Futbolda tam anlamıyla bir “Anadolu fırtınası” esiyor, Süper Lig’de haftalar öncesinde “fiilen” şampiyonluğunu ilan eden Trabzon’un ardından, her ligden kulübün yarıştığı Türkiye Kupası’nda da finale iki Anadolu ili adını yazdırdı, İstanbul karşısında Anadolu’nun “duble” zaferi…
“Kuzeyin Yıldızı” Kastamonuspor’un da Anadolu’nun futbol yüzü olmasını heyecanla bekliyoruz.
Kayseri, kadim ticaret şehri olması dolayısıyla, futbolda geldiği noktanın anlaşılabilir kesitleri mevcut…
Sivas ise Kastamonu’ya “yol haritası” olacak tam bir “ilham hikayesi”.
Sivasspor ile Kastamonuspor (KSK) akran, her iki kulüp de futbolun ülkemizde “endüstrileşme” mevsimi olan 1960’ların ikinci yarısında kuruldu, dönemin Sivaslı spor insanlarının profesyonel kulüp kurma fikrini dinleyen Sivas Valisi Vefik Kitapçıgil, kulübün yalnızca sportif açıdan değerlendirilmemesi gerektiğini dile getirir ve tam da futbolun Anadolu şehirlerindeki “temel” işlevine dikkat çekerek kulübün şehrin kültürel, ekonomik ve sosyal hayatına da büyük bir hareketlilik getireceğini belirtir…
Sene “1967”.
Sivasspor’un ikinci lige alınmasında Kastamonu’nun dolaylı da olsa etkisi söz konusu…
Sivasspor ikinci lige alınmak için futbol federasyonuna başvurur, federasyon başkanı Orhan Şeref Apak bu talebi kabul etmez, aynı dönemde Spor Bakanı Kamil Ocak Kastamonu’ya gelir, yeni kurdukları KSK’nin ikinci lige alınması için Kastamonulular bakanı kuşatır, gelen yoğun isteği kıramayan Bakan Ocak, federasyon başkanı Apak’a KSK’nin ikinci lige alınması isteğini iletir, Apak’ın cevabı nettir, aynı taleple gelen Sivas’ı da reddetmiştir. Sivaslılar da Bakan Ocak’a giderler, siyasiler devreye girer, usturupluca “Ya Sivasspor’u ikinci lige alırsınız; ya da Sivas’tan oy almayı unutursunuz” denir…
Futbol Federasyonu direnemez, hem KSK hem de Sivasspor 1967-1968 sezonunda Türkiye ikinci ligi beyaz gruptaki yerlerini alır.
Kaderin böylesi…
KSK’nın inadı olmasa, belki Sivasspor da ikinci lig başlangıcını yapamayacaktı o sezon.
Sivasspor ile KSK’nin aynı ligde yollarının kesiştiği yıllar oldu vakit vakit, karşılıklı rakip oldular, birbirlerini yendiler yenildiler…
Sivasspor, hem sürdürülebilir planlama hem de katkı veren sponsorluklar sayesinde “aldı yürüdü”, gerek Süper Lig’de gerekse Avrupa arenasında verdiği mücadele ile ismini duyurmayı yıllardır sürdürüyor, KSK’ye ise başarıya giden güzergahta izleri belli olan bir yol armağan etti.
Nihayetinde, 26 Mayıs’ta İstanbul’da, Yukatel Kayserispor ile Ziraat Türkiye Kupası final maçına çıkacak…
Kazanan her halükarda “Anadolu” olacak.
Sivas Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Ziraat Türkiye Kupası Final maçı için İstanbul’a “200” otobüs kaldırma kararı aldıklarını açıkladı, Sivas farklı kanallarla yolculuk edeceklerle birlikte İstanbul’a “yağacak”…
İstanbul’daki Sivaslı varlığı zaten “derya deniz”.
Belediye Başkanı Bilgin de dönemin Sivas Valisi Kitapçıgil ile aynı hissiyatta, kırmızı-beyazlı ekibin bir futbol kulübü olmasının ötesinde, kentin Avrupa’ya açılan yüzü olduğuna dikkati çekiyor ve “Şehrin dinamiklerine düşen de böyle güzel bir markaya, değere sahip çıkmaktır” değerlendirmesinde bulunuyor…
Sivas’ta “aklın yolu” yarım asırdır “bir”.
Kastamonu’nun “futbol” mazisi namına Sivas’tan daha derin olduğunu iddia etmek abartı olmasa gerek…
Sadece İnebolu şehrimizin futbol tarihi bile kazılsa, altından ne hazineler çıkar.
Yarım asrı aşkın süredir “ine çıka”, “düşe kalka”, güle ağlaya” KSK kervanı bugüne ulaştı…
Kongre yaparak yarına yürümeye hazırlanıldığı şu günlerde, rotamız “Trabzon, Sivas, Kayseri, Konya…” olsun, Anadolu kervanının katarlarından biri olmanın hedefine koşalım.
Futbol günümüzde “ekonomik” alt yapı olarak katıksız “endüstri” materyali, üstyapı olarak ise kitlelerin “biricik” gönül merhemi, futbolu kaldırın yeryüzünden, geriye çayır çimen kalır?…
Kitlelerin pür dikkat kesildikleri “üç direk” doğrudan hurdaya gider.
KSK, tıpkı dönemin Sivas valisi ve bugünün belediye başkanının tespitleri misali, futbol kulübü olması yanı sıra aslen Kastamonu’nun kültür ve sosyal hayatının da amiral gemilerinden biridir…
Kıymeti, futbol topunun çok ötesinde, dünya küresi ölçeğinde değerlendirilmelidir.
Gün gelir, İstanbul’daki bir final maçına Kastamonu’dan 200 otobüs kaldırmayı hayal edelim…
Bu hayal doğru güzergahta tutar bizi.
MUSTAFA AFACAN
Sivasspor’un kaderinde KSK var
Şimdilerde Süper Lig’in tozunu atan, dört büyükleri peşine takan Sivasspor’un profesyonel liglere Kastamonuspor sayesinde 2. Lig’den, yani o yılların 1. Ligi’nden, yani ikinci kademeden adım attığını biliyor muydunuz?
Bir kez kıyısından döndüğü Süper Lig şampiyonluğuna bu sezon en yakın takım olarak gözüken, şimdiden gönüllerin şampiyonu olan Sivasspor’un kaderinde yer alan Kastamonuspor, bunu kader ortaklığına dönüştürebilir mi dersiniz?
Ne günlerdi?
Federasyon’un futbolu Anadolu’da yaygınlaştırma adına, profesyonel ligde takımı olmayan illerde çalışma yapılarak bu illerdeki bazı takımları 2.Türkiye Lig’ine bazılarını ise yeni kurulacak 3.Türkiye Lig’ine alacağını duyurması bir çok il gibi Kastamonu’yu da ayağa kaldırmıştı.
Kastamonululuk bilincinin çok daha yüksek olduğu günlerdi.
O nedenle bu heyecanının seferberliğe dönüşmesi uzun sürmemiş, “KSK 2. Lig’e” sloganları çay boyundaki direklerden asılan bayraklara olmak üzere dört bir yana kazınmıştı.
Dönemin Spor Bakanı Kamil Ocak’ın, Hüsnü Tandoğan Spor Salonu’nun açılışı için Kastamonu’ya geleceği tarih ise hedef gündü.
“KSK 2. Lig”e mitingleri düzenleniyordu o gün. Önce Gazi Stadı’nda, ardından Cumhuriyet Meydanı’nda. Takımın unutulmaz amigosu Altınmakas, cipiyle bir stadın tribünlere giden yol başındaki çok basamaklı yüksek merdivenlerinde, bir Cumhuriyet Meydanı’ndaki merdivenlerinde akrobasi yapıyordu.
Akşam ise açılışı yapılan spor salonu aynı sloganla inliyordu.
Gün içinde Bakan Kamil Ocak’ı ablukaya alan şehrin siyasileri ve ileri gelenleri 2. Lig talebine olumlu cevap alabilmek için bastırdıkça bastırıyorlardı.
Bakan’ın ağzından çıkan “tamam” sözü ve bunu açılış konuşmasında duyurması ortalığı bayram yerine çevirmeye yetmişti.
Kamil Ocak bu kararını dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak’a telefonla ilettiğinde, bir muhalefetle karşılaşmıştı:
“Sayın Bakanım, biz bütün düzenlemeleri yaptık, siyasilerin 2. Lig sözü verdiği Sivas’ın başvurusunu da o yüzden geri çevirdik. Kastamonuspor’u tek başına 2. Lig’e alırsanız ben istifa ederim. Sivasspor’u da alırsanız bu iş olur.”
Bakan’ın, bu karşı çıkışa cevabı netti:
“O zaman Sivas’ı da alın 2. Lig’e.”
Kastamonuspor ve Sivasspor, 1966 yılında alınan kararla 2. Lig’e birlikte dahil edilmişler, 1967-68 sezonu itibariyle büyük maceralarına başlamışlardı.
Aradan geçen yıllar iki kulübü sert iniş çıkışlar içerisinde buralara kadar getirmişti.
Amatör lige kadar düşen Kastamonuspor’u, küllerinden yeniden doğuşu sonrasında arka arkaya yaşadığı iki şampiyonluk 2. Lig’e, ama 1967’deki 2. Lig’e değil, şimdinin üçüncü seviyesine kadar taşıyabilmiş, çizilen büyük hedefe ulaşma konusunda ise ne yazık ki gerisi gelmemişti.
İki kez kıyısından dönülen 1. Lig’e, yani ikinci seviyeye tırmanma çabalarının kırmızı-siyahlı kulübün sırtına yığdığı büyük borç yükü, yeni sezon yarışına katılabilmeyi son anda uzatılan yardım eli sayesinde mümkün kılmıştı.
- ••
Olayın şu ana kadar olan öyküsü bu.
Merak edilen ise şu:
Kastamonuspor’u verdiği destekle ayakta tutan Gün Medya Grup’un, yani Cengiz Aygün’ün bu işi nereye kadar gideceği en azından şimdilik bilinmeyen “yardım”ın ötesine geçirip, olayı usta olduğu bir yatırım projesine, bir spor yatırımına dönüştürme konusunda öncü rol oynayıp oynamayacağı.
İstanbul’da büyük taraftar gücüne sahip Kastamonuspor, bir yandan yarışmacı takımını üst liglere doğru taşırken bir yandan da futbolcu yetiştirip yürüyüşünü onlarla sürdüren, hem memleket gençlerine milyon Euroların uzakta olmadığı görülen fırsat kapısını açacak, hem kazanıp hem kazandıracak, buna muhtaç Türk futboluna da katkı sağlayacak böyle ciddi bir spor yatırımı için biçilmiş kaftan olarak duruyor.
Madalyonun öbür yüzü ise, “yardım” kesildiği anda, bu borç yükünü taşıması mümkün görülmeyen kulübün bir kez daha kendisini amatör ligde bulmasının kuvvetli ihtimal olması.
Mecnur Otyakmaz öncülüğünde bir kez kıyısından döndüğü Süper Lig şampiyonluğuna bu sezon en yakın takım olarak gözüken, şimdiden gönüllerin şampiyonu olan Sivasspor’un kaderinde yer alan Kastamonuspor, bunu kader ortaklığına dönüştürüp, benzeri çizgiye hatta onun da ötesine geçebilir mi dersiniz?
20 ARALIK 2019