CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu çiftçisinin ekemeyecek duruma geldiğini, eken çiftçilerin büyük bir çoğunluğunun da gübre kullanmadığını söyledi; Kastamonu ve Türkiye’nin 2019’da ciddi bir gıda kriziyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, Kastamonu çiftçisinin ekemeyecek duruma geldiğini, eken çiftçilerin büyük bir çoğunluğunun da gübre kullanmadığını söyledi.
Gübre fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 165 zamlandığını, AKParti iktidarının yüzde 15 indirim kararının çiftçi için yetersiz kaldığını belirten Hasan Baltacı, “hangi çiftçimizle konuşsak ekmeyeceğini, ekerse de gübre kullanamayacağını söylüyor. Bu gidişat Türkiye’nin ve Kastamonu’nun 2019’da ciddi bir gıda krizi yaşamasına yol açacak” diye konuştu.
2017 yılında tonu bin 650 TL olan gübre fiyatının yüzde 15 indirim uygulanmasına karşın 2 bin 900 TL’ye ancak düştüğünü,aynı süreçte mazotun ise 1.80 kuruş zamlandığını hatırlatan Milletvekili Hasan Baltacı, “Yeni Ekonomi Programı’nda tarımı ayrı bir başlık altında ele almaya bile ihtiyaç duymayan saray rejimi çiftçinin ve tarımın yok olmasına seyirci kalıyor” dedi.
“GÜBRE YÜZDE 165 ZAMLANDI”
Milletvekili Hasan Baltacı konuyla ilgili şunları söyledi:
“2017 yılında tonu bin 650 TL olan gübre fiyatı yüzde 15 indirim kararıyla 2 bin 900 TL’ye ancak düştü. Buna rağmen geçen yılki fiyatlarla, bugünkü fiyat arasında halen büyük bir uçurum var. Gübre bir yılda yüzde 165 zamlandı. Yüzde 15 indirim kesinlikle yeterli değildir. Tarımsal ilaçlarda da fiyatlar geçen yılagöre iki kat arttı. Geçtiğimiz Ocak ayında 4.60 kuruş olan mazot bugün 6.40 kuruş. Geçen yıla göre mazota 1.80 kuruş zam geldi. Bu tablonun sorumluları tarımdaki çöküşü, çiftçinin yok oluşunu sadece izliyor.”
“DESTEKLER ARTIRILMALI”
“Üreticiye gerçekten yardım etmek istiyorlarsa önce taban fiyatı belirlenmelidir. Üreten çiftçiye alım garantisi verilmelidir. Mazot ve gübrede sahici bir indirim yapılmalıdır. Biran önce üretim seferberliği başlatılmalıdır. Çiftçiye verilen destekler mutlaka artırılmalıdır.”
”İTHAL ÜRÜNLERDEN VAZGEÇİLMELİ”
“2017’de tarımsal kesime 12,7 milyar lira destek verildi ancak aynı dönemde Türkiye sadece 8 ürünün ithalatına 20,6 milyar ödeme yaptı. Türkiye maalesef sarımsağı Çin’den, fasulyeyi Mısır, Arjantin ve Peru’dan, patatesi Hollanda, Almanya ve Fransa’dan, nohudu Meksika’dan, buğdayı Rusya ve ABD’den, soğanı Hollanda ve İran’dan, havucu Avusturalya’dan, narı Şili ve İtalya’dan, cevizi ABD’den, kabağı Güney Afrika’dan, elmayı Bosna Hersek’ten, ayçiçeğini Moldova’dan, yulafı Macaristan’dan salatalığı Rusya’dan arpayı Danimarka’dan ithal ediyor. Maalesef ülkemiz 16yıl içinde Bulgaristan’dan saman ithal der duruma gelmiştir. Ülkemiz bugün maalesef126 ülkeden 133 değişik meyve ve sebze ithal ediyor. Yerliyiz, milliyiz diyenlerinkendi çiftçilerimiz borç içindeyken başka ülkelerin çiftçilerine 16 yılda kazandırdığı rakam maalesef 200 milyar dolardır. Türkiye ithalat kültüründen biran önce vazgeçmeli, acilen üretime yönelmelidir.”
“ÜRETİCİ EKİM YAPMAYACAĞINI SÖYLÜYOR”
“Tarımda karşı karşıya olduğumuz tüm bu tehlikelere rağmen açıklanan Yeni Ekonomi Programında tarım neredeyse görmezden gelinmiştir. Ayrı bir başlık altında ele alınmaya bile ihtiyaç duyulmadığı görülmektedir. Bu bile başlı başına saray rejiminin tarıma ve çiftçiye verdiği değeri göstermektedir. Hangi üreticiyle bir araya gelsek ya ekim yapmayacağını, yapsa bile gübre ve ilaç kullanmayacağını söylüyor. Yani her durumda üretim düşecek ve kriz derinleşecek. Kastamonu ve Türkiye 2019’da çok ciddi bir gıda kriziyle karşı kaşıya kalabilir.”