci eli yok.Zannedersiniz ki sizin alacağınız araba dünyanın en kusurlu aracı ve size zorla veriyorlar. Kendimce girişimciye girişmeme reçetesi oluşturdum. Sizinle de paylaşmak isterim:
- Karşınızdakinin düşüncelerini sonuna kadar dinleyin: Hayali, planı, derdi nedir tam olarak öğrenin, ne olduğunu bilmediğiniz şeye nasıl yorum yapacaksınız?
- AMA kelimesini hayatınızdan çıkartın: Dinledikten sonra “AMA” kalıbının olduğu hiçbir cümle kurmayın. “Ama” kalıbı kesin bir olumsuzluk içermektedir.
- Aklınıza takılan noktaları sorun ve anlamaya çalışın: Belki sizin bilmediğiniz bir bakış açısı daha vardır. O yüzden yorumlamadan önce muhakkak sorular sorun ve teyit ettirin.
- Eğer illaki itiraz edecekseniz neden sonuç ilişkisi içinde itiraz edin: Eğer neden sonuç bağlantınız yoksa boş yere itiraz edip kendinizi de karşınızdakini de yormayın.
- “Çünkü” kelimesi pek çok kapıyı açar: “Çünkü” kelimesi sihirlidir. “Çünkü” kelimesi açıklama içerir. Karşınızdaki siz “çünkü” dedikten sonra daha dikkatli dinleyecektir çünkü bir açıklama yapacağınızı bilir.
- Her şeyin ilk önce olumsuzluğunu görmeyin: Önce her şeyin yolunda gittiğini varsayın ve destekleyici olun. Sorun çıkmadan sorunu söylemenizin bir değeri yok.Ben demiştim diyebilmek için önceden her olası problemi sıra sıra dizmeyin… Belki de hiçbir öngörünüz gerçekleşmeyecek.En faydalısı doğru zamanda destek olmak ve doğru zamanda sorunları çözümlemek. Belki de sizin dediğiniz sorun hiç oluşmayacak.
- Hayırda hayır yoktur:Olumsuzluk sadece olumsuzluk getirir. Hayır dediğiniz anda karşınızdaki sizi kendini savunmak üzere dinler. Yani anlattıklarınız doğru bile olsa amacına ulaşmaz…
- Sizin için saçma görünen başkası için çok ciddi olabilir: Ben şimdi bamyayı çok seviyorum desem, pek çok okuyucum bamya da yenir mi der. Oysa tüm bildirimleriniz size aittir ve sübjektiftir. Kendi deneyimleriniz kadar yargıda bulunabilirsiniz.
Sizi ciddiye alıp hayallerini, planlarını, düşüncelerini sizinle paylaşan kişilerin moralini hemen bozmayın. Bugün ona yarın size unutmayın. Bu arada ben mi ne yapıyorum? “Allah senin gönlüne göre eksiksiz versin ve tamamına erdirsin. Âmin. ”Diyorum ve kendi işime bakmaya devam ediyorum. Şimdilik sağlıcakla kalın.
Aklımdaki Söz :Keşke neyin doğru olduğunu da yanlışı farkettiğim kadar kolay bulabilsem. (Cicero)
Okuduğum Kitap :Var mısın? – Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler (yazan. D. Cüceloğlu)
ZEKİ GÜRDAL KARAOĞLU